hadi kanıtıını aldın işte oğlumu serbest bırak | Open Subtitles | نفث عن غضبك فيما بعد أطلق سراح ابني أولاً |
Ruhu, Hasmukh Bhai'yi serbest bırak dese bile yazılı olarak tebliğ edeceğim. | Open Subtitles | حتي لو طلبت مني روحه أن أطلق سراح السيد "هاسموك"وضيوفه فساخذه مكتوبا |
Albay Munro öldü. Çocuklarını serbest bırak, gitsinler. | Open Subtitles | أطلق سراح بنات الكولونيل الميت مونرو |
İş bir yandan devam ederken, her yıl belirli kısmı serbest bırakın. | Open Subtitles | أطلق سراح عدد معين كل عام بينما يتم العمل فى البناء. |
Mesajı okudu, cevabı yerleştirdi ve hayvanı serbest bıraktı. | Open Subtitles | قرأ الرسالة وقام بالرد عليها ثم أطلق سراح الطير. |
Rochus Misch 1955'te Sovyetlerce serbest bırakıldı. | Open Subtitles | أطلق سراح روتشوس ميستش من قبل السوفييت في 1955 |
Ölen Albay Munro'nun çocuklarını serbest bırak. | Open Subtitles | أطلق سراح بنات الكولونيل الميت مونرو |
Tutsakları serbest bırak ve ambarın kapısını aç. | Open Subtitles | أطلق سراح السجناء وافتح المخزن. |
Sophia ile mahkumları serbest bırak yoksa bu sefer insanlar ölür. | Open Subtitles | أطلق سراح (صوفيا) و المحتجزين، و إلّا سيموتُ الناس هذه المرّة |
Tutsakları serbest bırak ve ambarın kapısını aç. | Open Subtitles | أطلق سراح السجناء وافتح المخزن. |
Rehineleri serbest bırak yoksa durum çok daha kötü bir hal alacak. | Open Subtitles | أطلق سراح الرهائن وإلا سيسوء الوضع أكثر |
Ben onunla konuşayım, sen de rehineleri serbest bırak. | Open Subtitles | سأقنع الرئيس، ولكن أطلق سراح الرهائن. |
Beni değil, sadece oğlumu serbest bırakın. | Open Subtitles | لاتطلقسراحي،ولكن.. أطلق سراح ابني،رجاءًا |
Ölü Munro'nun çocuklarını ve Yengeese subayı serbest bırakın. | Open Subtitles | أطلق سراح بنات موترو المتوفى والضابط الإنجليزي |
Çantayı, içindekilerle beraber DC'ye götüreceğim. Bu adamı, serbest bırakın. | Open Subtitles | سآخذ الحقيبة بجميع محتوياتها إلى "واشنطن" أطلق سراح ذلك الرجل |
Şimdi ise oğlu geldi ve siyasi mahkûmları serbest bıraktı. | Open Subtitles | و ها قد جاء الإبن الآن, و قد أطلق سراح المعتقلين السياسيين, |
Fine üzerinde kullanmak bütün kopyalarını yok etti... aynı zamanda yapıya da zarar verdi ve Zod'u serbest bıraktı. | Open Subtitles | يدفعه إلى الغرامه؛ لقد حطمت كل النسخ منه "كذلك حطم التركيبة ؛ و أطلق سراح "زود |
Rochus Misch 1955'te Sovyetlerce serbest bırakıldı. | Open Subtitles | أطلق سراح روتشوس ميستش من قبل السوفييت في 1955 |
Beni bardan evime kadar takip eden delinin birine inanıp bir teröristi serbest bırakacağım ve sonra ne olacak? | Open Subtitles | من بار انا أطلق سراح إرهابي من السجن حينها ماذا؟ |
İşte geldim, Cob. Tenar'ı bırak! | Open Subtitles | !"أنا هنا يا "كوب" ، أطلق سراح "تينار |
Kendi öz oğlunu vahşice ve gaddarca öldüren Hillary Stone, hakim Joan Hunt tarafından suçsuz bulunduktan sonra bugün hapishaneden salıverildi. | Open Subtitles | أطلق سراح "هيلاري ستون" من السجن اليوم... . العودة. |
Ölmüş Munro'nun çocuklarını ve İngiliz subayı bırakın gitsinler. | Open Subtitles | أطلق سراح بنات موترو المتوفى والضابط الإنجليزي |
Benimle ne istiyorsan yap. Sadece... diğerlerinin gitmesine izin ver. | Open Subtitles | إفعل بي ما تشاء لكن أطلق سراح البقية |
Evet, Henry Dahl serbest bırakıldığı için öfkelendim. | Open Subtitles | (نعم ، كنتُ غاضبة عندما أطلق سراح (هنري دول |