ويكيبيديا

    "أدركت أنه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • anladım ki
        
    • olduğunu anladım
        
    • fark ettim
        
    • farkettim ki
        
    • olduğunu fark
        
    • olduğunu farkettim
        
    • farkına vardım
        
    • olmadığını fark
        
    Sonradan anladım ki bu hafta ne çeşit bir mal sattığımı soruyormuş. Open Subtitles ثم أدركت أنه كان يسأل أي نوع من الشراب أبيعه هذا الاسبوع
    O zaman anladım ki bir makineyi ne kadar karmaşık yaparsanız tamamen beklenmeyen bir sebepten dolayı başarısız olma ihtimali o kadar artar. TED هذا عندما أدركت أنه كلما زادت درجة تعقيد الآلة التي تصنعها، كلما زادت فرص فشلها بسبب أمر غير متوقع تماماً.
    Şimdi büyüdüm ve yaptığının numara olduğunu anladım. Open Subtitles الآن بعد أن كبرت، أدركت أنه كان مجرد ردة فعل
    Ama senden ve bu kasabadan uzaklaştığımda fark ettim ki, aklı başındaki herkes gitmeye devam ederdi benim dönmem gerekiyordu. Open Subtitles ولكن كلما أبتعدت أكثر عنك وعن هذه البلدة أدركت أنه رغم أن أي إنسان عاقل سيواصل الإبتعاد فإني أردت العودة
    O öldükten sonra, farkettim ki kimse bana artık yazmıyor. TED وبعد موته، أدركت أنه لا أحد يكتب لي بعد الآن
    Hatta sırf benim fonumun değil, tüm fonların aynı olduğunu fark ettim. TED ثم أدركت أنه لم يكن فقط صندوقي، كانت كلها.
    Ve gidip 'Merhaba!" diyecektim ama sonra sana benzediğini pek önemsemiyor olduğunu farkettim. Open Subtitles وكنت سأذهب و أسلم عليه ولكن أدركت أنه لا يبالي بالشبه بينكما
    Ama şuan sadece benim için aşikar olan nedenler yüzünden... anladım ki onu daha çok istiyormuş. Open Subtitles ولكن لسبب ما وهو شاهد علي الآن أدركت أنه إنما يريد المزيد
    Bir çok sene sonra anladım ki, öyle bir şehir yok ve Tanrı da yok. Open Subtitles ولكن بعد بحث عنها لسنين عديدة أدركت أنه ليس هناك مدينة وليس هناك إله
    Sonra anladım ki, seks olmadan sadece bir ilişki markette alışveriş yapmak gibi Open Subtitles و عندما وصلت لسن الثلاثين أدركت أنه بعد الخوض في عدة علاقات سيئة تفكر أنه لا يوجد علاقة جيدة
    O an anladım ki, bu filmde oynamamı istemiyordu. Open Subtitles حينها أدركت أنه لا يريدني أن اشتغل في هذا الفيلم
    Babam benim kahramanımdı. Ama anladım ki tam bir öküzmüş. Open Subtitles أبي كان بطلي حتى الآن، عندما أدركت أنه في الحقيقة حقيرٌ تماماً.
    Başta başka bir şey sandım ama sonra alyansı olan evli biri olduğunu anladım. Open Subtitles في البداية اعتقدت أنه خاتم عاديّ ثم بعدها أدركت أنه رجل متزوّج ولديه خاتم زواج
    Ama bir gün onu yitirince son kez olduğunu anladım. Open Subtitles ...وبعد ذلك عندما ... وعندما لم أعد أحصل على ... ... أدركت أنه كان في الأخير...
    Sen olduğunu anladım. Bütün aramalar, Newlywed maçının reklam arasında geldi. Open Subtitles أدركت أنه أنت ، لأن الإتصالات كانت في فترة الإشهارات و مسلسل " لعبة الزاوج الحديث " يعرض
    Ama senden ve bu kasabadan uzaklaştığımda fark ettim ki, aklı başındaki herkes gitmeye devam ederdi benim dönmem gerekiyordu. Open Subtitles ولكن كلما أبتعدت أكثر عنك وعن هذه البلدة أدركت أنه رغم أن أي إنسان عاقل سيواصل الإبتعاد فإني أردت العودة
    Hey, bir şeyi fark ettim de... İkimizin birlikte hiç resmi yok. Open Subtitles مرحبا , أتعرفين , لقد أدركت أنه ليس لنا صورة نحن الإثنان
    Ve kelebekler gibi, bir daha tırtıl olamayacağımı fark ettim. Open Subtitles ومثل القراشة، أدركت أنه لا يمكنني أن أصبح شرنقة مجدداً
    O anda farkettim ki onu hapse attırabilirdim. O da beni attırabilirdi. Open Subtitles وفجأه أدركت أنه يمكننى التسبب فى سجنها مثلما يمكنها التسبب فى سجنى
    Ve birden farkettim ki bir robot için yemek de, bilgi de aynı şeylerdi. TED وفجأة أدركت أنه بالنسبه لروبوت كلا المعلومات والطعام كانا ذات الشئ
    farkettim ki böyle daha fazla yaşayamazdım. TED أدركت أنه لا يمكنني العيش لفترة أطول بهذه الطريقة
    Birdenbire 21. yüzyılda bile her kadının bir hikayesi olduğunu fark ettim. TED وفجأة أدركت أنه حتى في القرن الحادي والعشرين، لا يزال لدى كل سيدة حكاية.
    Ve gidip 'Merhaba!" diyecektim ama sonra sana benzediğini pek önemsemiyor olduğunu farkettim. Open Subtitles وكنت سأذهب و أسلم عليه ولكن أدركت أنه لا يبالي بالشبه بينكما
    dedi. Ve yukarı baktığımda, Andrew' ın bu yolculuğun başlangıcı olan Blue Mountain' ı işaret ettiğinin farkına vardım. TED و بينما كنت أنظر نحو الأعلى ، أدركت أنه كان يشير ناحية الجبال الزرقاء حيث كنت قد بدأت هذه الرحلة.
    Olayın bu olmak zorunda olmadığını fark ettim. TED أدركت أنه لا يجب أن يحدث ذلك على الإطلاق.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد