ويكيبيديا

    "أضع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • koyayım
        
    • ben
        
    • koyarım
        
    • koymak
        
    • koydum
        
    • koyacağım
        
    • koymamı
        
    • koymadım
        
    • koymuyorum
        
    • koymam
        
    • koyup
        
    • sürmedim
        
    • takmam
        
    • koyabilir
        
    • atıyorum
        
    Buradaki hanımlar öğünler arası bir şey yemez. Şekerini diğer eşyalarının arasına koyayım. Open Subtitles إن سيداتنا لا تأكلن بين الوجبات سوف أضع الحلوى مع حاجياتك فى الخزانة
    Kuralları ben koymuyorum. Bu ofisi yönetmek için para alıyorum. Open Subtitles أنا لا أضع القواعد أنا أتقاضى أجرى لأدير هذا المكتب
    O zaman bende benim için çok önemli olan şeyleri bir kutuya koyarım. Open Subtitles ماذا بشأن ضربة مباشرة؟ عندها يكون عندي صندوقا أضع فيه الأشياء المهمة حقا
    Kac kez bir gun ben var suni gozyasi koymak icin? Open Subtitles كم مرة في اليوم لا يجب أن أضع في الدموع الاصطناعية؟
    Yemek atıklarımı iç bir malzemeye dönüstürmek için bunların içine koydum. ki böylece saklayabiliyor ve sonra gübre haline getirilebiliyorum. TED أضع مخلفات الطعام في هذا المجفف، الذي يحول الطعام إلي مادة داخلية، أستطيع تخزينها ثم أحولها لسماد في وقت لاحق.
    Çok komiksin. Çünkü düşünüyorum da, ...ona tekrar elimi koyacağım. Open Subtitles هذا مضحك، لأنّي كنتُ أفكّر أن أضع يدي عليها مجدداً
    Bana patlayıcıları herkesin sevdiği aşağılık herifin koltuğunun altına koymamı söylemiştin! Open Subtitles قلت لي أن أضع المتفجرات تحت مقعد الكاذب الذي يحبه الجميع
    Bana bakma Kyle. Kuralları ben koymadım. Open Subtitles لا تنظر إليّ يا كايل أنا لم أضع تلك القواعد
    Şu akşam için getirdiğiniz atıştırmalıkları buzdolabında koyayım mı? Open Subtitles هل علي أن أضع هذا الأطعمه في الثلاجه من أجل الليله؟
    Önce bu aletleri yerine koyayım, Ve hemen dönerim, tamam mı? Open Subtitles دعيني أضع هذه الإعلانات أولاً، ثم سأعود، حسناً؟
    Bu telefon santrallerini nereye koyayım, cici sahip? Open Subtitles أين أضع هذه المجيبات الألية أيها الرئيس الطيب؟
    Ama ben bu şeye canla başla girişmek istiyorum. Bilirsiniz, bütün gücümle. Open Subtitles ولكن أريد أن أثبت جدراتي في هذا الأمر أضع بصمتي الخاصة فيه
    ben seçim kampanyalarımda verdiğim sözleri tutarım. İçkimi nereye koymuştum? Open Subtitles أحافظ على وعودى الانتخابية أين يجب أن أضع الويسكى ؟
    Prince Paisley: Sabah uyandığımda çantamı motoruma koyarım. TED برنس بايلي: عندما أستيقظ في الصباح، أضع حقيبتي على الدراجة.
    Öyleyse bunu yapmadan önce, bir şekilde biyolojiyi yerli yerine koymak istiyorum. TED لذا وقبل أن نخوض فى ذلك، أريد أن أضع علم الأحياء فى مكانه الصحيح نوعا ما.
    Buraya kötü resimleri de koydum, çünkü kötü resimler de var. TED وتعلمون، أنا أضع الصورة البشعة أيضا، لأنه دائما ماتوجد صور بشعة.
    Bunu burada birazcık açacağım, sizin için genişleteceğim, asıl transkripti buraya koyacağım metnin yanına. TED سأقوم بعرضه قليلاً هنا أقدمه لكم وما أفعله هو أني أضع التفريغ الصوتي هناك بمحاذاة النص.
    Benden bu soruşturmanın başına muhalif partiden birini koymamı mı istiyorsunuz? Open Subtitles تريد مني أن أضع عضو حزب المعارضة مسؤولاً عن هذا التحقيق
    Çam fıstığı koymadım... Çünkü ara sıra diş köprünüze takıldığını biliyorum. Open Subtitles لم أضع أشياء قاسية فيه لأنني أعرف أنها تضر بأسنانك
    Spagetti yaparken bile sosuna domates koymam. Open Subtitles حتى عندما أطهو المعكرونة لا أضع صلصة طماطم عليها
    Seni bir tabuta koyup yanına da yılan koysam orada kalabir miydin? Open Subtitles سوف أضعك في كفن ثم أضع أفعى في الكفن ماذا ستفعل ؟
    Evet, şey gözüne gözyaşı kremi sürmedim ama yine de senden ayrılan bendim. Open Subtitles لم أضع البلسم المثلج في عينك، ولكنني انفصلت عنك.
    Bir saniye bekle, evlat. Lenslerimi takmam lazım. Open Subtitles لحظات يا بنّي، يجب أن أضع عدساتي اللاصقة
    - Merhaba Marianne. - Eşyalarımı üst kata koyabilir miyim? Open Subtitles مرحبا ماريان - هل لي أن أضع أشيائي بالطابق العلوي؟
    Ölsün. Bak çizip atıyorum onu da. Open Subtitles لن يعيش، انظر، ها أنا أضع علامة على اسمه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد