Bu sabah, her zamanki gibi, 8:30'da geldim. İçeri girdim... | Open Subtitles | هذا الصباح انا وصلت كالعادة حوالى 8.30 صباحاً , دخلت |
Öğle vaktiydi ve her zamanki gibi kasabadaki servislerimi yapıyordum. | Open Subtitles | لقد كان وقت الغذاء وكنت أقوم بتوصيل الطلبات للبلدة كالعادة |
Tanrım. Yine yanlış adamın peşinden gittim. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | يا إلهي، لقد سعيت خلف الرجل غير المناسب، ثانيةً، كالعادة |
Her zamanki gibi evden çıkarım ama bu sefer salona giderim. | Open Subtitles | سأترك المنزل كالمعتاد, لكن في هذه المرة, سأكون في الصالة الرياضية. |
Her zamanki gibi verdiler, geri vermeye gönlüm el vermedi. | Open Subtitles | . باريستا يعطيني اياه كالمعتاد لم يكن لدي القلب لاعيدها. |
Çıplak ayak etrafta koşturuyorsun aynı ata bindiğin zamanki gibi. | Open Subtitles | أنتِ تركضين بدون حذاءكِ مثل عندما أمتطيتِ حصانكِ |
- Dışarısı her zamanki gibi. - Daha görmediğin neler var neler! | Open Subtitles | ـ واحد طبق فول كالعادة ـ إين أنت من فترة لم تظهر؟ |
Her zamanki gibi eve dönmekten ve buranın yöneticilerinden bahsediyordu. | Open Subtitles | عن أنت تعلم, العودة إلى الديار وعن الأشخاص المسؤلون كالعادة |
Güzel Her zamanki gibi Dostlar Ve Komşularımı Zor Durumda Bırakırım. | Open Subtitles | إنه لمن دواعي سروري كالعادة , أن أخدم أصدقائي و جيراني |
- Bay Shue, her zamanki gibi sizinle yine hemfikiriz. | Open Subtitles | سيد شوستر كالعادة أنا و أنت دائما على نفس الصفحة |
Her zamanki gibi kaçtı gitti. İşlerin kötüye gittiği dakika kaçtı. | Open Subtitles | لقد هربت كالعادة لقد ساء مآل الخطّة، من له أن يلومها؟ |
Tahminlerim var elbette sadece her zamanki gibi haklı mıyım onu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أعني أن لديّ شكوكًا حول هويتك طبعًا. لكنّي أودّ قطع الشكّ باليقين كالمعتاد. |
Ama "her zamanki gibi" lafı "çok iyi" manasına gelmiyor korkarım. | Open Subtitles | "فقط إننى أخشى أن تكون " كالمعتاد لا تعنى أنها بخير |
Alarm her zamanki gibi ışıklar kararınca 10 kez çalacak. | Open Subtitles | كالمعتاد ستنطلق صافرة السفينة عشر مرات بعد تعتيم الإنارة |
Neredeyse durduruyorduk ama her zamanki gibi ordu ihanete uğradı. | Open Subtitles | لقد كدنا نفعل ذلك ، و لكن حدثت خيانة في الجيش كالمعتاد |
Çanta almak için alışverişe gittiğimiz zamanki gibi mi? | Open Subtitles | نوع ما مثل عندما ذهبنا لنافذة التسوق لشراء حقائب اليد؟ |
Ağrı saplanıyor. Yeni okulda ilk günün. Her zamanki gibi başarılı olacaksın. | Open Subtitles | تكون متوترة في أول يوم من المدرسة الجديدة ستقومين بعملك على أكمل وجه كما كنت تفعلين دائماً |
Afrikalılar ve Hindistanlılar, her zamanki gibi, özellikle Güney Amerikalılar, ve Doğu Avrupalılar bizim satın alma listemizde. | TED | أفريقيون وهنود، كما هو معتاد، جنوب أمريكيين، وشرق أوروبيين على وجه التحديد هم على قائمة مشترواتنا. |
Her zamanki gibi işleri ele geçirecek. - 20 saniye. | Open Subtitles | لن تستمع إلىّ وستسعى إلى فرض سيطرتها كما تفعل دائماً |
Her zamanki gibi zırhlı birlikler önde motorlu tedarik kolları hemen arkada. | Open Subtitles | المدرعات فى المقدمه، كالعاده طوابير مركبات الأمدادات ورائها مباشرةً |
Her zamanki gibi sadece sen ve ben şahidin yerini bileceğiz. | Open Subtitles | وكالعادة أنا وأنت فقط سنكون على علم بالمكان المحدد لهذه الشاهدة |
Para transferi her zamanki gibi. Yarısı şimdi, yarısı teslimatta. | Open Subtitles | تحويل الأموال بالطريقة المعتادة النصف الآن و الباقى عند التسليم |
Seni tekrar görmek çok güzel, Caleb. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | عظيم أن أراك مره ثانيه , كدائما |
Bir saniye dikkat etmesem, her zamanki gibi saatte 60 ya da 70'e düşerim. | Open Subtitles | حالما أفقد تركيزي سأعود الى 60 أة 70 ميل كما أفعل دوماً |
Sadece FBI ile ilgili ufak bir sorunumuz var, ...fakat bunu da her zamanki gibi kendimiz çözeceğiz. | Open Subtitles | هناك مسألة مثيرة للقلق مع الاف.بي.آي. سنقوم بالتعامل مع هذا داخليا، كما جرت العادة. |
Her zamanki gibi iyi. | Open Subtitles | إنه جيد كما كان دائماً ولكن بعد سنوات عديدة، |
50 yaşında ve her zamanki gibi genç | TED | تبلغ 50 سنة. وما تزال تبدو يافعة كما كانت. |
Endişelenme.Her zamanki gibi harika görünüyorsun ve de çok başarılı olacaksın | Open Subtitles | لا تقلقي. أنتِ جميلة كما عهدت وستبدين رائعة |