ويكيبيديا

    "أصبحت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • oldun
        
    • olduğunu
        
    • başladı
        
    • çok
        
    • şimdi
        
    • da
        
    • kadar
        
    • olmuş
        
    • daha
        
    • de
        
    • olduğumu
        
    • bu
        
    • başladın
        
    • kaldı
        
    • olmuşsun
        
    şimdi başarılı ve ünlü oldun ama "Hiçbir şeyin önemi yok" diyorsun. Open Subtitles لقد أصبحت شخصية عظيمة و مشهورة و الآن كل ذلك ليس بشيء
    Yaşlanmışsın, evet sen ise aynısın, hatta bir yıldız bile oldun! Open Subtitles .. لقد أصبحت عجوزاً أجل .. وأنت لا زلت كما كنت
    Sonra, nasıl ve niçin olduğunu bilmek istediğimden şiir eleştirmeni oldum. TED ومن ثم أصبحت ناقدا للشعر. لأنني أردت أن أعرف كيف ولماذا.
    bu şirketler müşterimiz olmaya başladı, sigorta ve kredinin birleştiğinde, ilginç şeyler olabilir. TED تلك المنظمات أصبحت عملائنا وحين تجمع بين القرض والتأمين أشياء شيقة يمكن حدوثها
    En çok bildikleriniz, artarak tarihsel ilgi kaynağı haline gelenler: Ani ölüm. TED الطريقة التي تعرفونها أكثر هي التي أصبحت ذات أهمية تاريخية: الموت الفجأة.
    Yaşadığım Kaliforniya'da, su yetersizliği büyük bir problem haline geliyor. TED في ولاية كاليفورنيا، حيث أعيش، ندرة المياه أصبحت مشكلة كبيرة.
    Garip bir paradoks tarafından trafik akışımız robotik hâle geldikçe, devinimi de o kadar organik ve canlı olacak. TED وبسبب مفارقة غريبة، وكلما أصبحت شبكة حركة المرور ذاتية على مجال أوسع، كلما أصبحت حركتها حيوية ومحاكية للأسس العضوية.
    14 yaşındayken, 60 yaşında bir adamın üçüncü karısı olmuş ve 18'ine gelmeden, üç çocuk annesi boşanmış bir kadındı. TED في عمر الـ 14 أصبحت الزوجة الثالثة لرجل في الـ 60 وفي عمر الـ 18 أصبحت أما مطلقة لثلاث أطفال
    bu ulkeler bagimsiz olduktan sonra, cok daha fazla yukselmeye basladi. TED إنها لم تنهض بسرعة كافية بعد أن أصبحت هذه الدول مستقلة.
    Sırf baba oldun diye doktor olarak davranış şeklini değiştiremezsin. Open Subtitles لا يمكنك التغير من شخصيتك كطبيب فقط لإنك أصبحت أباً
    İçeriye girip bu teklifi yaptığın anda adaleti yanıltmaktan suçlu oldun. Open Subtitles بمجرّد دخولك و عرضك لبنود الصفقة أصبحت مذنبة بتهمة تعطيل العدالة
    Rock yıldızı oldun diye evde içebileceğini mi sanıyorsun? Kapa çeneni. Open Subtitles أتعتقدين أنه الأن يمكنك التدخين في المنزل لأنكِ أصبحت نجمة روك
    Bir kamyonetin olduğunu bilmek harika; ama herkesin ne düşündüğünü bilmemiz gerek, işte o zaman oldukça karışık bir problem hâline geliyor. TED معرفة أن هذه شاحنة نقل، رائع، لكن ما يجب حقا أن نعرفه هو ما يفكر به كل شخص، لذا أصبحت مشكلة معقدة.
    Alkol tek zevkim olmaya başladı ve her dakikanın tadını çıkardım. Open Subtitles أصبحت الكحول هي بهجتي الوحيدة وكنت احتاج إليها في كل ثانية
    ama daha çok tartıştıkça ve tartışmada daha iyiye gittikçe daha çok kaybettim. TED لكن كلما جادلت أكثر، كلما أصبحت أفضل في المجادلة، و كلما خسرت أكثر.
    19 yaşındaki güzel Fransız, şimdi 29 yaşında ve Paris'te yaşıyor. Open Subtitles تلك جميلة ذات ال19 أصبحت في ال29 وهي تعيش في باريس
    Yanlış bilgilendirme ve yanlış anlaşılmaların bu toplumlarda hızlı bir şekilde yayılmaya başladığını ve bunun da paniği artırdığını gördük. TED رأينا التضليل و التصورات الخاطئة قد بدأت بالإنتشار حتى بشكل أسرع خلال هذه المجتمعات، التي أصبحت أكثر حذرا إزاء الوضع.
    Artık gerçekler, komuta heyetinin dahi saklayamayacağı kadar su yüzüne çıkmıştı. Open Subtitles لقد أصبحت الحقيقة الأن أوضح من أن تنـكرهـا القيـادة اليابانيـة العليـا
    daha 15 yaşında, Vanessa okulu bırakmak zorunda kalmış ve bir oğlu olmuş. TED في ال15 من العمر، كان على فينيسا الخروج من المدرسة، وقد أصبحت أماً،
    Mübarek'in hükümmetten çıkarılmasından sonra değişen asıl şey hayatlarının daha kolaylaşması değil, TED ما تغير فعلا بعد الاطاحة بمبارك لم يكن ان الحياة أصبحت أسهل.
    Sonuç olarak ben de özel avukatlığa başlamaya karar verdim ve Afgan Mahkemelerinde dava açan ilk yabancı oldum. TED إذن و نتيجة لذلك، قررت أن أفتتح مكتب محاماة خاص، و أصبحت أول أجنبي يرفع دعوى في المحاكم الأفغانية.
    Ama bana baktıkları zaman, sonunda onlardan biri olduğumu anladım. Open Subtitles و لكن عندما نظرا إلى علمت أننى أصبحت منهم أخيرا
    Hadi Bebek, şu banyoya dön ve orada kal. Baş belası olmaya başladın. Open Subtitles أيها الصغير , عد إلى الحمام أصبحت مصدر أزعاج كبير
    Başlarda bozmadım ama seni daha iyi tanıdıkça sana olan sevgim şiddetlendiğiyle kaldı. Open Subtitles في البداية حاولت التصرف بروعة, لكن عندما تعرفت عليك, مشاعري تجاهك أصبحت أقوى.
    Acımasız, işgüzar bir siyasetçi olmuşsun! Lanet olsun! Eğer bunlara inanıyorsan.. Open Subtitles لقد أصبحت قاسي القلب و سياسي متواطئ إذا كان هذا ماتعتقدين..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد