ويكيبيديا

    "أصدق أنه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • inanamıyorum
        
    • inanmıyorum
        
    • inanmak
        
    • inanmamı
        
    • olduğuna inanmadım
        
    Şimdi de onun randevuları için gerçekten burada olduğumuza inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدق أنه علينا ان نكون متواجدين في مواعيدها الغرامية
    Halen seni unutamadığına inanamıyorum. Koskoca üç hafta geçti yahu. Open Subtitles لا أصدق أنه مازال يقاطعكِ فقد مرت ثلاثة أسابيع كامله
    Bunca zamandır babamı tanıdığı hakkında yüzüme karşı yalan söylediğine inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدق أنه يكذب بوجهي حيال معرفته بأمر والدي طيلة الوقت
    Bize anlattıklarına inanamıyorum. Open Subtitles إنني لا أستطيع أن أصدق أنه قال كل هذا أنني لا أصدق أنه قال كل هذا لنا
    Fikrim bir şey ifade ediyorsa Pussy'nin arkadaşlarına zarar verecek kadar kodesten korktuğuna inanmıyorum. Open Subtitles فأنا لا أستطيع أن أصدق أنه من الممكن أن يتم إخافة بوسي كفاية لدرجة أنه يؤذي أصدقائه
    Burada durduğuna inanamıyorum! Bu yer kesinlikle berbat. Open Subtitles لا أصدق أنه توقف هنا هذا المكان كريه تماما
    Buna inanamıyorum. Open Subtitles فقط لا أصدق أنه لا يمكنني أن أحظى بليلة واحدة مع أصدقائي
    Bunun aynı at olduğuna inanamıyorum. Daha almamız gereken çok yol var. Open Subtitles لا أصدق أنه نفس الحصان لا تزال أمامنا طريق طويلة
    Galakside hâlâ kölelik olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles أنا لا أصدق أنه لازالت هناك عبودية في المجرة.
    Bunun anlamı, hala sahibim. Kahretsin! Bunu bana yaptığına inanamıyorum. Open Subtitles ذلك يعنى أننى لا زلت أملكها لا أصدق أنه فعل هذا بى
    Böyle güzel bir kızın böyle bir karakteri olacağına inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدق أنه يمكن لفتاة بهذا الجمال أن تكون بهذه الشخصية الرائعة
    - Bunu kasede çektiğine inanamıyorum. Open Subtitles لا أستيطع أن أصدق أنه سجل مقابلتهم الجنسية علي شريط
    Hagrid'le konuşmalıyız. O olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles يجب أن نتحدث مع هاجريد يا رون لا أصدق أنه هو
    Hep kızları takip ederdi, ama hâlâ Birisine saldırdığını inanamıyorum. Open Subtitles كان يطارد الفتيات دائماً ولكني مازلت لا أصدق أنه هاجم إحداهن
    Hala gözetlenme anını kaçırdığıma inanamıyorum. Open Subtitles لا زلت لا أصدق أنه كان يتبعكِ وأنا لم ألاحظه
    10 yıldan sonra beni hiç tanıyamadığına inanamıyorum! Open Subtitles لا أصدق أنه بعد 10 سنوات فإنك لا تعرف شيئاً عني
    Pırlanta! Bana pırlanta aldığına hâlâ inanamıyorum. Open Subtitles ألماس , مازلت لا أصدق أنه أعطاني الألماس
    -Kimsanın itiraz etmek istememesine inanamıyorum. Open Subtitles انه الوقت , ما زلت لا أصدق أنه لا يوجد أحد يريد المعارضة
    Kimsenin itiraz etmek istemediğine inanamıyorum. Open Subtitles انه الوقت , ما زلت لا أصدق أنه لا يوجد أحد يريد المعارضة
    İşte bu yüzden gerçekten bunu yaptığına inanmıyorum. Open Subtitles قدم لهم السجائر أولاً ؟ ــ لذا لا أصدق أنه فعلها ــ لا تصدق ؟
    Bana yardım edebilecek tek kişinin Stormhold'da olduğuna... inanmak bile istemiyorum. Open Subtitles وأنا رفضت أن أصدق أنه الشخص الوحيد في ستورمهولد الذي بامكانه أن يساعدني
    Dört saatte işe uygun, yirmi üç adam bulduğuna inanmamı mı bekliyor? Open Subtitles ويتوقع أن أصدق أنه خلال أربع ساعات يصل بحكمة إلى مؤهلات توظيف 23 شخصاً
    Çünkü gerçekten de laktoza alerjisi olduğuna inanmadım. Open Subtitles لماذا؟ لأنى لم أكن أصدق أنه لديه حساسية لللاكتوز

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد