Deve ve Toynak dans stilleri gerçekten çok hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | أنا أستمتع حقاً بأساليب الرقص من الإبل وتو أب هناك |
Yaparken gerçekten eğlendiğim bir şey var, karakterlerin seslendirmelerini yaptığım bu küçük animasyonları yapmayı seviyorum. | TED | وأحد تلك الاشياء التي أستمتع بفعلها هو عمل الرسوم المتحركة حيث أؤدي بنفسي أصوات جميع الشخصيات. |
Evet, artık özgürüm. Kendi başıma eğleniyorum. | Open Subtitles | نعم، الآن بما أنني حُرّة فأنا أستمتع كوني وحدي هذا صحيح |
Her zaman ismimi hatırlamıyor... ama onunla çalışmaktan çok keyif alıyorum. | Open Subtitles | إنه لا يذكر دوما إسمى لكننى كنت دوما أستمتع بالعمل معه |
Şimdi olsa her dakikasının tadını çıkarırdım. Bir nefes alabilir miyim? | Open Subtitles | أود لو أستمتع بكل لحظة الآن هل لي بقليل من هذه؟ |
Ben çok severim çünkü erkek erkeğe, ama büyük kırmızı toplarla oynanır. | Open Subtitles | أستمتع بها قليلاً, لأنها رجل أمام رجل لكن معهم كرات حمراء كبيرة |
Sanal gerçekliğin keyfini çıkarıyordum. Sen de gerçek yüzünle mahvettin. | Open Subtitles | كنت أستمتع ببعض الواقع الافتراضي، ولكنك أفسدت الأمر بوجهك الحقيقي |
Bir çocuğu annesinden ayırmak hoşuma gitmiyor ama şüphesiz ki böylesi bir durumda yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | إني لا أستمتع بأخذ طفل من والدته لكنّ في هذه القضية، من الواضح أنه الأمر الصواب الذي ينبغي فعله |
Bilimin kesinliğinde bana çok hitap eden ve hoşuma giden bir şey var. | TED | هناك شيء جذابة جدا حول دقة العلوم أن أستمتع حقا. |
Mersi, Melrose. Royal Crown Viski hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | شكرا لك ، ميلروز.ويسكي التاج الملكي أنا أستمتع دائما |
Prensiplerinden nefret ediyorum, ama onları anlatmanı seviyorum. | Open Subtitles | إنني أحتقر مبادئك و لكني أستمتع بطريقة عرضك لها |
Yaptığım işi seviyorum. Ve bunun için takdir görmekten mutluyum. | Open Subtitles | أنا أستمتع بعملى وأنا سعيد أننى مشهور به |
Kendini kötü hissettiğin için bunu söylememem gerekir biliyorum ama ben gerçekten de çok eğleniyorum. | Open Subtitles | أعلم لا ينبغي عليّ قول هذا لأنّك تشعر بشعور سيء لكني أستمتع بنفسي. |
Ben sadece eğleniyorum çünkü ben bir maç kazandım. | Open Subtitles | فأنا أستمتع بوقتي لأني فزت بمباراة كرة قدم |
20 tane kadar yaptım ve gerçekten bundan keyif aldım. | Open Subtitles | أنهيت 20 لوحة مثل تلك و هذا شيء أستمتع بفعله |
Demiryolunu elinden almaktan keyif duyacağım ama seni öldürmek işin tadını kaçırır. | Open Subtitles | سوف أستمتع بسلب سكة حديدك منك ولكن قتلك سيفسد عليّ هذه المتعة |
Fantezinin tadını çıkar kardeşim çünkü bu hiçbir zaman olmayacak. | Open Subtitles | . أستمتع بخيالك يا أخوي, لأن هذا ما ستحصل عليه |
Sana böyle davranan birini severim sanıyordum ama bu çok sinir bozucuydu. | Open Subtitles | اعتقدت أنّي سوف أستمتع بمشاهدتكِ في هذا الموقف لكن هذا كان مشين |
Ben de. Sadece güzel tenisin keyfini çıkarıyorum. | Open Subtitles | ولا أنا ، أنا فقط أستمتع بمبارة على مستوى عالمي |
Hoş, değil mi? Şaka yapıyorum, ama rahibelerle konuşmaktan gerçekten zevk alıyorum. | Open Subtitles | أنا أمزح, لكني أستمتع حقاً بالتحدث مع الراهبات |
Etrafta olman ne kadar eğlenceli de olsa böyle hapis hayatı yaşayamam. | Open Subtitles | أنصت , أستمتع كثيراً بوجودك معي ولكني لا أريد أن أكون سجيناً |
Canını sıkmasına izin verme. Hafta sonunda sana iyi eğlenceler. | Open Subtitles | لا تدع الأمر يشغلك أستمتع بأجازتك |
Hala noktalamanın parçalı doğasından hoşlanıyorum, o küçük noktaların bir bütünlük oluşturmak için bir araya gelişlerini görmek... | TED | إلى الآن ، ما زلت أستمتع بتجزء الفن التنقيطي رؤية هذه النقاط الصغيرة تجتمع معاً لتوحّد هذا الكيان. |
Vazifemi burada yapabilirim en iyi, en severek yaptigim sey budur. | Open Subtitles | هنا يمكنني أن أخدم, وهو ما أتقنه, وأكثر ما أستمتع به. |
Bisiklet sınıfındaki kot modeli çocuk ile güzel vakit geçirmeyi umuyordum. | Open Subtitles | كان يفترض أن أستمتع بوقتي مع الفتى من درس الدراجة .. |
Hayır, yok, çünkü sen orada bardakları yuvarlarken, ben de bu güzel bayan misafirle eğleniyordum, | Open Subtitles | لا، كلا، لأنّك عندما كنت هناك تتجرّع الخمر، كنتُ أنا.. كنتُ أنا هنا أستمتع بصحبة هذه المرأة الجميلة |