| Afganistan'ın ciddi bir güvenlik sorunu olduğunu biliyoruz. Afganistan, dünyada bir çoğumuz içindir. | TED | أفغانستان، نعلم أي مشكلة أمنية حقيقية تشكلها أفغانستان بالنسبة للكثير من أنحاء العالم. |
| Evet. Yani benim yüzümden tüm yatakhanelerin güvenlik telefonu var. | Open Subtitles | الفضل لي في أن جميع المهاجع الآن بها هواتف أمنية |
| Seni minimum güvenlik kolaylığı ile bu fare deliğinden çıkartabilirim. | Open Subtitles | سوف أخرجك من هنا إلى مؤسسة فيها إجراءات أمنية أقل |
| Yaşamı boyunca sadece bir dileği yerine getirebilecek bir peri olduğu söylenir. | Open Subtitles | يقال أن هناك جنية عندها القدرة لتحقيق أمنية واحدة في خلال حياتها |
| Gece sahilde oturmak isterdim ve kayan bir yıldız görürsem, bir dilek tutardım. | Open Subtitles | أردتُ الجلوس على الشاطئ في الليل و إذا رأيتُ شهاباً كنتُ سأطلب أمنية |
| Çan kulesinin yakınlarındaki bir rehinci dükkanındaki güvenlik kasetinden görüntüler. | Open Subtitles | لقطات فيديو أمنية لعملية سرقة على محل رهونات الليلة الماضية |
| Fazladan güvenlik elemanı tuttum ve bu şekilde muhalefet olanların sesleri biraz azaldı. | Open Subtitles | لقد رتبت تحديثات أمنية إضافية واعتقد ان هذا سيقوم بإسكات الرافضين للوقت الراهن |
| Morgun dış kapısı açık olacağı için bir güvenlik kartına ihtiyacın olmayacak. | Open Subtitles | البوابة الخارجية للمشرحة سوف تكون مفتوحة, لذلك أنت لا تحتاج بطاقة أمنية |
| Köprünün altında saldırının gerçekleştiği yerde hiç güvenlik kamerası yok. | Open Subtitles | لا توجد كاميرات أمنية تحت الجسر حيث مكان أطلاق النيران |
| güvenlik güçlerini senin oldugun yere dogru getirebilecegi gerçegini aklindan çikarma. | Open Subtitles | لا تتجاهلي احتمال أنّه يوجّه قوات أمنية إلى مكان تواجدك الآن |
| Yani bana ivedi bir güvenlik sorunumuz olduğunu söylemeye geldiyseniz inanın bana farkındayım. | Open Subtitles | اذاّ أتيت لتبلغني أن لدينا مشكلة أمنية عاجلة؟ ثق بى أنا مدرك لهذا |
| Havayolu yerine denizyolunu kullanacak. güvenlik orada çok daha gevşek. | Open Subtitles | لن ينقلها جوّاً، هناك فجوات أمنية أكبر في أحواض السفن. |
| Havaalanı güvenlik kamerası görüntülerini almak için TSA ile görüşüyorum. | Open Subtitles | أعمل مع وزارة النقل للحصول على لقطات أمنية في المطار |
| Üs'te her denizcinin kendi güvenlik kartlarıyla geçtiği kontrol noktaları var. | Open Subtitles | كل بحار لديه شارة أمنية وهناك نقاط تفتيس في كل القاعدة |
| Sadece birkaç gün içinde milyarlarca doları güvenlik birimlerine milyarlarca doları hapishanelerindeki düzeni korumaya akıtan Tunus rejimi dağıldı, yok oldu. Bu halkın sesi sayesinde oldu. | TED | وبعد أيام، انھار النظام التونسي الذي استثمر مليارات الدولارات في أجھزة أمنية مليارات الدولارات للحفاظ على بقائه، الحفاظ على بقائه وسجونه، انھار واختفى بفضل صوت الشعب. |
| güvenlik erişim yetkisi ve parmak izi verileri ele geçirildi bu durum 22 milyon çalışanı etkiledi. | TED | حيث تم إتلاف بيانات لتصاريح أمنية وبصمات الأصابع. 22 مليون موظف. |
| O... Öğretmen Hye Jin'in dileği miydi? | Open Subtitles | هل تظنين أنّ ذلك كان أمنية المعلّمة هي جين؟ |
| Konuşan bir ayıcık olmadığımı biliyorum ama en azından bana sahip olmak için büyülü bir dilek dilemene gerek yok. | Open Subtitles | .. أعرف أني لست دبدبوب ناطق و لكن و لكن على الأقل ليس عليك أن تتمنى أمنية سحرية لتحصل علي |
| Bir dileğim var, büyük bir dilek, bu çalışma tarzının, bu düşünme tarzının diğer ülkelerde de oluşturulması. | TED | لدي أمنية، أمنية كبيرة وهي أن طريقة العمل هذه وطريقة التفكير هذه ستطبق في بلدان أخرى. |
| Anlaşma anlaşmadır. Bir tek dileğin daha var ve sonra senin ruhunu alacağım. | Open Subtitles | العمل عمل , بقيت لك أمنية وبعدها تعطيني روحك |
| Benim dilek hakkım yok, ama kesinlikle diyebilirim ki Sylvia Earle'nin dileğini desteklemek için elimden gelen her şeyi yapacağım. | TED | الآن ليس لدي أمنية، لكني بالتأكيد أستطيع القول أنني سأبذل قصارى جهدي لدعم تحقيق أمنية سيلفيا إيرلي. |
| Parks'ın son isteği küllerinin onlar tarafından denize serpilmesiydi. | Open Subtitles | آخر أمنية له أن يتم بعثره رفاته في البحر من قبلهم |
| Herbirimizin arzusu seçilmek ve Tomanya uğruna ölmektir. | Open Subtitles | أعرف أنها أمنية كلّ منا ان يُختار هذه الليلة للموت من أجل تومينيا |
| O zamana kadar çoçuğun acısı çok derinden arttı annesinin istediği vaadi yerine getirdi. | Open Subtitles | حتى أتى يوم ما، تعاظمت آلام الصبي بداخله إلى حد رهيب، فاستحضر الوعد الذي تضمنته أمنية أمه. |
| İlk dileğinizi bir milyon dilek hakkı isteyerek kullanabilirsiniz. | TED | يمكنكم استخدام أمنيتكم الأولى لتمني مليون أمنية أخرى. |
| bir dilek tut. Sizlere bir bira ısmarlayabilir miyim? | Open Subtitles | ـ تمن أمنية ـ هل بإمكانى أن أشترى لكم جعة أو شىء ما؟ |
| Gün içinde merkezi ve güvenli bir tesise nakledilecekler. | Open Subtitles | إنهم سينتقلون إلى ثكنة أمنية ومركزية في غضون يوم |
| Babamın isteğini onurlandırmak seni çokça nefret edilen adama vermemi gerektiriyor. | Open Subtitles | لا يُمكننى البقاء طويلاً. لِتكريم أمنية أبى أن يراك تتحكممنقبل... رجليكرههُكثيراً. |
| -Binbaşı, burası yüksek güvenlikli bölge. -Biliyorum, efendim. | Open Subtitles | -الرائدة,هذه منطقة أمنية قصوى أعلم ذلك,سيدي |
| - Başarı için en büyük arzun bu mu? - Evet. | Open Subtitles | هل أغلى أمنية لديكِ هي أن تصبحي ناجحة ؟ |