Ayrıca ona, otelin yakınlarında iş tutabileceği yerlerin telefon numaralarını da verdim. | Open Subtitles | كما أعطيته بعض أرقام الهواتف لأماكن حيث يستطيع مقابلة الفتيات قرابة الفندق. |
Olay numaralarını doğru yazın, ya da yarın ortalık karışabilir. | Open Subtitles | أبقوا أرقام الحوادث مترابطة وإلا فإنا ستتسبب في فوضى غدا |
Aslında, dün gece dört farklı adamdan telefon numarası aldım. | Open Subtitles | فى الواقع, فقد حصلت بالأمس على أرقام ثلاثة شباب مختلفين |
Sadece 6 numara var ve sen her haftada aynı bileti mi alıyorsun? | Open Subtitles | إنها 6 أرقام فحسب . أنت تشتري بطاقة واحدة فحسب في الأسبوع ؟ |
bu yükseklikte dişlileri hayal edin binlerce ama binlerce üzerinde numaralar bulunmakta | TED | تخيلوا شيء بهذا العلو من المسننات، مئات ومئات منها، كتبت عليها أرقام. |
Her çocuk ilk robotun bilinmeyen seri numarasını fırınına aktardı ve kendi rastgele, özgün seri numarasını dışına kazıdı. | TED | ورث كل ابن سلسلة الأرقام المجهولة للأصل بداخل فرنه، وأمتلك سلسلة أرقام عشوائية ومميزة خاصة به منقوشة على غلافه. |
Pekâlâ. Hesap numaralarını bu adrese getirmen gerek. Burası benim Design District'teki evim. | Open Subtitles | و الآن عليكي احضار أرقام الحسابات هذه لهذا العنوان سأشتت من قد يتبعني |
Sosyal medya verisinden başladık, bu veriyi ABD sosyal güvenlik bilgilerindeki istatistiksel verilerle birleştirdik, ve Amerika'da son derece hassas bir bilgi olan sosyal güvenlik numaralarını tahmin etmeye başladık. | TED | كنا نبدأ ببيانات شبكات التواصل الاجتماعي، و ندمجها إحصائياً ببيانات من الأمن القومي الأمريكي، و استطعنا توقع أرقام الضمان الاجتماعي، و التي تعد في الولايات المتحدة الأمريكية معلومات حساسة للغاية. |
Mesela Google, geçen yıl Fransa'daki her bir konumu 2 saatte haritada işaretlediğini duyurdu ve cadde numaralarını okumak ve tanımlamak için cadde görüntülerini bir derin öğrenme algoritmasında kullandılar. | TED | وكمثال فإن جوجل أعلنت العام الماضي أنهم رسموا خريطة لكل مكان بفرنسا في ساعتين وقد فعلوا هذا عن طريق إدخال صور للشوارع لخوارزمة التعلم العميق للتعرف على وقراءة أرقام الشوارع |
Özel kasa anahtarlarının üzerinde kasa numarası bulunmaz eğer kendi anahtarı değilse doğru kasayı bulana kadar hepsini denemek zorundaydı | Open Subtitles | مفاتيح صناديق الودائع ليس عليها أرقام. لذا إذا لم يكن مُفتاحه، فعليه تجريب كلّ قفل حتى يصل إلى الصندوق الصحيح، |
Ne güzel, benim annemim hızlı arama listesinde evlatlık servisinin numarası var. | Open Subtitles | هذا لطيف لأنّ والدتي تملك أرقام وكالات تبنّي في قائمة الإتّصال السريع. |
Ve burada gördüğünüz ise Uganda kırsallarında bir kulübenin üzerine yazılmış bir çift telefon numarası. | TED | وما ترونه هنا هو زوج من أرقام الهواتف مكتوبة على أحد الأكواخ في أوغندا. |
