Belki Kurtuluş Savaşını bilmiyor olabilirim... ya da helikopteri kim buldu falan, bende de bir tane olmasına rağmen. | Open Subtitles | ربّما أنا لا أعرف ماهي الحرب الأهلية . . أو من الذي إخترع المروحية، بالرغم من أنّي أمتلك واحدة. |
Ama biliyor musun benim kendi evim olmadığından çıktığım kadınların olsun isterim. | Open Subtitles | دائما أتأكد من امتلاك النساء اللواتي أعرفهن لشقق، لأنني لا أمتلك واحدة |
Eskiden. Bir ara bunlardan birine sahip olmaya adamıstım kendimi. | Open Subtitles | في الماضي، تعهدت أمام نفسي بأن أمتلك واحدة يوماً ما |
Yeni komşuyum ve birkaç blok ötede, sizinle aynı ev numarasına sahibim. | Open Subtitles | وأنا في الحقيقة أمتلك نفس رقم المنزل لمنزلي الذي يبعد بضعة بلوكات |
Şimdi kendi hikâyemin sahibiyim, kendi gerçeğimi anlatıyorum, hayatımın yeni bir bölümünü aktarıyorum. | TED | انا الآن أمتلك قصتى، وأحكى حقيقة ما مررت به وأنا أروى فصل جديد فى حياتى |
Burası eskiden beri bana ait ama on yıl önce buraya tekrar taşındım. | Open Subtitles | أمتلك هذا المكان منذ زمن بعيد، ولكني عدت إليه الآن منذ عشر سنوات |
ve telefonum ya da televizyonum yoktu, fakat posta vardı | TED | و لم أمتلك هاتف أو تلفاز , لكني كنت أمتلك البريد الأمريكي |
- Kuruldaki koltuğumu sana verdim. Artık söz sahibi değilim. | Open Subtitles | لقد أعطيتك مقعدي في مجلس الإدارة لذا لا أمتلك رأياً |
bende az bir şey yok, Tsippora. Hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا لا أمتلك القليل يا صافوره أنا لا أمتلك شيئا على الإطلاق |
bende az bir şey yok, Tsippora. Hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا لا أمتلك القليل يا صافوره أنا لا أمتلك شيئا على الإطلاق |
Keşke bende halı ve resimden senin kadar anlasam. | Open Subtitles | أَتمنّى أن أمتلك ذوقك في السجادِ والصورِ. |
benim ne zaman otel veya kahvaltı için zamanım var ki? | Open Subtitles | ومتى أمتلك الوقت كي أذهب للمبيت أو تناول وجبة الأفطار ؟ |
HAVA YOLUNU DAVA ETTİKTEN SONRA, BENİM KADAR İYİ OLACAKLAR. | Open Subtitles | سأخبرك ماذا. سوف أمتلك شركة الطيران هذه بعد الدعوى القضائية. |
benim bilincim var. "Ben bir şeyler tecrübe ediyorum, dünyadayım yani. | TED | أمتلك هذه الخبرة, أنا في العالم, كما تعلم. |
Çok çalışırım ve belki iyi de olabilirim ama asıl doğuştan yeteneğe sahip değilim. | TED | قد أستطيع التمرن بجد وقد أكون جيداً، لكني لا أمتلك هذه القدرة الطبيعية. |
Yani bir uzay gemim olmayabilir ama umarım ki dünyanın en büyük teleskoplarından birine sahip olabilirim. | TED | لذا لا أستطيع أن أمتلك مركبة فضائية، لكن آمُل أن أمتلك واحده من أكبر التليسكوبات في العالم. |
Şimdi her şey, bana ait oldu. Ve ben, şimdi her şeye sahibim. | Open Subtitles | الأن كل شىء أصبح لى وأنا أمتلك كل شىء الأن |
Ben, dünyanın en büyük ilaç şirketinin sahibiyim. | Open Subtitles | بأني أمتلك أكبر شركة رئيسية للأدوية في أنحاء العالم |
Ama küçük bir problem vardı: Ciddi anlamda yeteneksizdim. | TED | لكن واجهتني مشكلة صغيرة: لم أكن أمتلك أي موهبة. |
Ya eğer ben New York'ta yaşadığım için kamyon sahibi olmanın ne kadar aptalca olduğunu düşünsem. | Open Subtitles | ماذا لو قررت أنه أمر سخيف أن أمتلك شاحنة لأنني أعيش في مدينة نيويورك. |
Yıllardır sana bir kimono almayı istemiştim ama alacak gücüm yoktu. | Open Subtitles | لسنوات طويلة، أردتُ شراء رداء لك ولكني لم أمتلك ما يكفي |
Seni çağırdığımda keşke bana katılsaydın. Bütün bu civarı satın aldım. | Open Subtitles | كنت أتمني أن تأتي معي حين أردتك فأنا أمتلك نصف هذه المدينة |
ve o zamandan beri hiç sosyal hesabım olmadı. | TED | من حينها لا أمتلك حساب بوسائل التواصل الاجتماعي. |
Ünvan da, mevki de hâlâ benim elimde. Unuttun mu yoksa? | Open Subtitles | ،لا زلت أمتلك لقب ومركز السيد العظيم هل نسيت ذلك؟ |
Dokunmatik ekranların orijinal çizimleri hâlâ yanımda. Size... Size göstermek isterim. | Open Subtitles | لازلت أمتلك شاشة اللمس الأصلية التي صنعتها ، أريد أن أريكم |