Bu daha iyi. Ve elbette, prensipte, üç, dört ve daha fazla adımda düşünülebilir, ama işler zorlaşmaya başlar. | TED | هذا أفضل. و بالطّبع، مبدئيّا، يمكنكن أن تتقدّم 3 أو 4 خطوات أو أكثر، لكن الأمر يزداد صعوبة. |
Huysuzlarla uğraşacağım, çünkü benim görüşümü daha iyi ve daha güçlü kılıyorlar. | TED | سوف آخذ الرافضون، لأنهم سوف يجعلون حجتي أفضل و أقوى. |
Haydi size bu söyleşi dizisinin en iyi ve en kötü anlarını bir defada anlatayım. | TED | و دعوني أخبركم حالاً، أفضل و أسوأ اللحظات التي مرت بنا في سلسلة المقابلات. |
Sen benim en iyi ve en yakın arkadaşımsın Kuzen Rudolf. | Open Subtitles | أنت أفضل و أقرب أصدقائى يا إبن العم رودلف |
Otele döndüler. Cristina daha iyiydi ama halsiz düşmüştü ve dinlenmeye ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | عادوا للفندق، كريستينا كانت بحال أفضل و لكنها كانت ضعيفة و تحتاج للراحة |
Para size sadece daha iyi bir yasam, daha iyi yiyecek daha iyi bir araba ya da daha iyi amcik satin almaz. | Open Subtitles | المال لا يشتري لك حياة افضل و حسب و طعام أفضل و سيارات أفضل و جنس أفضل و أيضاً يجعلك شخص أفضل |
Daha iyi insanlar olabiliriz, ...hatta belki de daha iyi ebeveynler olabiliriz. | Open Subtitles | أنها ربّما تجعلنا أناساً أفضل و ربّما أهلاً أفضل حتّى لا |
Her sene yeni araba yaparız, ve sezonun geri kalanını arabayı daha iyi ve daha hızlı yapmak için ne yaptığımızı anlamakla geçiririz. | TED | نحن نقوم بصناعة سيارة جديدة كل عام، ثم نقضي بقية الموسم في محاولة فهم ما قمنا بإنشائه لنجعله أفضل و أسرع. |
Sanıyorum, bu şekilde daha iyi ve daha güçlü olduğunuz bir hayatınız olacak. | TED | و اعتقد أنه سيصبح لديكم حياة أفضل و أكثر تعزيزا. |
"benimkinden çok daha iyi ve saf olan kalbinde, günahlarımı affedersin." | Open Subtitles | " . قلب أفضل و أطهر من قلبي. لتسامحيني على أخطائي" |
Evet, onun daha iyi ve karışık versiyonu, ama evet. | Open Subtitles | نعم ، و لكن بشكل أفضل و أكثر تعقيدا من تلك النسخة و لكن نعم |
Parçalarının toplamından daha büyük, daha iyi ve daha harika olan... - ....yeni ailemizin şerefine. - Evet. | Open Subtitles | نخب عائلتنا التي أصبحت أكبر و أفضل و أعظم من أكثر معظم أجزاءها |
Demek istediğim, yapmak istediğim dünyayı daha iyi ve güvenli yapmaktı.... ...herkes için. | Open Subtitles | أعني ، كل ما أردت فعله هو أن أجعل هذا العالم أفضل و أكثر أمنا للجميع |
Ben kendimi dünyanın en iyi ve en cesur itfaiyecilerinden bazıları ile çalıştığım için yeterince şanslı olarak görüyorum. | Open Subtitles | إنّي محظوظ بما يكفي لأعمل مع أفضل و أشجع الإطفائيين بالعالم |
Ailemiz en iyi ve en kötü anlarımızı çerçeveletmeyi seviyor. | Open Subtitles | والدانا يضعون أفضل و أسوء ما قمنا بإنجازه |
"Ne kadar yetenekli de olsa hiçbir hırsız bilgiyi çalamaz bu yüzden bilgi en iyi ve en güvenli hazinedir." | Open Subtitles | ،لا يوجد لص، مهما كانت براعته" "يمكنه أن يسرق المعرفة منك و لهذا المعرفة هي أفضل" "و أكثر الكنوز أمناً |
Nükleer savaşta, ancak en iyi ve zeki olanımızı kurtarabiliriz. | Open Subtitles | في حالة الحرب النووية ، يجب أن ننقذ أفضل و ألمع الطلاب |
Bunu itiraf etmek hoşuma gitmese de o varken her şey daha iyiydi. | Open Subtitles | ...و يعتصرنى الألم و أنا أعترف أن الأشياء كانت أفضل و هى هنا |
Ama annem çok daha iyiydi. ve bana tabak fırlatmazdı. | Open Subtitles | لكن أمي كانت أفضل و لم ترمي الصحون عليّ |
Para size sadece daha iyi bir yasam, daha iyi yiyecek daha iyi bir araba ya da daha iyi amcik satin almaz. | Open Subtitles | المال لا يشتري لك حياة افضل و حسب و طعام أفضل و سيارات أفضل و جنس أفضل |
Hill Valley'de daha iyi servis ile... bu fiyata, daha iyi bir araba bulamazsınız. | Open Subtitles | لن تجد سيارة أفضل... بسعر أفضل و خدمات أفضل فى أى مكان أخر فى هيل فالى. |