Ekmeğinden hariç bir şeyi olmayanın nefretini anlıyorum, zenginler küstahça ziyafet verdiği zaman. | Open Subtitles | أنا أتفهم غضب أولئك الذين لا يملكون شيئاً عندما يأكل الغني بترفٍ وشراهة |
Riski anlıyorum ama çalışırken görmem lazım adamlarını çağır, çalıştırsınlar. | Open Subtitles | حقاً , أنظر .. أنا أتفهم المُخاطرة لكنىبحاجةلأنأرى كيفيةالعمل,لذا.. أصرِفرجالكودعنانقومبإطلاقها.. |
Cidden, tamamıyla anlıyorum, ayrıca kesinlikle doğru kararı verdiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | حقيقتاً ، أنا أتفهم بكل تأكيد أنت أخترت الإختيار الصائب |
Eğer işi bırakıyorsan, beni incitmeden söylemene gerek yok. Seni anlıyorum. | Open Subtitles | إذا كنت تنسحبين، فليس عليك أن تخيبي أملي، أنا أتفهم ذلك |
Pencerelerin bu yüzden kapalı olduğunu Anladım, peki ya perdeler? | Open Subtitles | أنا أتفهم لماذا تغلق النوافذ لكن ماذا عن الستائر ؟ |
Aciliyeti anlıyorum, bir günde altı kurbana bağlanmak teknik olarak mümkün ama bu bağlanan bunu kaldırabilir demek değil. | Open Subtitles | أنا أتفهم ضرورة الأمر لكن فقط بسبب كون الأمر ممكن تقنيا للقيام بالغرز ل 6 ضحايا في يوم واحد |
Bakın, üzgün olmanızı anlıyorum ve her velinin çocuğunu umursadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنكِ مستاءة وأعرف أن كل الآباء يهتمون ..بأمر أولادهم |
Yaralandığım için kendini suçlu hissedip kaçmanı anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنكِ هربتي بسبب إحساسكِ بالذنب لأنني تأذيت بسببكِ |
Ailelerimizin yakınlığı yüzünden ona yardım etmeye çalışmanı anlıyorum bu güzel, anlayabiliyorum ama kendine dikkat et, her şeyi mahvetme. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنك تحاول مساعدته بسبب عائلتنا و عائلته هذا لطيف و اتفهمه و لكن راقب نفسك لا تفسد أى شيء |
anlıyorum. Saat 5'e kadar çıkacak. | Open Subtitles | أنا أتفهم شعورك صدقني لكنها سوف تختفي علي الساعة الخامسة |
Vergi ödeyen vatandaşlarımızın endişelerini anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم إهتمام دافعي الضرائب بهذا الأمر |
Amacınızı anlıyorum ama bu E.T.S. ve öğrenciler arasında olan bir sorun. | Open Subtitles | سيد إسكالانتي، أنا أتفهم شعورك. ولكن المشكلة هي بين "الإي.تي.سي" وبين التلاميذ. |
Rahip olmak her zaman kolay bir şey değil. anlıyorum. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكون قسيساً طوال الوقت، أنا أتفهم هذا |
Sorununuzu anlıyorum ama, neden ben? | Open Subtitles | أنا أتفهم مشكلتك لكن أنا أقصد، لماذا أنا تحديدا؟ |
Sorunu anlıyorum ama vasiyet, önümüzdeki Cumartesi gününe kadar okunmayacak. | Open Subtitles | أنا أتفهم المشكلة، لكن لا يمكنني قراءة الوصية قبل يوم السبت |
anlıyorum, sonuçta bir Scotland Yard memuru olarak, aksi ispatlanana kadar herkesi suçlu olarak değerlendirmek görevinizin bir parçası. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنه من واجباتك كضابط في شرطة سكوتلانديارد أن تأخذ بعين الإعتبار أن كل شخص متهم حتى تثبت براءته |
anlıyorum. Sizin için çekip gitmek kolay olabilir. | Open Subtitles | أوه، أنا أتفهم, ربما تظن أنه من السهل أن تبعدني |
O zaman burada kalmanı istediğimde bunu anlamalısın. Bekle! Bunu anlıyorum ama bu benim de ailem. | Open Subtitles | انتظر، أنا أتفهم لكن، هذه عائلة لي أيضاً |
Eşinizin ölümü yüzünden üzgün olduğunuzu anlıyorum ama bu, ölümcül bir hata yapmanız için mazeret değil. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنك مستاء من وفاة زوجتك لكن هذا ليس عذرا لارتكاب خطأ فادح آخر |
Tamam, Anladım ama bu sabah Malaya ile bir değişiklik yapmıştık. | Open Subtitles | نعم , أنا أتفهم , لكنني .تبادلت مع مالايا هذا الصباح |
Bak, neden kızgın olduğunu anlayabiliyorum ama hala tamamen adil olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم لماذا أنتِ غاضبة لكني لا زلتُ لا أعتقد أنكِ عادلة. |
Gitmek zorundaysan, seni anlarım. | Open Subtitles | أعنى, لو أنت مضطرة للذهاب, أنا أتفهم ذلك |
Anladığım kadarıyla bayağı büyük bir iş adamısın. Bu doğru mu, Jim? | Open Subtitles | أنا أتفهم بأن رجل أعمال مهم جدا هل هذا صحيح، يا جيم؟ |