Geyrıresmi olarak, Avrupadaki saha ajanlarına numara yayınlamak için kullanılıyor. | Open Subtitles | بشكل غير رسمي, تستخدم لإرسال أرقام لعملائنا الأوروبيين في الميدان |
Bir haftayı aşkın süredir yeni numara almadık da ondan. | Open Subtitles | ذلك لأنّنا لمْ نستلم أيّ أرقام منذ أكثر من أسبوع. |
Daha şimdiden üç farklı modelden üç tane numara aldım bile. | Open Subtitles | انا حصلت بالفعل على ثلاثة أرقام من ثلاثة عارضات ازياء مختلفين |
Her satıra ismini yazıyor, tüm kutuları kontrol ediyor, gerek gördüğü yerlere numaralar yazıyor. | TED | يقوم بتوقيع اسمه على كل سطر، ويضع علامات على كل الصناديق، ويضع أرقاما حيث يظن أنه يجب أن توضع أرقام. |
Sonuçta sıkıcı ve soyut görünüyor, numaralar, hesaplamalar ve uygulanacak kurallar. | TED | على الرغم من أنها تبدو مملة ومجردة، مجرد أرقام وحسابات وقواعد للتطبيق. |
Kuyruk numarasını aldım, ...350 km'de ki tüm hava ve iniş alanlarına dağıttım. | Open Subtitles | لقد حصلت على أرقام الطائرة و وزعتها على المطارات فى مدى 200 ميل |
Dünyada yaşayan yedi milyar insana kendi numaralarını vermek için, 10 rakamlı sayı kullanırsın. | Open Subtitles | لتعطي كل شخص من السبع بليون على الأرض رقمه الخاص ، ستحتاج لعشرة أرقام |
Eski usulle yapmamız gerekebilir. Dava numaralarının bir listesini al. | Open Subtitles | ربما علي فعلها بالطريقة القديمة آخذ قائمةً من أرقام الأجندة |
Bu telefon numarasının son 4 rakamı benimki ile aynı. | Open Subtitles | هذا أرقام الهاتف الـ 4 الأخيرة تماما مثل أرقامي |
Son dört rakamın üzerinden başka bir kalemle geçtin. Yani numarayı saklamak istiyordun. | Open Subtitles | لقد قمت بإعادة كتابة الأربع أرقام الأخيرة بقلم آخر إذاً، رغبت بالاحتفاظ برقمها |
Her zaman çılgın sayı dizilerinden oluşan kartlara bahis oynardı. | Open Subtitles | متتاليتهُ إنهُ دائماً يراهن على البطاقات في متتالية أرقام جنونية |
MiyavMiyavBeenz insan iletişimiyle ilgili öznel ve söylenmemiş ne varsa alıyor ve bunları ortaya nesnel sayılar olarak koyuyor. | Open Subtitles | البرنامج يأخذ كل ما هو غير موضوعي و غير معلن بخصوص التفاعلات الإنساني ويقللها إلى أرقام صريحة واضحة الهدف |
O partilerde takas edilen uyuşturucu sayısı, telefon numarası sayısından bile fazladır. | Open Subtitles | المخدرات تتبادل في هذه الحفلات أكثر من أرقام الهواتف |
İnsanların ne kadar kötü olduğunu söylerken alıntılar yapabilirim, istatistikler söyleyebilirim ama bunlar sadece kelimeler ve sayılardan ibaret. | Open Subtitles | عندما أتحدث عن مدى سوء البشر، فيمكنني ذكر الإقتباسات أو نشب الإحصائات، و لكن تلكَ مجرد كلمات و أرقام. |
İmzalayın sonra resmi yarışmacı numaralarınızı alırken bize verin. | Open Subtitles | إملأوها، ووقعوا عليها.. وسلموها عند الحصول على أرقام المشاركة. |
Burda 10 basamaklı hesap makinesi olan bir bey vardı. | TED | كان هنالك رجل لديه آلة حاسبة لـ 10 أرقام |