Ken, yetenekli bir aşçı ama yemek konusunda fazla bilgisi yok. | Open Subtitles | كين هو طباخ موهوب لكنه لا يعرف الكثير عن افكار الطعام |
Bazı araçlara sahip yetenekli bir lise öğrencisi bile yapabilir. | TED | ويمكن لطالب موهوب بمساعدة بعض المعدات القيام بذلك. |
Endişelenme. Emin ellerdesin. Kız arkadaşın çok yetenekli bir doktor. | Open Subtitles | لا تقلق، أنت تحت أيادٍ جيدة خليلتُكَ طبيبة موهوبة جداً |
Hailey çok yetenekli bir genç kızımız çok güzel obua çalıyor. | Open Subtitles | إن هايلي شابة موهوبة جداً تقوم بالعزف على المزمار بشكل جميل |
Zeki ve yetenekli bir adamsın önemli biri bile olabilirsin paran, malın mülkün olur, saygı görürsün. | Open Subtitles | أنت رجل ماهر و قادر و من الممكن أن تكون رجل مهم تملك أموال و أصول يجب أن تكون محترم |
İşini bırakması için cesaretlendirdiğim çok yetenekli bir stilist arkadaşım var ve şey, onun yeni bir işe ihtiyacı var. | Open Subtitles | لديَّ صديقٌ موهوبٌ للغاية شجعتهُ على تركِ عمله و .. |
Sora yetenekli bir savaşçı ve iyi bir nişancıdır, Teğmen Ford. | Open Subtitles | سورا مقاتلة ماهرة ورامي خبير،لوتينت فورد. |
Konuşmayı seviyorum. Bildiğin gibi ben yetenekli bir taklitçiyim. | Open Subtitles | أتمتع بالكلامِ وكما تعرف أَنا ممثل موهوب |
D birliğinin başındaysa yetenekli bir ekonomist ve bütün birlik komutanlarının en entelektüeli sayılan Otto Ohlendorf bulunuyordu. | Open Subtitles | إقتصادي موهوب وأكثر قادة فرق التدخل المُساندة ثقافة |
Tebrikler, kendine yetenekli bir stilist buldun. | Open Subtitles | تهانينا، يبدو أنك وجدت نفسك المصمم موهوب جدا. |
Bu onun için büyük şeyler anlamına gelebilir. Baban çok yetenekli bir adam. | Open Subtitles | إنها تعني له أشياء كبيرة جدا إنه رجل موهوب جدا.. |
Sen kendini adamış, yetenekli bir öğretmensin ve ebeveynler sana bayılacak. | Open Subtitles | أنت مكرس ومعلم موهوب وأولئك الأباء سيحبّونك |
Her zaman planladığınız gibi gitmiyor, yetenekli bir çevirmenle bile. | TED | و هو لا يسير دوماً كما تخطط له حتى إن عملت مع مترجمة موهوبة. |
Niçin, niçin niçin böyle bir kız... genç, güzel, yaşamak için her şeyi olan yetenekli bir kız... | Open Subtitles | لم فتاة كهذه جميلة موهوبة لديها كل الحياة |
Ama bunun için zaman, sabır ve yetenekli bir kız gerekir. | Open Subtitles | ولكن الطريقة تحتاج الوقت الصبر وأبنة موهوبة |
Her şeye rağmen yetenekli bir kızımız olduğu için şanslıyız. | Open Subtitles | هو لم يساعدنا أبداً ، أنه شيء جيد أنه كان لدينا بنت موهوبة |
Hayallerini desteklemek için de elimden geleni yaparım. Annie, çok yetenekli bir mimar. | Open Subtitles | و سأبذهل جهدي لأكون داعماً لأحلامها و هي مهندسة موهوبة |
Çok yetenekli bir taktikçi ama daha tek taş bile kaybetmedim. | Open Subtitles | انه ماهر بالتكتيكات وخبير جدا لكني حتى الآن لم أفقد قطعة واحدة |
Ama karmaşık sosyal yapısıyla, seçici ve çok yetenekli bir avcı. | Open Subtitles | ولكنه ايضا صياد إنتقائي ماهر ويعيش حياة معقدة اجتماعيا |
Senin gibi yetenekli bir işçi güvenilir bir Nasyonal Sosyalist olmalı. | Open Subtitles | عاملٌ موهوبٌ مثلك، وجَبَ أن يكونَ وفياً للإشتراكية الوطنية |
O harikulade bir anne yetenekli bir doktor fena da kazanmıyor hani! | Open Subtitles | أم رائعة طبيبة ماهرة وليست بكاسبة رزق قليل |
O yetenekli bir sanatçı... ve çocukların ondan çok değerli teknikler öğreneceklerine gerçekten inanıyorum. | Open Subtitles | أنها مؤديّه موهوبه وأظن فعلاً بأن الأولاد سيتعلمون منها العديد من الحركات المهمه |
Kızınız yetenekli bir dansçı . | Open Subtitles | ابنتك راقصة ملهمة جداً |
Gavin çok yetenekli bir oyuncu ve buraya uyum sağlayacaktır. | Open Subtitles | قدم لنا لاعياً موهوباً جداً و يجب أن نعامله بشكل أفضل من دون الجلوس هنا لكي يقوم بالتغييرات |
Sen çok yetenekli bir adamsın Juni. | Open Subtitles | حسنا، جيوني , أنا يجب أن اقول، أنت رجل متعدد المواهب. |
Çok yetenekli bir, Bilgisayar teknisyeni tanıyorum sisteminizi çok yakından tanıyan birisi. | Open Subtitles | أعرف خبير كمبيوتر قدير ربما يعرف تهيئة كمبيوترك |
Kişiliği olan bir takım daha yetenekli bir takımı yenmenin yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | الفريق ذو الشخصية الاقوى يجد الطريق ليهزم الفريق ذو الموهبة الافضل |