Şu an gülümsüyorum ama içte kalbim kan ağlıyor. Çünkü ormanlarımızın çoğu yok oluyor. | TED | أنا أبتسم هنا، لكن قلبي يبكي، لأنّ كثير من غاباتنا تُدمَر. |
Sadece geri zekalı oğul gibi başımı sallayıp gülümsüyorum ama olup bitenlerin farkındayım. | Open Subtitles | و أبتسم و أومئ برأسي و أوافق كالابن الغبي لكنني أفهم الأشياء |
İşte, halife geliyor. Gülümse. Çok iyi bir adam. | Open Subtitles | اوه , الخليفه يأتى إلى هنا الان , أبتسم له , أنه رجل لطيف |
- Sadece Gülümse. - Peki. - Önceden yaptın mı bunu? | Open Subtitles | ـ أبتسم وحسب ـ أبتسم، حسنا، كيف تفعلين هذا؟ |
Sen orada hayal kırıklığına uğramış duruyorsun, bense gülüyorum. | Open Subtitles | و ستكوني متمددة هناك خائبة الأمل أنا أبتسم |
gülümserim, Konuşmalara katılmam ve bunu gibi şeyler söylerim "lanet," "kahrolası," ve "Bu çok sıkı!" | Open Subtitles | أبتسم ثم ابقى بعيدا عن المحادثة وأقول أشياءا من قبيل اللعنة وهذا رائع |
Bir şekilde gülümsetiyor beni. Fena halde nevrotik. | Open Subtitles | بطريقة تجعلني أبتسم , عصبي جداً |
Yani burada gerçekten mutlu olduğum için gülümsemiyorum. | Open Subtitles | إذاً , أنا لا أبتسم هنا لأنني سعيد فعلاً |
gülümsüyorum çünkü çıldırmışsın sen çılgın insanlara böyle yapılır, onları sakin tutmak için. | Open Subtitles | ... أنا أبتسم لأنكي مجنونة وهذا مايفعلونه للناس المجانين حتى يبقوهم هادئين |
Ve düşündüğüm zaman da, ...gülümsüyorum. | Open Subtitles | ،و.. و بكلّ مرةٍ أفكرّ بك .أبتسم |
- Ben gülümsüyorum. - Hoşuna gittiyse çıkma teklif et. | Open Subtitles | أنا أبتسم - أذا كانت تعجبك , اطلب منها الخروج - |
Tamam. Bak, sadece Gülümse ve beni işe almışsın gibi tokalaş benimle. | Open Subtitles | حسناً، فقط أبتسم وتفحص يدي مثل كأنك أعطيتني عمل |
Sadece VIP lerin karşısında Gülümse ve bırak Tommy Saunders ın ne harika bir adam | Open Subtitles | مجرد أبتسم أمام جميع الشخصيات الهامة ودعهم يتذكّروا كم هو عظيمًا. |
Gülümse bakalım. Evet. | Open Subtitles | أبتسم لي، أبتسم لي نعم، نعم ، نعم |
Sen orada hayal kırıklığına uğramış duruyorsun, bense gülüyorum. | Open Subtitles | و ستكوني متمددة هناك خائبة الأمل أنا أبتسم |
gülümserim, karın kaslarımı gösteririm, insanlar fotoğraf çeker. O kadar. | Open Subtitles | أبتسم ، أظهر عضلاتي ، الناس تلتقط صور لي |
Şimdi, ben çok gülümsemem fakat bu beni gülümsetiyor. | Open Subtitles | الآن،أنالا أبتسمفيكثير منالأحيان،لكنهنا ... أنا أبتسم |
Ama bana inanıyorsunuz çünkü aksanım var ve hiç gülümsemiyorum. | Open Subtitles | لكنك تصدّقني لأنه لديّ لكنة ولا أبتسم أبداً |
Üstümüzden uçarken gülümsedi ve şöyle bir gemiye baktı. | Open Subtitles | و أثناء طيرانه نظر إلى و أبتسم ثم نظر للسفينه |
Her zaman gülümsememi sağladın. | Open Subtitles | شيء تلو الآخر كنتي دائماً تجعلينني أبتسم شكراً , أنا فخور بك يابنتي |
Gülerken daha da çirkinim, ama mutlu olduğumda gülerim. | Open Subtitles | إننى أكثر قبحاً حين أضحك و لكن إننى أبتسم حين أكون مسروراً |
Evet beni en son çektiğinde 6:00 haberlerini çıkmıştım. Gülümsüyor gibi görünmüşüm. | Open Subtitles | أجل آخر مرة صورتني إنتهيت في أنباء السادسة وبدوت كأنني أبتسم |
Yanıma geldi. Flaşlar patlamaya başladı. Ben de gülümsedim. | Open Subtitles | لقد اقتربت لي، الكامرات بدأت تصور و أنا بدأت أبتسم |
Evet, hareket eden her şeyle çıkıyor, ben de gülümseyip mesajlarını alıyorum. | Open Subtitles | أجل، أن يواعد ما يشاء، وأنا أبتسم وأتلقى رسائلهن |
Tek isteğim, oğlumun doğum gününde gülümsemek ama bunu bile yapamıyorum. | Open Subtitles | , كل ما أردته هو أن أبتسم في عيد ميلاد ابني و لا أستطيع فعل هذا |
Bu tüy yumağında beni gülümseten bir şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيء ما بهذا القط يجعلنى أبتسم |
– Ona gülümsedin, gördüm. – Gülümsemedim. | Open Subtitles | – لقد أبتسمتى لها, لقد رأيتكِ – لم أبتسم |