Ve mutfakta yardım etmem gerektiğini biliyorum, ama erken kalkıp yanına gelebilirim. | Open Subtitles | ويريدون مني الإنتقال إلى غرفتهم. وأعرف إنني يجب أن أساعد في المطبخ. |
Şirkete yardım etmem için Amerika'ya gelmemi istiyordu. | Open Subtitles | لقد طلب منى أن أطير إلى الولايات, عندها أستطيع أن أساعد فى الشركة. |
Eğer çıkıyorsak, bunun gibi şeylerde sana yardım etmem gerekmez mi? | Open Subtitles | إن كنا نتواعد ألا يجب علي أن أساعدك بأشياء مثل هذه؟ |
Meğer bunu yapmasının sebebi ona ve şaka gibi kariyerine yardım etmem içinmiş. | Open Subtitles | لكن يتضح أنه يفعل هذا فقط حتى أساعده في مهنتة المضحكة |
Yani onlara yardım etmem gerekiyor. | Open Subtitles | إذا وافقت على مساعدتهم و هذا يعني أنه يجب أن أبدو أني أساعدهم |
Fakat bana yardımcı olmayan insanlara yardım etmem. | Open Subtitles | لكنني لا استطيع أن اساعد الناس بدون أن يساعدوني |
Gelip seninle arardım ama dükkanda anneme yardım etmem gerek. | Open Subtitles | سوف اخرج للبحث معك لكن يجب ان اساعد امي في المحل |
Fakat bu gece evsiz kalacak ailelere yardım etmem için son gece. | Open Subtitles | لكن الليلة هي ليلتي الوحيدة لأساعد تلك العائلات |
ZOYA ZARUBİNA, SOVYET İSTİHBARATI Konferansa hazırlanmalarına yardım etmem için Tahran'a çağrıldım. | Open Subtitles | تم استدعائي الى طهران" لمساعدتهم على الإعداد للمؤتمر |
Bayanın paketleri taşımasına yardım etmem gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أنّني يجب أن أساعد السيّدة في حمل الأغراض |
Sana, nasıl bir canavar olduğunu söylemeyi çok isterdim ama Bin Ladin'in yeğenine, Park Avenue'de ev alması için yardım etmem gerekiyor. | Open Subtitles | أحب أن أقول لك أي وحش أنت و لكن علي أن أساعد ابن أخي في الالتحاق بالجامعة |
Pekala, s.ktir et. Eğer ona yardım etmem gerekiyorsa Bu küçük şeytanlara da yardım etmeliyim. | Open Subtitles | حسناً ، اللعنة ، إن كنت أنوي مساعدته فيجب أن أساعد هذه الشيطانة الصغيرة الجميلة |
Ya da tüm bu olanları yapacak kadar hasta ruhlu insanlara yardım etmem. | Open Subtitles | أو أن أساعد اناس مريضين مثلكم في فعل هذا |
Bay Bond, Simmons davasında size yardım etmem gerektiğini düşünüyor. | Open Subtitles | السيد بوند يعتقد أنه ينغبى أن أساعدك فى قضية سيمونز |
Sana yardım etmem gerekiyordu. Sen mi bana yardım edecektin? Efendi dünyaya ayak bastı. | Open Subtitles | ..و لكن أنت أبدا كان من المفترض أن أساعدك أنت ساعدتنى |
Bir konuda ona yardım etmem gerekiyor. | Open Subtitles | و أريد أن أساعده بشيء في الخارج لدقيقة فحسب |
Durumu pek de iyi değil ve kocamla ona yardım etmem üzerine biraz tartışmıştık. | Open Subtitles | أعني, إنه لا يبلي بشكل جيد وبدأت بابشجار مع زوجي بشأن هل أساعده أو لا |
4400'ler insanlığı kurtarmak için geri yollandı ve onlara yardım etmem gerekirdi. | Open Subtitles | الـ 4400 أرسلوا لحماية البشرية , وعلي مساعدتهم بذلك |
Hadi, Kralın hazırlanmasına yardım etmem gerek. | Open Subtitles | هيا بنا,يجب علي أن اساعد الملك ليستعد |
Kramer'e, paketleri taşımada yardım etmem gerek. | Open Subtitles | يجب علي ان اساعد كرايمر في نقل اغراضه |
Çılgınca geldiğini biliyorum ama beni buraya müvekkilinize yardım etmem için gönderdiler. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو جنونياً، ولكني بُعثت لأساعد موكلك |
Çocuklar makalelerine yardım etmem için gelirlerdi. | Open Subtitles | كان يأتيني الكثيرون لمساعدتهم بكتاباتهم |
Brody'nin bu dövüşe hazırlanmasına yardım etmem için dünyanın öbür ucundan gelmesini istediği adamım. | Open Subtitles | أنا سأل الرجل برودي أن يطير في منتصف الطريق في جميع أنحاء العالم لمساعدته في تدريب لهذه المعركة. |
Thar verdiği karar için pişman olmakla kalmayıp... yardım etmem için yalvaracak. | Open Subtitles | سوف لن تندم ثار على قرارها فحسب ولكنها ستتوسل إلي لأساعدها |
ağrıyı dindirmek, hastalığı yenmek, sağIıklı kalmak için insanlara yardım etmem gerekiyor. | Open Subtitles | أنا من المفترض أني أساعد الناس ليسيطروا على ألمهم لهزيمة المرض,للبقاء أصحاء |
yardım etmem gereken insanları önceden görebiliyorum. | Open Subtitles | رؤياتٌ عن أُناس من المفترض أن أساعدهم |
Tabi, alışverişten dönen yaşlı bir kadının elindeki poşetleri taşımasına falan yardım etmem. | Open Subtitles | فمثلا لو كان هناك سيدة كبيرة سنا تحاول حمل ما تسوقته إلى منزلها لا أحاول أن أساعدها في حمل أشيائها ليس إلى هذه الدرجة |
Dırdırı kesmezsen işleri Boopie ile düzeltmene yardım etmem. | Open Subtitles | إذا لم تتوقف عن الأزعاج , فلن أساعدك "فى تسوية الأمور مع "بوبـى |
Sana yardım etmem! O öldü, onu yanlız bırak! | Open Subtitles | لن اساعدك انها ميتة اتركها لا تأثر الاخ |