Ne yazık ki böyle birşeyi daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | للأسف هذه واحدة من الحالات التي لم أرها من قبل |
Geçen yazdan beri onu görmedim. O zaman, o bir asistandı sadece. | Open Subtitles | أنا لم أرها منذ آخر الصيف ، وكانت في جامعه تي أي |
Beni gördü ve çok mahçup oldu dışarı kaçtı, onu görmedim. | Open Subtitles | رأتني وكانت محرجة جدًا لأجلي، وخرجت خِـفية معتقدة أنني لم أرها |
Bence, mutlu görünüyor. Babamın vefatından beridir, onu hiç böyle görmemiştim. | Open Subtitles | أعتقد بأنها تبدو سعيدة، لم أرها بهذه السعادة منذ وفاة أبي |
Daha önce hiç görmediğim bir dolu hesaplar falan var. | Open Subtitles | , هناك كل تلك الحسابات أشياء لم أرها من قبل |
Kiliseyi salladığını görmüştüm ama böyle bir şey hiç görmedim. | Open Subtitles | رأيتها تزلزل الكنيسة، لكنّي لم أرها تزلزل بهذه القوّة قبلًا. |
Bardağını 3 kez doldurdu ama bir tek yudum aldığını bile görmedim. | Open Subtitles | أعادت ملأ كأسها ثلاث مرات لكنّني لم أرها تشرب منه أيّ رشفة. |
Çalışmalarını zor görmedim Çünkü garajı temizlemek için ona 50 dolar verdim. | Open Subtitles | لم أرها تعمل بجد منذ أن أعطيتها 50 دولاراً لكي تنظف المرأب |
Sudan'da beraber olduğumuz zamandan beri onu görmedim, Fransa'da 400 yıllık bir binada hastane yatağının yanındaydım. | TED | لم أرها منذ آخر مرة التقينا في السودان معاً، وهناك كنت بجانب سريرها في المشفى في مبنى عمره 400 عام في فرنسا. |
Çekimin son gününden beri onu görmedim. | Open Subtitles | أي لم أرها من آخر يوم تصوير، ولا أحد يعرف أين هي؟ |
Sigara tabakasına gelince, onu hayatım boyunca hiç görmedim. | Open Subtitles | وبالنسبة لعلبة السجائر، فأنا لم أرها بحياتي قط |
- Kate Venedik'e gideceğimiz söylemedi mi? - Aslında O'nu epeydir görmedim. | Open Subtitles | ـ كيت لم تخبرك أننا مسافرات إلي فينسيا ـ طبيعي فلم أرها مذ فترة |
- Onu hiç bu kadar şey görmedim... - Son günlerde altından kalkamayacağı sorunlarla boğuşuyor. | Open Subtitles | أنا لم أرها من قبل لقد مرت بالكثير أكثر من نصيبها |
Onu uzun süredir görmedim ve birden bütün duygularım geri geldi. | Open Subtitles | لم أرها منذ مدة طويلة، كل هذه المشاعر تسرع بالظهور. |
Daha önce onu hiç bu kadar sinirli ve heyecanlı görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرها حتى هذا اليوم في مثل هذه الحال من الغضب |
Onu uzun zamandır görmemiştim ama o çok iyi bir insandı. | Open Subtitles | حسناً, لم أرها منذ وقت طويل, لكنها كانت بالفعل شخصاً ظريفاً.. |
Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Başka biri gibi. | Open Subtitles | لم أرها بهذه السعادة، إنها مختلفة تماماً |
James daha önce görmediğim bir şekilde çılgınca bakıyordu. | Open Subtitles | نظر إليّ نظرة لم أرها على وجه رجل من قبل |
Bunu yazı işleri müdürüne göster. Bir dahaki sefer kaynağını kontrol etmesini söyle. | Open Subtitles | أرها لرئيسك، قل له أن يتأكد من مصدره المرة القادمة |
Beni alışverişe götürmüştü ve onu bir daha hiç göremedim. | Open Subtitles | أخذتني إلى المركز التجاري ولم أرها ثانية منذ ذلك الحين |
Ancak bir süredir buralarda görmüyorum. İyi mi diye merak etmiyor değilim. | Open Subtitles | ، لكنّني لم أرها في الأرجاء منذ فترة أتسائل إن كانت بخير |
Çocuk yumruklarını havaya, gördüğüm en çılgınca şekilde kaldırdı | TED | ليرفع قبضتيه عاليًا في إشارة مذهلة للنصر، لم أرها من قبل. |
Annem kampta kalmıştı ve o zamandan beri onu görmüyordum. | TED | تركت والدتي ورائي في المخيم، ولم أرها منذ أن غادرته. |
Onu her gün sınıfta görüyorum ve çok seviyorum. | Open Subtitles | أننى أرها فى الفصل كل يوم وأنا أحبها كثيراً حقاً |
Rehin listelerini düzenli olarak okuduğumu ve bunları listede görmediğimi söyledim. | Open Subtitles | قلت له إني أقرأ سجلات الرهن بانتظام ولم أرها مسجلة فيها |
İstediğim kadar onu göremiyorum ama. Çok daha fazla görmek isterdim. | Open Subtitles | لم يقدر أن أرها كما أود أريد أن أراها ذات شأن كبير |
göremeyeceğim, duyamıyacağım, koklayamayacağım şeyleri görüp duyup koklayabiliyorum! | Open Subtitles | يمكني أن أر أسمع وأشم أشياء التى لايجب أن أرها أو أسمعها أو أشمها |