"yollamaya" - Traduction Turc en Arabe

    • إرسال
        
    • يبعث
        
    • لإرسال
        
    • بأرسال
        
    Sonra müthiş bir şey oldu, insanlar bize eski cep telefonlarını yollamaya başladılar. TED ثم حدث شيء مدهش حقًا، كان في إرسال الناس لهواتفهم المحمولة القديمة.
    Diğer durumlarda sinirler daha verimli bir şekilde sinyaller yollamaya uyum sağlarlar ve mesajı kuvvetlendirirler. TED في حالات أخرى، تعتاد الأعصاب إرسال الإشارات بفاعلية أكبر، مضخّمة للرسالة،
    Bu, Kızılderili'leri yok etmek üzere, ...orduyu yollamaya karar vermeden önce, Washington'da yapılan konuşmalara benziyor. Open Subtitles هذا نفس الكلام الذي يقدمونه في واشنطن فقط قبل أن يقرروا إرسال .الجيش إلى مذبحة الهنود
    Bu posterin etrafında her kim takıldıysa... sapıkça bir mesaj yollamaya çalışıyormuş. Open Subtitles أياً من وضع هذا الملصق الإعلاني كان يريد أن يبعث برسالة ملتوية
    Matty insanları, buldukları fotoğraf makinelerini, taşınabilir bellekleri öksüz kalan fotoğraflarla kendisine yollamaya davet ediyor. TED يدعو ماتي الناس لإرسال آلات التصوير الرقمية التي وجدوها إليه، شرائح الذاكرة التي فقدت بصور يتيمة.
    Sonra da o sana isimsiz tehdit mektupları yollamaya başlayacak sen de polise suç duyurusunda bulunmak zorunda kalacaksın. Open Subtitles حتى يبدأ هو بأرسال رسائل تهديد من مجهول وتضطرين الى أخباره أن مؤخرته في البيباي
    Sana mektup yollamaya çalıştım. Ama hangi eyalette yaşadığını bilmiyordum. Open Subtitles حاولت إرسال رسالة ، لكن لم أعرف أي ولاية تعيشين بها
    Amiral aşağıya adam yollamaya karar verdi. Open Subtitles لقد قرر الأدميرال إرسال بعض الأشخاص إلى السطح
    Öldüğü gece bana bir faks yollamaya çalışmış. Open Subtitles اتضح أن غارزا حاول إرسال فاكس لي في الليلة التي مات فيها
    Parmaklarım kemiklerime kadar yara oluncaya dek e-posta yollamaya devam edeceğim. Open Subtitles سأستمر في إرسال الإيميلات حتى تنحل يدي إلى العظام
    FBI, arabulucu; şerif ise SWAT'ı yollamaya hazır. Open Subtitles تريد المباحث الفدرالية إرسال مفاوض ولدي عمدة محلي راعي بقر جاهز لإرسال فريق التدخل مع اعتداء كامل المقاييس
    Adam bunu öldüğü gece yollamaya çalışmış, ...ve telefonu bağlanana kadar da burada beklemiş. Open Subtitles الرجل حاول إرسال هذا بالبريد الإلكتروني في الليلة التي مات فيها، وظلّ قابعاً في هاتفه حتى وجد إتّصالاً
    Fakat Elaine'e bir mesaj yollamaya çalışıyor idiyse bu, uzaktan bile olsa kulağa bir ihtimal gibi gelen tek şey. Open Subtitles ولكن إذا كان يحاول ل إرسال رسالة إلى إيلين ، هذا هو الشيء الوحيد أنه حتى بعد بدا مثل هذا الاحتمال.
    Nerede olduğunu bilmediğini ama en kısa zamanda bir mesaj yollamaya çalışacağını söyledi. Open Subtitles لمْ تكن تعرف أين، لكنّها ستُحاول إرسال رسالة قريباً.
    Bence biri yemek fişini blokladığı için sinirliydin ve bir mesaj yollamaya çalışıyordun. Open Subtitles أعتقد أنك كُنت غاضباً لقيام شخصاً ما بمنع إيصال تذكرة وجبتك وأعتقد أنك كُنت تُحاول إرسال رسالة ، أجل
    Askerlerini vatanlarının o kadar uzağına yollamaya cesaret edemez. Open Subtitles لن يجرؤ على إرسال جنوده بعيدًا عن منازلهم.
    Theo Tonin, Quarles'ın işine son verdiği için küçük Sammy'nin haddini aştığına karar verip onun yerine yeni kabadayılar mı yollamaya karar verdi? Open Subtitles هل قرر " ثيو تونان " أن " سامي " الصغير " بالغ حينما قطع " كوارلز وقرر إرسال عضلات حقيقية بدل ذلك ؟
    Biliyorum, demin de aradım ama Şerif Romero'nun devriye arabaları yollamaya devam ettiğinden emin olmak istedim çünkü bir süredir ortalıkta araba falan görmüyorum. Open Subtitles ولكني فقط أريد التأكد (منالمأمور(روميرو... لا يزال يبعث الدوريات حول المنزل... لأني لم أرى سيارة تسير بالقرب من هُنا لفترة.
    - Loeb'ın mesaj yollamaya çalıştığı açık. Open Subtitles -يبدو أن (لوب) يبعث برسالة .
    O kadar benzer olma. 1,3 saniye sıkıştırılmış veri bombası biçiminde bir mesaj yollamaya yeter de artar bile. Open Subtitles إنه وقت كافى لإرسال رسالة على شكل تدفق للبيانات تم ضغطه بشكل مكثف
    Çok geçmeden bize görüntüler yollamaya başlayacaktı. Open Subtitles قريبا سيبدأ بأرسال الصور إلينا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus