ويكيبيديا

    "أعيش" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yaşamak
        
    • oturuyorum
        
    • yaşadığım
        
    • yaşadığımı
        
    • yaşamıyorum
        
    • yaşayamam
        
    • yaşayacağım
        
    • yaşıyordum
        
    • yaşamaya
        
    • yaşarım
        
    • kalıyorum
        
    • yaşamam
        
    • yaşamayı
        
    • yaşadım
        
    • yaşıyor
        
    Şehrin dışında kutu gibi bir evin, bir yarısında yaşamak istemiyorum. Open Subtitles إننى لا أريد أن أعيش فى نصف صندوق أحذية فى الضواحى
    Onunla yaşamak istedim, bu uzun zamandır hiç yapmadığım bir şeydi. Open Subtitles أردت أن أعيش معها، وهذا شئ لم أفعله منذ مدة طويلة
    Beş yıldır burada oturuyorum ve sizinle ilk defa karşılaşıyorum. Open Subtitles أنا أعيش هنا منذ خمس سنوات ولم أراك قبل ذلك
    Hala telefon, akü, tabanca ve çinkoyla yapılan daha birçok şeyle.. dolu bir dünyada yaşadığım için şükürler olsun. Open Subtitles الحمد لله أني لا أزال أعيش في عالم به هواتف، بطاريات سيارات، مسدسات، وعدة أشياء أخرى، مصنوعة من الزنك.
    Kendi hayatımı yaşamaktan acizim diye onunkini yaşadığımı görüyordur belki. Open Subtitles ربما يراني وأنا أستعير حياته حتى لا أعيش حياتي الخاصة
    Ben 5. Cadde'de yaşamıyorum. 200 dolar benim için büyük para. Open Subtitles انا لا أعيش في الجاده الخامسه 200دولار مبلغ كبير بالنسبه لي
    Ayrıca seni gördüğüm her seferin son sefer olduğunu bilerek yaşayamam da. Open Subtitles ولا يمكنني أن أعيش عالمًا بأن كل مرة أراك قد تكون الأخيرة.
    Küçük bir evde yaşamak isterdim, ikimize yetecek kadar bir evde. Open Subtitles أنا أرغب ان أعيش في بيت صغير فقط يسعنا نحن الاثنين
    Ne yapabileceğimi bilmiyorsun... yaşamak için neler yapabileceği hakkında... hiçbir fikrin yok. Open Subtitles لن تعرف مالذي قد أفعله ليس لديك أيّ فكرة حتى أعيش ..
    - Diş ipi kullanışını izlemem gerekmeyecek. - İğrenç biriyle yaşamak zorunda kalmayacağım. Open Subtitles لن يجب على مشاهدة خيطك و أنا لا يجب أن أعيش مع ساذجة
    Küçük bir çocukla yirminci katta oturup, sürekli düşecek korkusu yaşamak istemiyorum. Open Subtitles لا يمكنني أن أعيش في الطابق 25 دوماً ينتابني القلق بأنه سيسقط
    Beş yıldır burada oturuyorum ve sizinle ilk defa karşılaşıyorum. Open Subtitles أنا أعيش هنا منذ خمس سنوات ولم أراك قبل ذلك
    Yolun aşağısında oturuyorum. Karım beni aradı ve şeyi kontrol etmemi... Open Subtitles أعيش في نهاية الطريق إتصلت بي زوجتي وقالت أريد أن تتفقد
    Yatakta berbat olan bir boynuzluyla yaşadığım için kendimi kötü hissediyorum. Open Subtitles أشفق على نفسي لأنّي أعيش مع وغد أناني مقرف في السرير.
    Uzun bir zaman boyunca iki farklı hayatı birden yaşadığımı hissettim. TED لفترة طويلة من حياتي أحسست كأنني كنت أعيش حياتين مختلفتين
    Sonunda fidye parasıyla geldi ve ben artık buzdolabında yaşamıyorum. Open Subtitles لكنّه ظهر لي بمال فدية، ولا تريني أعيش في ثلّاجة.
    Onun olmadığı bir dünyada yaşayamam. Open Subtitles لا أستطـيع أن أعيش في العالم التـي رحــلت منه
    Piyasa düzelene kadar kuzeye gidip kardeşimin çatı katında yaşayacağım. Open Subtitles سأرجع الريف و أعيش في منزل أخي حتى ينتعش السوق
    Adım Henry Evans. 29 Ağustos 2002 tarihine kadar kendi Amerikan rüyamı yaşıyordum. TED اسمي هنري إيفانز، وحتى 29 أغسطس 2002، كنت أعيش نسختي من الحلم الأميركي.
    Aslında ben Britanya'dan geliyorum, fakat Maldivler'de yaşamaya başlayalı 26 yıl oldu. TED بالواقع أنا من بريطانيا, لكنني مازلتُ أعيش في المالديف منذ 26 سنة.
    Benimle gelmiyorsun Yalnız yaşarım, ben ve bataklığım, başka hiçkimse değil! Open Subtitles لن تأتي معي إلى البيت أنا أعيش وحيدا، أنا ومستنقعي فحسب
    Burada annem için kalıyorum. Yanında olduğumda kendini güvende hissediyor. Open Subtitles أعيش هنا فقط لأجل أمي إنها تشعر بالأمان لوجودي معها
    Tekrar bir araya gelirlerse, ikisinden biriyle birlikte yaşamam mümkün değil. Open Subtitles محال أن أعيش مع أي منهما لو انهم معا مرة أخرى
    Eğer ilaç kullanmadan yaşamayı başarabilirsem bir şekilde aslında zihinsel bir hastalığa sahip olmadığımı, hepsinin bir hata olduğunu kanıtlayabilirmişim gibi hissediyordum. TED شعرت بأنني لو استطعت أن أعيش دون العقاقير سأثبت بعد ذلك كله بأنني لم أكن مريضة عقلياً و أنه كان خطأ فادح
    Fransa'da da dört sene kadar yaşadım ve aslında kendimi 20 sene geriye atılmış, Fransa'da yaşıyor gibi hissediyorum. TED وقد عشت في فرنسا حتى الآن حوالي أربعة أعوام، وأشعر حقيقة وكأنني أعيش فترة ما قبل عشرين سنة في فرنسا.
    Ben bu sokakta yaşıyorum Kızın da bu sokakta yaşıyor. Open Subtitles أنا أعيش في هذا الشارع ابنتك تعيش في هذا الشارع

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد