Ona ölürken söyledim. Ailenin buraya varmak zorunda olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها بينما كانت تحتضر أخبرتها بأن العائلة يجب أن تمر |
Ona ölürken söyledim. Ailenin buraya varmak zorunda olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها بينما كانت تحتضر أخبرتها بأن العائلة يجب أن تمر |
İstediğin kadar düşün dedim ama düşüneceğini sanmıyordum. | Open Subtitles | لقد أخبرتها بأن تأخذ وقتها ولكن لم أعتقد بأنّها ستكون بحاجة لذلك |
İstediğin kadar düşün dedim ama düşüneceğini sanmıyordum. | Open Subtitles | لقد أخبرتها بأن تأخذ وقتها ولكن لم أعتقد بأنّها ستكون بحاجة لذلك |
Çünkü ona kapana kısılmış ruhlar olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لأنك أخبرتها بأن هناك أرواحاً معلقة هناك |
Neden ona kocasının kutuya konulduğunda ölmemiş olduğunu söyledin? | Open Subtitles | لماذا أخبرتها بأن زوجها كان حيا حين تم حبسه في الصندوق ؟ |
Evet, ona bu kadar basit olmadığını söyledim. | Open Subtitles | أجل، و أخبرتها بأن الأمر ليس بهذه السهولة |
Dün akşam bugün için çok işim olduğunu söyledim. | Open Subtitles | بالأمس أخبرتها بأن لدي الكثير من الأعمال أفعلها اليوم |
- Dükkanı aradım acil olduğunu söyledim. | Open Subtitles | تلك الفتاة في متجرك أخبرتها بأن الأمر عاجل ماذا هناك ؟ |
Ona bunun zaman kaybı olduğunu söyledim. Hiçbir zaman evlenmeyecektim. | Open Subtitles | أخبرتها بأن ذلك مضيعة للوقت, لأنني لن أتزوج مطلقاً |
Ona babamla yüzleşmek zorunda olduğunu söyledim. | Open Subtitles | حسناً, أخبرتها بأن عليها مواجهة أبي بذلك |
Ve bu gerçekleşti. Gözlerini açtı ve gülümsedi. Ona, bunun yengemin duaları sayesinde olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها بأن ذلك بسبب بركات الكنة |
Bunu yakında yapmak istediğini söyledi ve ona bunu yapmanın en iyi yolu tecrübeli biriyle yapmak olduğunu söyledim. | Open Subtitles | .... وقالت انها تريد القيام بذلك قريباً و أخبرتها بأن الطريقة المثلى هي ان تقوم بذلك مع شخص يملك الخبرة |
İRİS'in hedefinde olduğunu söyledin mi? | Open Subtitles | هل أخبرتها بأن (آيريس) تستهدفها؟ |
Benim çocuk felci olduğunu söyledin. | Open Subtitles | أخبرتها بأن لديّ شلل أطفال! |
Öyle bile olsa artık hastam olmadığın için, durumun tahmin ettiği gibi olmadığını söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها بأن الوضع لن يكون سهلا كما تتوقع بما انكي لم تعدي مريضتي |
Bu akşam yemeğe gelmemesini ve alkolik birinin nişanlımla tanışmaya değer biri olmadığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها بأن لا تحضرَ للعشاءِ الليلةِ هذه السكيرة لا تستحقٌ مقابلةَ أهلٌ خطيبي |