ويكيبيديا

    "أكدت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • doğruladı
        
    • onayladı
        
    • teyit
        
    • doğruluyor
        
    • garanti
        
    • temin
        
    • doğrulandı
        
    • güvence
        
    • doğruladım
        
    • onayladın
        
    • doğruladın
        
    • garantisini
        
    Araştırmalarımız Issa Karpov'un, Çeçen cihatçıların bir Salafi militan grubuna mensup olduğunu doğruladı. Open Subtitles تحقيقاتنا أكدت أن عيسى كاربوف عضو في مجموعة سلفية متشددة من الجهاديين الشيشان
    Bu gerçekten içime doğan birşeyi doğruladı: seyirci aslında yemeği için çalışmayı ister. TED لقد أكدت شيء كان عندي حدس بخصوصه، وهو أن الجمهور يريد حقا أن يعملوا من أجل طعامهم.
    Senden bu sabah kuşkulanmıştım. Yalanların ve aptallığın kuşkumu doğruladı. Open Subtitles لقد شككت بك هذا الصباح أكاذيبك وحماقاتك أكدت ذلك
    Deneyler kısa bir süre içerisinde Einstein'ın modelini onayladı ve atomik şüpheciler pes ettiler. TED التجارب قريباً أكدت نموذج أينشتاين، و أقر المشككون الذريون بالهزيمة.
    Bülteni yeni açmış olanlar için Washington dün, 4 Ekim 1957'de tarihte ilk kez insan yapımı bir uydunun dünyanın yörüngesine girmek üzere Sovyetler Birliği tarafından başarılı bir şekilde uzaya fırlatıldığını onayladı. Open Subtitles إن كنتم تستمعون إلى هذه النشرة الخاصة أكدت واشنطن أنه بالأمس فى الرابع من أكتوبر 1957
    Bombanın Norton Havaalanı'nda olduğunu, ki bunu derhal teyit ettik. Open Subtitles لقد أخبرتني أن القنبلة كانت في مطار نورتون .. وهذه المعلومات أكدت
    Soruşturma kuruluna konuştu ve FBI bunu doğruluyor. Open Subtitles لقد أخبر المحكمة العليا.. و المباحث الفيدرالية أكدت ذلك ما الذي تحتاجه بعد هذا؟
    Bayım, istihbarat bölümü çetenin içeride olduğunu doğruladı; fakat cinayet masası da olayın içinde olacak. Open Subtitles تكلم أكدت إنتل أنهم متواجدون في المبنى لكن قسم التحقيقات الجنائية يعترض طريقنا مجدداً
    Evet, okul doğruladı seminer uzun süre önceymiş. Open Subtitles نعم، المدرسة أكدت الحلقة الدراسية وضعت منذ عهد بعيد.
    DNA sonuçları kadının, 30 yıl önce bu laboratuarda benim deneylerime benzeyen bir deneyin ürünü olan bir adam tarafından hamile bırakıldığı yönündeki kuşkularımı doğruladı. Open Subtitles أكدت تحاليل الحمض النووي شكوكي أن المرأة قد حملت من رجل هو نتاج تجارب
    Antrenörün kızı, babasının oyundan önceki tüm sabah yanında olduğunu doğruladı. Open Subtitles أكدت ابنة تي راينر وكانت معه في الصباح قبل المباراة.
    Posta ofisi, Holt'un mektup ve haritasının onların makinesinde damgalandığını doğruladı. Open Subtitles غرفة البريد أكدت ان رسالة هولت والخريطة ختمت بواسطة آلة البريد الخاصة بهم
    - Dikişler sökük. ...ve DNA testi, terin bir kadın teri olduğunu doğruladı. Open Subtitles و أكدت اختبارات الحمض النووي ان القاتل امرأه
    Anlicağın, bizim adlitıp elemanları bunun insan kalıntısı içerdiğini onayladı bu yüzden kendim açıp kanıtlara zarar verdiğim için senden fırça yiyeceğime, buzdolabının tamamını sana getirmeye karar verdim. Open Subtitles الهيئة القضائية أكدت بأنها ذات أصل بشري لذا عوضاً عن أن أفتحها و أتلقى التأنيب من قبلك لأني أفسدت الدليل
    Detroit Polisi, iki fahişenin parkta müşteriyle olduğunu onayladı. Open Subtitles حسنا,شرطة ديترويت أكدت الأمر مومستان مع زبائنهما في المرآب في حديقة كايس
    Swisair biletlerin ulaştığını onayladı. Open Subtitles خطوط الطيران السويسرية أكدت انهم حصلو على التذاكر
    - Üç maktulün de ölüm sebebinin mermi yarası olduğunu teyit ettim. Open Subtitles لقد أكدت من سبب الوفاة كجروح نتيجة طلقات الرصاص للثلاث ضحايا.
    Bölgeden gelen yerel istihbarat kimsenin o zamandan beri yerleşkeyi terk etmediğini doğruluyor. Open Subtitles الاستخبارات أكدت أنه لم يغادر من المجمع حتى الآن
    Hoş olmayan bir durum olmayacağını garanti ederseniz. Open Subtitles حسناً، إذا أكدت لي أنه لن يكون هنالك ما يزعج
    Amiral Cain malzemelerin yolda olduğuna dair beni temin etti. Open Subtitles الأدميرال كين أكدت لي أن هذه الإمدادات قادمة
    Bu kez resmi bir açıklama gelmedi ama bugün bir kadının intihar ettiği kaynaklar tarafından doğrulandı. Open Subtitles لا توجد بيانات رسمية في الوقت الحالي، ولكن المصادر أكدت لنا أن المرأة ماتت اليوم على يده.
    Mahkemede bizi suçlamaya yönelik ellerinde ne belge varsa... hepsini vereceğine dair savcılık makamı bana güvence verdi. Open Subtitles النيابة أكدت لي بأن هذا كل شئ أنهم يخططون لتقديمها ضدنا في المحاكمة
    Sonra iki düzine insan daha bu isimsiz e-posta adresine katılmak için mail attı. Ama gerçekten iddia ettikleri işe sahip olduklarını doğruladım. TED وبعد ذلك دزينتين من الناس في الحقيقة راسلوا للمشاركة إلى عنوان البريد المجهول لكني أكدت بأنهم عملوا في الحقيقة عندهم الوظائف إدعوا بأنهم عندهم
    Sen yalnızca kadının kalpten bildiği şeyi onayladın. Open Subtitles كلاّ , لقد أكدت لها ببساطة ما كانت تعرفه بصميم قلبها
    Kök hücrelerin dirimliliğini doğruladın mı? Open Subtitles هل أكدت صلاحية الخلايا الجذعية؟
    Ayrıca bağlama büyüsünün seni dışarıdaki soyumuza karşı görünmez yapacağının da garantisini verdi. Open Subtitles كما أكدت لي أن تعويذتها الحدودية ستخفيك عن أي أحد خارج نسل أسرتنا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد