Yani evrensel yer çekimini anlamayı mümkün kılan bazı atlama taşlarını, bazı özel koşulları kastediyorum. | TED | أعني هناك ركائز أساسية، و بعض الظروف التي في ظلها لم يكن مستحيلًا عليه أن يستنتج قانون الجاذبية. |
Bir elektrik alanını görselleştirmenin en iyi yolu yer çekimini düşünmektir. | TED | الطريقة الفضلى لتصوّر حقل كهربائي تتمثل في التفكير في الجاذبية. |
yer çekimini anlıyorduk, aerodinamiği anlıyorduk. | TED | نحن نفهم الجاذبية ؛ نحن نفهم الديناميكا الهوائية. |
Bilmiyoruz, belki ciddi anlamda yer çekimini değiştirirsek aynı şeyi bedenimizi yaratmak için de yapabiliriz. | TED | نحن لا نعرف، إذا كنت تغير الجاذبية بشكل كبير، إذا كان سيحدث نفس الشيء لكي يخلق جسمك. |
Bu lanet bombanın yer çekimini bu kadar sevdiğini bilmezdim. | Open Subtitles | لم أخذ في الحسبان ان هذه القنبلة اللعينه تعشق قوة الجاذبيه كثيرا |
inanılmaz derecede zayıf. Zıpladığım zaman kısa bir süreliğine yer çekimini yenebilirim ama bir protonu elimden çıkaramam. | TED | أستطيع بسهولة هزم الجاذبية عندما أقفز . لكن لا أستطيع أن أخذ بروتون من يدي. |
Bu yüzden dünyadaki yer çekimi üstadına sıfır yer çekimini tattırma şansını elde etmiş olmam harikaydı. | TED | لذا عندما أتيحت لي الفرصة لكي أقدم ﻷبرز خبير في العالم في موضوع الجاذبية تجربة اللاجاذبية، كدت لا أصدق. |
Bu tüy, kuşlara yer çekimini yenmeyi olanaklı kılmıştır ve olağandışı bir şekilde havaya çıkarmıştır. | TED | فقد أتاحت هذه الريشة للطيور قهر الجاذبية والإقلاع في الجو بطريقة غير عادية. |
Öyleyse biz ışığı da karanlığı da görmüyoruz yer çekimini görmüyoruz, elektriği de görmüyoruz. | TED | إذاً نحن لا نرى الظلام و لا نرى الضوء, لا نرى الجاذبية و لا الكهرباء. |
yer çekimini hazırlar, uykuya geçer ve kurtarılmayı bekleriz. | Open Subtitles | إس إشارة مرشد الطوارئ سنجهز كوات الجاذبية سنضع أنفسنا ، فى حالة من توقف النمو |
Sizce insanlar yer çekimini yenebilir mi? | Open Subtitles | هل تعتقد أن البشر تستطيع أن تسير ضد الجاذبية ؟ |
Sadece yer çekimini kullanarak, üst kısmı saptamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أستخدم الجاذبية لأحدد في أي إتجاه هو الأعلى |
Evet, dogru. Ben yer çekimini elma olmadan da bulurdum. | Open Subtitles | لا هذا ليس صحيحا فأنا كنت سأكتشف الجاذبية دون الحاجة لتفاحة |
Ama yer çekimini içine dahil edebileceğin varsayımını bedenen coşturucu bulduğumu söylemeliyim. | Open Subtitles | لكن مجرد فكرة أنه من المحتمل أن تتمكن من دمج الجاذبية يتوجب علي أن أخبرك،لقد وجدت الأمر منعشا جسديّا |
Hayır, düzensizliğin yüzünden yer çekimini suçlama. | Open Subtitles | كلا, لا تلوم الجاذبية الأرضية على قلة الترتيب |
yer çekimini yok etme yeteneğimiz uzun zamanlı uzay yolculukları için gereklidir. | Open Subtitles | لدينا القدرة على التعامل مع الجاذبية أمر ضروري للسفر على المدى الطويل الفضاء. |
Aya bir delik açarak okyanus dalgaları üzerindeki yer çekimini değiştirirsek boyutsal sızıntıyı keseriz. | Open Subtitles | أعتقد إن قمنا بالحفر على سطح القمر، سنغير الجاذبية التى ستسحب أمواج المحيط و نستطيع أن ننهى تسرب الأبعاد |
Evet, hiçbir zaman yer çekimini, başka güçlerle birleştirmedi. | Open Subtitles | نعم, وهو لم يوحّد الجاذبية مع القوى الأخرى |
Şok noktasını çıkartmak için yer çekimini iyi ayarlamalılar. | Open Subtitles | عليهم التخلص من الجاذبية جيداً قبل الانتقال البُعَدي |
Sanırım yer çekimini çalıştıracak düğmeyi buldum. | Open Subtitles | اعتقد انى وجدت مفتاح احداث الجاذبيه |
Bunun üzerinde bir süredir çalışıyoruz. yer çekimini kesen serum. | Open Subtitles | أسمي هذا المركب بتركيبة انعدام الجاذبيه |