Diktatörler zalim canavarlardır, bunu iyi biri olmak için söylemiyorum. | TED | الطغاة عبارة عن وحوش قاسية. ولا أقول ذلك لأكون لطيفة. |
Şey, Eminim sana karşı zalim ve aldatıcı olmak istememiştir. | Open Subtitles | حسنا.. بالتأكيد هي لم تقصد حتى لا تكون قاسية عليكِ |
Hayatım boyunca bana dünyanın karanlık, zalim bir yer olduğunu anlattın. | Open Subtitles | طوال حياتي و انت تخبرني ان العالم مكان مظلم و قاسي |
Sadece ondan sonra yaklaşan zalim mevsimi atlatabilmeyi ümit edebilirler. | Open Subtitles | حينها فقط يستطيعون أن يأملوا النجاة من الفصل القاسي القادم |
Yoksa hep birlikte düzenlediğiniz, zalim bir şaka mı bu? | Open Subtitles | أم أن هذه نوع من النكت القاسية جميعكم مشتركون فيها؟ |
zalim kaderin bizim geçmiş ve geleceğimizi değiştireceği zalimce bir oyun oynadığından habersizdik. | Open Subtitles | لم نعرف بأن القدر سيكون .. قاسياً معنا وسوف يغير ماضينا وحاضرنا ومستقبلنا |
Öfkeli, zalim, amansız, zayıf ve fakir bir kocası var. | Open Subtitles | عنيفة ، قاسية ، عنيدة متزوجة من زوج ضعيف مسكين. |
Sanırım, tanıştığımızda daha çocukmuşum ben... Adım zalim olmasa bile... | Open Subtitles | أذكر أيضًا أننا حين تقابلنا نعتّكم بالأطفال وبألفاظ قاسية أخرى. |
Kısa mesajla taciz ya da zalim cep telefonu videolarına benzer şeyler yoktu. | Open Subtitles | لم يكن يوجد حينها المضايقة عبر رسالة نصية او انتشار مقاطع فيديو قاسية |
Hayatım boyunca bana dünyanın karanlık, zalim bir yer olduğunu anlattın. | Open Subtitles | طوال حياتي و انت تخبرني ان العالم مكان مظلم و قاسي |
Yapabilsen bile bu kadar zalim olmaya ne gerek var? | Open Subtitles | حتى لو استطعـت ذلك لماذا ترغب أن تكون قاسي ؟ |
Anneannem ağzımı sabunla yıkıyor; yarım asır geçmiş ve hala bana gelir o kalın, zalim demir çubukla. | TED | جدتي تغسل فمي بالصابون : على طول نصف قرن مضى ولازالت تأتي الي مع هذا الشريط الآصفر القاسي |
Ama şimdi anlıyorum ki onu karanlık ve zalim yapan tek şey senin gibi insanlar. | Open Subtitles | و لكنني الأن اري ان الشيء الوحيد المظلم و القاسي في الناس هو انت |
Yoksa hep birlikte düzenlediğiniz, zalim bir şaka mı bu? | Open Subtitles | أم أن هذه نوع من النكت القاسية جميعكم مشتركون فيها؟ |
Ama bu zalim ortamda bir yaşam türü gelişmeyi sürdürdü. | Open Subtitles | لكن نوع واحد من الحياة إزدهرَ في هذه البيئة القاسية. |
İsteyince çok zalim olabiliyorsun, bunu biliyordum zaten. | Open Subtitles | يُمكنك أن تكون قاسياً عندما تُريد ولكنى كنت أعلم هذا طوال الوقت |
Ama nasıl bu kadar zalim olduğunu anlamıyorum. | Open Subtitles | الذي لا أفهمه هو كيف لكِ أن تكوني بهذه القسوة. |
zalim kardeşimiz tarafından tehdit edilmekten ve kontrol edilmekten artık usandım. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بتهديد وتحكّم أخي الطاغية فيّ. |
Düğünümün kötü ve zalim çocuklar tarafından mahvolmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أسمح أن يتم أفساد زواجى بسبب أطفال قساة وشريرون |
Ama başka bir zalim tarafından tahtından indirildi. Ve geri almakta kararlı. | Open Subtitles | ولكنه أطيح به عن طريق طاغية أخر وهو عازم على إستعادة عرشه. |
Ülkenin başka bir köşesinde, tüm zamanların olabilecek en zalim sporunu keşfettim. | Open Subtitles | في جزء آخر من هذا البلد , اكتشفت ما يمكن أن يكون الأكثر وحشية الرياضة للجميع. |
zalim diktatörlüğün hüküm sürdüğü yedi yıl boyunca sürgündeydik. | TED | سبع سنوات من الدكتاتورية الوحشية قضيناها في المنفى |
Demek bu talihsiz çocuğu zindana kapatan korkunç zalim sensin. | Open Subtitles | أفهم بأنك المستبد الفظيع الذي سجن هذا التعيس السيء الحظ |
zalim olduğunu biliyordum, ama ne kadar ileri gidebileceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | عرفت أنك قاسى لكنى لم أعرف إلى أي مدى يمكنك أن تصل |
Beni bu şekilde buraya getirmen, zalim ve alışılmadık bir ceza. | Open Subtitles | ،إنه عقابٌ قاسٍ وغير إعتيادي . بأن تعيدني هنا بهذا الشكل |
Katılanların birçoğu, Büyük Lider Barracto'nun kararının Otelium'un zalim valisi, General Kendallo'dan yana olacağını bekliyordu. | Open Subtitles | معظم الحضور توقّعوا من القائد الأعلى براكتو أن يحكم لصالح الجنرال كندالو الحاكم الشرير لأوتيليوم |