| Bu değerlendirmenizde makul olmaya çalışın, zira Facebook arkadaşlarınızdan bahsetmiyorum. | TED | كن عقلانيا في تقييمك، لا أتحدث عن أصدقائك على الفايسبوك. |
| Ben evlilikten bahsetmiyorum, sadece ailesi ile akşam yemeği yiyeceğiz. | Open Subtitles | لا أتحدث عن الزواج بل عن تناول العشاء برفقة والديه. |
| Burada ayakta durup konuşmak için bana verilen süreden söz etmiyorum. | TED | أنا لا أتحدث عن الوقت، الوقت الذي أملكه للوقوف هنا والتحدث. |
| Sanat olduklarını hiç söyledim mi ki? Ben etkileşim tasarımlarından bahsediyordum. | TED | هل قلت يوما إنه فن ؟ كنت أتحدث عن التصميم التفاعلي. |
| Domuz-adam'dan bahsediyorum. Odaya girdim, ve oradaydı. | Open Subtitles | أتحدث عن رجل خنزير، دخلت الغرفة الخاطئة وكان هناك |
| Giorgio Armani, Gianni Versace, CoCo Chanel, Yves Saint Laurent'den bahsediyorum! | Open Subtitles | أتحدث عن جورج آرماني.. جيانو فيرساتشي كوكو شانيل، إيف سان لوران |
| - Ben Budist veya Amislerden bahsetmiyorum. Normal insanlardan bahsediyorum. | Open Subtitles | لا أتحدث عن البوذيين أو الهاميش أتحدث عن الناس العاديين |
| Hey, Gümüş Madalya veya onun herhangi bir şeyinden bahsetmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث عن النجوم الفضية أو ما إلى ذلك |
| Ben ayaklarımdan bahsetmiyorum. Ben çenesi hiç durmayan çenebazdan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث عن بثوري أنا أتحدث عن الأميرة الثرثاره |
| Ve ikramlık derken şu 15 dakikada pişen güveçlerden bahsetmiyorum. | Open Subtitles | عندما أتحدث عن المفاجأة لا أتحدث عن 50 دقيقة طبخ |
| Anne ve babanızın sizi ormanın bu bölgesinden uzak durmanız için anlattıklarından bahsetmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أتحدث عن ما أخبروك والديك عن ما حدث في هذه الغابة |
| Arkadaşım Karma Davis'ten bahsetmiyorum hani şu Tampa'nın en ateşli kadın güreşçisi. | Open Subtitles | لست أتحدث عن صديقتي كارما دايفز أشرس مصارعه أنثى في جميع تامبا |
| söz ettiğim şey, o anın sıcaklığında bir şey yapabilmek. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن معرفة ماالذي يمكن فعلة في أحلك اللحظات |
| Aslında Fransa ve İskoçya arasındaki ittifakın geleceğinden söz ediyordum. | Open Subtitles | في الواقع,كنت أتحدث عن مستقبل الحلف بين فرنسا و أسكتلندا. |
| O kısım çok şaşırtıcıydı ama babamı çıkarmama yardım etmenden bahsediyordum. | Open Subtitles | هذا الجزء كان مفاجيء للغايه, لكني أتحدث عن كيفية مساعدتك لأبي |
| Unut onu. Ben Oscar' dan bahsediyorum. | Open Subtitles | انس ذلك، أنا أتحدث عن انضمام أوسكار إلينا |
| Giorgio Armani, Gianni Versace, CoCo Chanel, Yves Saint Laurent'den bahsediyorum! | Open Subtitles | أتحدث عن جورج آرماني.. جيانو فيرساتشي كوكو شانيل، إيف سان لوران |
| Ben buna "Tüm deneylerin anası" diyorum. Dört enzim de renklerle eşleştirildi. | Open Subtitles | انا أتحدث عن التجربه الأم لجميع التجارب الأنزيمات الاربعه سوف تكون ملونه |
| L bu konuda konuşmak için sevmiyorum, ama Burada küçük bir medya patronu ait olup, ben de bir öneride bulunabilir miyim? | Open Subtitles | لا أحب أن أتحدث عن ذلك لكنك تواعدين رجلا ذو شأن كبير فى عالم الاعلام لذا أيمكننى أن أقترح شيئا ؟ |
| Ben şimdi patlamadan önceki konuya, marka fikrine, geri dönmek istiyorum. Cola ve Pepsi hakkında konuşuyordum. | TED | أريد فقط ان أعود إلى ماقبل الإنفجار، إلى فكرة العلامة التجارية، عندما كنت أتحدث عن كوكا كولا وبيبسي، الخ. |
| James Cameron hakkında konuşmuyorum, bunu yapabilirim ama yapmıyorum. | TED | أنا لا أتحدث عن جيمس كاميرون، مع أني أستطيع، ولكني لن أفعل. |
| Bu yüzden, bugün sosyal medya gölgesinde genç insanlar hakkında konuşmak istiyorum. | TED | لذا اليوم أريد أن أتحدث عن الشباب من خلال وسائل الاعلام الاجتماعية. |
| Ponpon Kizlar Koç Yardimcisi Roland Sharp'tan bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن مساعد مدربة فريق المشجعات ـ رولاند شارب ـ |
| Asıl veren tarafın başarılı olduğu kültürler oluşturmak için neler gerektiğinden bahsetmek istiyorum. | TED | اُريد أن أتحدث عن ما يتطلبه الأمر لنبني ثقافة يكون فيها المعطاؤن ناجحون. |
| Belki daha önce bu özelliklerin bazılarını tecrübe etmişsinizdir. Ancak benim şu an bahsettiğim fiziksel özellikler, diğerleri değil. | TED | ربما كنت قد شهدت بعض من هذه الخصائص من قبل، ولكن أنا أتحدث عن الخصائص الفيزيائية، غير تلك الأخرى. |
| Size mantıksızlık ile ilgili bir örnek vermek istiyorum, size hileden bahsedeceğim. | TED | وأريد أن أعطيكم مثالاً لهذه الأشياء اللاعقلانية، وأريد أن أتحدث عن الغش. |
| Irk hakkında ve öldürmeyi hakkedip etmediğimiz hakkında konuşuyorum. | TED | أتحدث عن العنصرية وعن ذلك السؤال ما إذا كنا نملك الحق في القتل. |