"yozlaşma" - Traduction Turc en Arabe

    • الفساد
        
    • فساد
        
    • الفاسده
        
    • بالفساد
        
    • للفساد
        
    Önce, nedenini anlamalıyız: yozlaşma, ilk başta neden ortaya çıkıyor? TED أولاً، يجب فهم السبب: لماذا يحدث الفساد في المقام الأول؟
    Dünya Bankası, Wolfensohn ile birlikte 180 derece yön değiştirdi ve bence dünyanın en güçlü yozlaşma karşıtı organı oldular. TED البنك الدولي قد تغير من ساولوس إلى باولوس, و ولفينسون قد أصبحوا, يمكنك القول, أقوى وكالة لمكافحة الفساد في العالم.
    Anlamıyorum. O kadar yozlaşma ve üçkağıda tanık olduktan sonra nasıl herkes eğlenebiliyor? Open Subtitles لا أفهم ، كيف يحتفل الجميع بعد كل ذلك الفساد والخداع الذي شهدناه؟
    Ve Nazilerdeki bu bireysel yozlaşma 1943 sonbaharında Yahudilerin karşı koymasına zemin hazırladı. Open Subtitles وقد كان فساد نازييين فرديين الذي مكّن اليهود من المقاومة في خريف 1943
    Ama korkunun gücü, fazlasıyla tahmin edilemezdi. yozlaşma riski çok yüksekti. Open Subtitles لكن قوّة الخوف لا يمكن التنبؤ بتباعياتها، واحتمال الفساد عظيم للغاية.
    Ama korkunun gücü, fazlasıyla tahmin edilemezdi. yozlaşma riski çok yüksekti. Open Subtitles لكن قوّة الخوف لا يمكن التنبؤ بتباعياتها، واحتمال الفساد عظيم للغاية.
    Ve anlattığın o gelecek, kötülük ve yozlaşma üzerine kurulu. Open Subtitles و المستقبل الذي تتحدث عنه مبني على الشر و الفساد
    Üçüncü parti uygulamalarına duyarlı hale getiren ve tamamiyle bir yozlaşma. Open Subtitles ما يجعلها عرضة للتدخل طرف ثالث وفي نهاية المطاف يعمها الفساد.
    Dünya Bankası'nın yeni bir araştırması... ...200 yozlaşma dosyasını inceledi. TED دراسة أجراها البنك الدولي مؤخرا نظرت إلى 200 حالة من الفساد.
    Her yerde yozlaşma var, öyleyse neden bu sektöre odaklanalım? TED وهناك الفساد في كل مكان، لذا لماذا التركيز على هذا القطاع؟
    yozlaşma ve seçimden korktukları için siyasetin dışında kalmak istiyorlar. TED فهم يريدون البقاء خارج لعبة السياسة حيث أنهم يخشوا الفساد أو الاندساس.
    İşe koyulduğumuzda, çok fazla yozlaşma ile karşılaşacağımı sanıyordum. Bu süreçte gerçekten ya ölecek ya da öldürülecektim. TED عندما بدأنا اعتقدتُ أنني سأجد الكثير من الفساد كنتُ في الواقع أشعرُ إما سأموت أو سأقتل في هذه العملية.
    Kıtamızda bazı liderlerin yozlaşma kurbanı olduğunu yadsımak zor. TED من الصعب تجاهل حقيقة وجود الفساد في هذه القارة مع بعض حكامنا.
    Fakat sonra ülkemin durumunu keşfettim, o zamanlarda çok fazla yozlaşma vardı. TED لكن عندما اكتشفت الوضع في بلدي, في ذلك الوقت كان هنالك كثيرا من الفساد.
    Genç bir avukatı, yozlaşma Karşıtı Komisyonu'na delege olarak atadım. TED عينتُ محاميًا شابًا كمفوّض لهيئة محاربة الفساد.
    Bu yozlaşma ve yozlaşmaya bağlı cezasız kalma kültürünü yok etmeye kararlıyız. TED نحن عازمون على التخلص من ثقافة الفساد ومن ثقافة الإفلات من العقاب التي تترافق مع الفساد.
    Şiddet ve suçun olmasının nedenlerinden biri de siyasal yozlaşma ve vatandaşları koruyacak merkezi hükûmetlerin eksikliğidir. TED كما أن أحد الأسباب في وجود العنف والجريمة هناك هو الفساد السياسي وتقصير الحكومات المركزية في حماية مواطنيها،
    Ve son olarak, üç numara: Her kim Lesterland ile ilgili ne söylerse söylesin, tarihi arka planı, geleneklerine karşın, vatanımızda, ABD'de, Lesterland bir yozlaşmadır, bir yozlaşma. TED وأخيراً، النقطة رقم ثلاثة: مهما كان أحد يريد أن يقول عن ليستيرلاند، على خلفية تاريخها و تقاليدها في بلادنا، في الولايات المتحدة الأمريكية، ليستيرلاند هي فساد، فساد.
    Şimdi ne düşündüğünüzü biliyorum: bir Afrika ülkesinde böylesi verimsizlik bulunması için orada yozlaşma olmalıdır. TED الآن، اعرفُ بماذا تفكرون: لا بد من وجود عدم كفاءة في دولة افريقية يجب أن يكون هناك فساد.
    Bu kurumda yozlaşma, yüksek yerlerden göz yumulmadan varolamaz. Open Subtitles فساد الشرطة لا يتحقق إلا بتساهل من السلطات العليا في القسم
    "Güç yozlaşmayı doğurur,... mutlak güç mutlak yozlaşma doğurur"' Open Subtitles واللورد أكتون هو مؤلف العبارة المقتبسه السلطه الفاسده والسلطة المطلقة الفاسده
    Çita Jenerasyonu, yozlaşma konusunda saçmalıklara... ...tahammül göstermeyen yeni bir Afrikalı nesli. TED إن جيل الفهد هي سلالة جديدة من الأفارقة الذين لا تحتمل أي سلوك أحمق يتعلق بالفساد.
    Fakat ne yazık ki, yozlaşma ve açgözlülüğe hayır demeye gelen rahipler, politikacılar, öğrenciler ve halkın desteği gittikçe yükseliyordu. TED ومن حسن الحظ، اندلعت انتفاضة لدعمهم من رجال دين وسياسيين وطلاب وجمهور عريض، جميعهم خرجوا كي يقولوا لا للفساد والجشع.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus