Ona bu akşam oldukça önemli bir mevzu konuşacağımızı söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أنني سأتحدّث إليها عن مسألة مهمة جدًا هذا المساء. |
Ona ölürken söyledim. Ailenin buraya varmak zorunda olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها بينما كانت تحتضر أخبرتها بأن العائلة يجب أن تمر |
Ona ölürken söyledim. Ailenin buraya varmak zorunda olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها بينما كانت تحتضر أخبرتها بأن العائلة يجب أن تمر |
Evet, ama neden ona benim parmağımı emdiğimi söyledin, ha? | Open Subtitles | بالفعل ، ولكن لماذا أخبرتها اننى أمص أصابعى ، هه؟ |
O gece, birbirimizi gördüğümüz son andı ona dedim ki : | Open Subtitles | في تلك الليلة رأينا بعضنا البعض لآخر مرة . .. أخبرتها |
NTAC'in, bu insanların yarattığı tehlikeye karşı tamamen hazırlıksız olduğunu anlattım. | Open Subtitles | أخبرتها أن المبنى غير مستعد نهائياً للتهديد المتمثل في هؤلاء الأشخاص |
Ona vampir olduğumu ve gündüz terasta yemek yiyemediğimi söyledim. | Open Subtitles | أنا أخبرتها أنى مصاص دماء النهار و ضوضائه ليس لى |
Ama ona biraz kendimle baş başa kalmak istediğimi söyledim. | Open Subtitles | و لكنّى أخبرتها أنني أحتاج لقضاء بعض الوقت مع نفسي |
Savaş başlıklarına giden ekibi o götürmeyecekse, benim gideceğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها إذا هي لم تقد الفريق إلى الرؤوس الحربية، أنا. |
Çünkü bunu bilen tek kişi bendim ve tek sana söyledim | Open Subtitles | . لأنى أنا الوحيد الذى أعرف ، وأنتى الوحيده التى أخبرتها |
Ve bir gün, klüpteki arkadaşlarımdan biri beni neden pek sık göremediğini sordu, ve bende ona artık gücümüzün yetmediğini söyledim. | Open Subtitles | ثم في يوم بعدها، سألت إحدى صديقاتي بالنادي لماذا لم تعد تراني مؤخراً و أخبرتها أنه لم يعد بإمكاننا تحمل التكاليف |
Ona babasının kasabaya gelen bir film ekibinde çalışan bir oyuncu olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أن والدها الحقيقي كان ممثلاً كان في الفيلم الذي صوروه في المدينة |
Ona babasının kasabaya gelen bir film ekibinde çalışan bir oyuncu olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أن والدها الحقيقي كان ممثلاً كان في الفيلم الذي صوروه في المدينة |
Hapları senin verdiğini söyledim çünkü başımın belaya girmesini istemiyordum. | Open Subtitles | أخبرتها أنكِ أعطيتها لي لأنني لم أود الوقوع في مشاكل |
Ona etrafta onu olduğu gibi sevecek pekçok erkek olduğunu söyledin mi? | Open Subtitles | هل أخبرتها أن كل الأولاد الرائعين بالخارج سوف يعجبون بها لشخصها ؟ |
- Ona nerede olduğunuzu söyledin mi? - O kadar aptal değiliz. | Open Subtitles | اتصلت بها و أخبرتها أن تحضر المال قالت بأنها سوف تفعل |
Ondan hoşlandığını kıza söyledin değil mi? | Open Subtitles | لقد أخبرتها مسبقاً أنك تحبها, أليس كذلك؟ |
Buraya gelmeden önce dedim ki makyajını, saçını başını yap, güzelce giyin kuşan. | Open Subtitles | قبل أن نجيء إلى هنا أخبرتها بأن تضع الماكياج أن تصفف شعرها وتتأنق |
Ona her şeyi anlattım ve o gerçek babasıyla tanışmayı çok istedi. | Open Subtitles | حسناً لقد أخبرتها كل شيء, وهي تريد أن تعيش مع والدها الحقيقي. |
Sırrımızı saklamaya karar verdiğimiz ilk gün ona gittin ve anlattın. | Open Subtitles | في نفس يوم إتفاقنا على الإحتفاظ به سرا, ذهبتي و أخبرتها |
Bir şirket kurmak istediğimi anneme söylediğimde bana ne dedi biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلمين ما الذي أخبرتني به أمي عندما أخبرتها برغبتي لإنشاء شركة؟ |
İçeri girdikten sonra annesi ona öldüğümü söylemiş... aslında bu, doğru da sayılır. | Open Subtitles | وبعد دخولي إلى السجن أخبرتها أمها أنني ميت وقد كنت كذلك بطريقة ما |
Ona söylersem, incinir ve onu incitmek istemiyorum. | Open Subtitles | وإذا أخبرتها فهذا سيجرح مشاعرها وأنا لا أريد جرح مشاعرها |
Lütfen kızımın ona hamile kalmasını söylediğim için öldürüldüğünü söylemeyin. | Open Subtitles | أرجوكِ أخبريني أن ابنتي لم تقتل لأني أخبرتها أن تحمل |
Annene babanla yaptığınız kavgalardan bahsettin mi? | Open Subtitles | هل أخبرتها عن المشاجرات التي حصلت مع أبيك؟ |
Ona, annemin o tozun bende işe yaramayacağını söylediğinden bahsettim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أن أمى قالت أن المسحوق لا ينفع معى |
Ona Maggie'yi anlattım ve bana dedi ki halledeceğini söyledi. | Open Subtitles | ، أخبرتها عن ماجي .. وقالت بأنها سـ ستحل الأمر |
Bu şans elimize bir daha geçmez dedin mi? | Open Subtitles | وهل أخبرتَها؟ هل أخبرتها أن هذه فرصتها ولن تأتي ثانيةً؟ |
Eğer ona her sene daha genç göründüğünü söylersen, ...bağışı ikiye katlıyor. | Open Subtitles | , لو أنكِ أخبرتها أنها تبدو أصغر كل عام فسوف تضاعف التبرع |