Baksana, eski hayatıma dönmem için her türlü nedenim var. | Open Subtitles | أنظر , لديّ كل الأسباب كي أعود إلى حياتي السابقة |
Artık şehre dönmem gerekli. Beni değiştiren adama gitmek için. | Open Subtitles | عليّ أن أعود إلى المدينة إلى الرجل الذي غير قلبي |
Eğer bir dakika içinde sen de dışarı gelmezsen... buraya dönmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | و لو لم تخرج خلال دقيقة واحدة سيكون عليّ أن أعود إلى هنا |
Kötü şeylerin olduğu yere dönüp hayatımın geri kalanında da dövüşmek zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أعود إلى مكان قبيح إذا لم أفعل سأبقى هارباً للأبد |
Sanırım onun istediğini yapıp eve dönsem iyi olacak. | Open Subtitles | أعتقد من الأفضل أن أفعل ما يريده وأن أعود إلى الوطن |
GC : Bu yüzden Tekrar iyimserliğe sarıldım. | TED | جريتشين كارلسون: لهذا السبب أعود إلى التفاؤل. |
Bak, kendime söz verdim, o sefil hayata geri dönmeyeceğim. | Open Subtitles | اسمعي، لقد وعدت نفسي ألا .أعود إلى حياة العبودية تلك |
Geçmişe son bir kere daha geri dönmem lazım. | Open Subtitles | يجب أن أعود إلى الماضى مرة أخرى , مرة أخرى فقط |
Şey için mecbur kalmamayı umuyordum, ama galiba New York'a dönmem gerekecek. | Open Subtitles | لقد كنت أتمنى ألا أضطر لهذا، ولكن يبدو أننى لابد أن أعود إلى نيويورك |
Seni yoldan arıyorum. Şehre geri dönmem gerekiyor. Acil bir durum meydana geldi. | Open Subtitles | لابد أن أعود إلى المدينة هناك ظروف طارئة |
Haydi ama yapmayın, bu çok saçma. Sınıfa dönmek zorundayım. | Open Subtitles | بالله عليك، هذا مثير للسخرية يجب أن أعود إلى الفصل |
Sen gittiğinde içimden bir parça koptu. Sen olmadan geri dönmek istemiyorum. | Open Subtitles | عندما غادرت، دمرني ذلك لا أريد أن أعود إلى هناك من دونك |
Ben şimdi patlamadan önceki konuya, marka fikrine, geri dönmek istiyorum. Cola ve Pepsi hakkında konuşuyordum. | TED | أريد فقط ان أعود إلى ماقبل الإنفجار، إلى فكرة العلامة التجارية، عندما كنت أتحدث عن كوكا كولا وبيبسي، الخ. |
Da Nang'dan nefret ediyorum. Cepheye gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أكره منطقة داناتج أريد أن أعود إلى مواقع القتال |
Sonra lanet annem aradı ve eve dönüp sana göz kulak olmamı söyledi. | Open Subtitles | ثم اتصلت أمّي و قالت بأن أعود إلى المنزل و أُبْقِي عيني عليك |
Tad, sanırım ben otele dönsem daha iyi olacak. | Open Subtitles | تعرف ماذا، تاد، شكرا ، لكن أعتقد أنه يجب أن أعود إلى الفندق |
KB: Bunu için seni kullanacaktım, ama başka bir yıl Tekrar gelmek isteryebileceğimi düşündümi | TED | كيث بارى: لقد كنت سأختارك لهذه المهمة ولكنني ربما أعود إلى هنا في السنوات القادمة |
Damon, ayrıldığından beri ona hiç bu kadar yaklaşamamıştık. Geri dönmeyeceğim. | Open Subtitles | إنّنا في أقرب مكان منه مُنذ غادر، لن أعود إلى البيت. |
Yeah, kızımı ziyarete gitmiştim. Bir daha asla gitmem oraya. | Open Subtitles | نعم, كنت في زيارة لابنتي ولن أعود إلى هناك أبداً |
İşe döneceğim zamanı düşünüyorum da bir ev robotumuz olmalı. | Open Subtitles | كنتُ أفكر عندما أعود إلى العمل .يجب أن نهتم بالمنزل |
Otele dönmemi ister misin yoksa bana bir şey mi yapmak istersin? | Open Subtitles | هل تريدني أن أعود إلى الفندق أم تريد أن تفعل شيئاً بي؟ |
Evet dersem uykuma dönebilir miyim? | Open Subtitles | إذا قلت نعم هل أستطيع أن أعود إلى النوم ؟ |
Ne zaman yakalayacak? Çok geleneksel bir grafiğe geri dönmeliyim. | TED | متى سيتم اللحاق بالركب؟ يجب أن أعود إلى المخططات التقليدية. |
Ben patates kafayla birlikte gidip dönünceye kadar sen onu incele. | Open Subtitles | أعمل على هذا بينما أعود إلى المركز التجاري مع هذا المعاق |
Sanırım telefonla görüşmemeliyim. Eve dönünce seni arayabilir miyim? Uçuşta dikkat et, tamam mı? | Open Subtitles | أعتقد بأنه لا يجب أن أستخدم الهاتف هل من الممكن أن أحدثك عندما أعود إلى البيت ؟ رحلة موفقة , حسنا ً ؟ |
Biraz kahve ister misin? Washington'a dönmeden uğramak istedim. | Open Subtitles | ظننت بأنّه يجب عليّ زيارتك قبل أن أعود إلى واشنطن، رحلتي الساعة 10 |