ويكيبيديا

    "أمامي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • önümde
        
    • karşımda
        
    • önünde
        
    • önüme
        
    • bana
        
    • ön
        
    • yanımda
        
    • önümdeki
        
    • karşıma
        
    • karşı
        
    • önünden
        
    • önümdeydi
        
    • Başka
        
    • önümden
        
    • önce
        
    önümde diz çökmeli... ve sağ elimi öpmelisin, söz verdiğin gibi. Open Subtitles كلا، زوبــار يجب أن تنحني أمامي وتقبل يدي كوعد منك لي
    Belki biraz ama benim önümde ona çıkma teklif etti. Open Subtitles ربما قليلاً ولكن هو طلب منها الخروج في موعد أمامي
    Jack'e, Locke'a ve önümde sakalını kesen iri siyah adama. Open Subtitles جاك، لوك، و الرجل الأسود الضخم الذي قطع لحيته أمامي
    Şey, Sufi... on yıI sonra karşımda oturuyorsun... yanımdasın... ama senin varlığını hissedemiyorum. Open Subtitles بعد عشر سنوات أنت جالسة أمامي و قريبة منى و لا أشعر بوجودك
    Ona ulaşmak Francis'i bulmak kadar zor olsada, gözümün önünde duruyor. Open Subtitles , هي صعبة الأيجاد كفرانسيس بالرغم من أنها تجلس تماما أمامي
    önüme bir tabela koyup ben burda değilmişim gibi mi davranacaksın? Open Subtitles ستضعين تلك اللافتة أمامي ؟ و تتدعين أنني لست موجوداً ؟
    Bu kız, annesi dışarıda beklerken bana çıplak poz verirdi. Open Subtitles هذه الفتاة وقفت أمامي عارية و والدتها كانت تنتظرها بالخارج
    Şimdi, önümde sıra olup tüm değerli eşyalarınızı bu çantaya koyun. Open Subtitles تعالوا أمامي, هاتوا كل ما هو غالي وضعوه في هذه الحقيبة
    Özelliklere kızlara. Sınıfta tam önümde oturan bir kız vardı. Kompozisyon dersinde. Open Subtitles لذا, كانت هناك هذه الفتات التي تجلس أمامي في فصل التركيب الإنجليزي
    Nathan, sizin gelip önümde durmanızı eşinizin ve çocuklarınızın da yanımda durmasını istiyorum. Open Subtitles ناثان أطلب منك الحضور و الوقوف أمامي و زوجتك و أطفالك الوقوف بجانبي
    "önümde duran acılı kanat dolu devasa tabağı fark etmişsinizdir. Open Subtitles لا بد وأنكم لاحظتم طبق أجنحة الدجاج العملاق الذي أمامي
    Ve tam önümde, arabanın ön camında bacakları iki yana açtı. Open Subtitles و فتحت ساقيها على زجاجة السيارة أمامي مُباشرةً بدون لباسها الداخليّ.
    Umduğumdan kısa oldu ama önümde uzun bir kariyer var. Open Subtitles أقصر مما تأملت، لكن ما زال أمامي حياة مهنية طويلة.
    Sağımda iki tane, ve tam karşımda da bir tane var. Open Subtitles لدي اثنان منهم على يميني، وواحد منهم أمامي أستطيع إصابته مباشرة
    Ama şu an karşımda en önemli müşterim oturuyor... patronum. Open Subtitles لكن لدي العميل الأكثر أهمية جالس أمامي مباشرةً , رئيسي
    Bunu yapan matbaacı gözlerimin önünde son duasını etti ve kendi boğazını kesti. Open Subtitles عامل الطباعة الذي قام بطباعة هذه تلى صلاته الأخيرة وبعدها قطع حنجرته أمامي
    Hayatım boyunca önüme ne koyulsa onu yaptım. Pek kafa patlatmadım. Open Subtitles أمضيت حياتي كلّها أسلك ما هو أمامي دون التفكير كثيراً بشأنه.
    Kaldırımda yatıyor ve dişlerimi topluyordum, Aziz Peter bana göründü. Open Subtitles كنت مستلقياً عند البالوعة أجمع أسناني حين ظهر أمامي قديس
    önümdeki duvara iki tane daha, şu taraftaki ara sokaklara da üç tane. Open Subtitles هناك اثنان آخران على الحائط أمامي وثلاثة في الأزقة في مواجهة هذا الطريق
    karşıma geçip ve bana bir erkeğin yatakta nasıl olduğunu söylemenizi istiyorum. Open Subtitles أُريدكم جميعاً أن تجلسوا أمامي وتخبروني ما يحبه الرجال، في الفراش، حالاً
    Babası kutsal kitabına çok bağlıydı, yüzüme karşı tam aksini yapsa da. Open Subtitles والده كان أقرب إلى البابوية برغم ذلك، فهو يدعي خلاف ذلك أمامي
    Jamie, şu herifin kafasını kırmadan önce gözümün önünden çek. Affedersin, birader. Open Subtitles جيمي هلا تبعدين هذا الشخص من أمامي حتى لا أقوم بتحطيم جمجمته
    Kahve almaya gittiğimde tam önümdeydi oradan direk gazete standına gittim ve hop tam orada dergi okuyordu. Open Subtitles فلقد ذهبت للحصول على قهوة، و كان يقف أمامي بعد ذلك ذهبت لمحل بيع الصحف، و فجأة، لقد كان هناك يقرأ الصحف
    Doğru, onun için çok üzgünüm ama Başka seçeneğim yoktu. Open Subtitles أجل، آسفة للغاية حيال ذلك لم يكن أمامي خيار آخر
    Bak ne diyeceğim, platformun sonuna kadar yavaşça benim önümden yürü. Open Subtitles حسناً، تمشي ببطئ عند نهاية الرصيف مباشرةً أمامي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد