"أنا أحب" - ترجمة من عربي إلى تركي

• severim
• bayılırım
• bayılıyorum
• çok seviyorum
• Ben
• hoşuma gidiyor
• i seviyorum
• hoşlanıyorum
• sevdim
• hoşuma gitti
• bayıldım
• aşığım
• seviyorum "

- En azından seksi seviyor! - Ben de severim!
ــ على الأقل هي تحب المداعبة ــ أنا أحب المداعبة

Hayır, sevmem. Yoğurt severim. Favorim yoğurttur, yoğurt getir bana.
لا أنا أحب الزبادي , هل لديكِ زبادي أعطيني زبادي

Şey, bu nerdeyse bir motosiklet... ve Ben motosikletlere bayılırım.
حقاً؟ إنها تقريباً دراجة نارية، و أنا أحب الدراجات النارية.

Bu fotoğrafa bayılıyorum, çünkü bu başkasının odası ve bu ise onun.
أنا أحب هذه الصورة ، لأن هذه غرفة شخص آخر وهذه غرفته.

Biliyor musun, Ben Jerry'nin giydiği kot pantolonları çok seviyorum.
تعرف , أنا أحب الجينز الجديد الذي كان يرتديه جيري

Artı, itiraf etmeliyim ki o arabayı kullanmak çok hoşuma gidiyor.
و بالإضافة لأكون أمينا هنا أنا أحب قيادتها ,أنها اختيار رائع

İyi ama Ben reklamları severim. Bana ne alacağımı söylerler.
في الحقيقة، أنا أحب الإعلانات فهي تعلمني ما الجيد لشراءه

Zeki bayanları severim, anlıyor musun? Benden zeki bayanları yani.
أنا أحب المرأة الذكية المرأة التي تكون أكثر ذكاء مني

O parayı da bana zevk veren şeylere harcamayı severim.
و أنا أحب أن أنفق مالي على ما يمنحني السعادة

Hadi ama, kayıklara bayılırım Ben. Eskiden babamla binerdik hep.
هيا, أنا أحب القوارب, لقد إعتدت إصطياد السمك مع والدي

Aman tanrım belalı tiplere bayılırım özellikle sıkı kalçalı belalılara.
يا إلهي، أنا أحب القوي خصوصاً قوي ذو مؤخرة جيدة.

Bu da ses tahtası gibi bir şey, dokunabilirsiniz, bu iğrenç seslere bayılıyorum,
هذه تشبه لوحة مسيقى, تستطيع أن تعزف عليها, أنا أحب هذا الضجيج المدوي.

Bir daha olmaz. Yatağa dön hemen! Bu şarkıya bayılıyorum.
ليس فتاة آخرى، عُودي إلى الفراش أنا أحب هذه الأغنية

Öğretmeyi çok seviyorum ama inandığım şeylerden asla fedakarlık göstermem.
أنا أحب التدريس ، ولكنى لن أضحى بمبادئى لأفعل هذا

Okumadım ama Woody'nin filmlerindense düz yazılarını daha çok seviyorum.
لا, ولكن أنا أحب نثر وودي حتى أكثر من أفلامه

Zoru oynadıkları zaman hoşuma gidiyor.
أنا أحب ذلك عندما يلعب من الصعب الحصول على.

Alvy'i seviyorum, ama ilişkimiz artık yürümüyor gibi.
أنا أحب الفي، ولكن علاقتنا على ما يبدو لم تعد صالحة

Ben, oda servisinden.., ...su yosunu ile ovalanarak yapılan vücut masajından hoşlanıyorum.
أنا أحب خدمة الغرف و سكب الطحالب البحرية ومساج على كامل الجسد

Bana gelirsek insanların hakkımda ne düşündüklerini önemsememe fikrini sevdim.
وكذلك لي أنا أحب فكرة عدم أهتمامي برأي الناس فيني

- Bu, hoşuma gitti. - Gençken birkaç tane tanıdım.
ـ أنا أحب هذا ـ عرفت قليلاً من هذا الشيىء

Özellikle ailenin ve arkadaşlarının resimleriyle dolu olan rafa bayıldım.
أنا أحب أن يمتلىء هذا الرف بصور أصدقائى و عائلتى

Kendi adıma konuşuyorum, evlenmek üzere olduğum kadına her şeyimle aşığım ve bir aile kurup, toplumun yararlı bir ferdi olmayı amaçlıyorum.
وأتحدث عن نفسى أنا أحب بشدة تلك المرأة التى أنوى الزواج بها وأتطلع بشدة لرعاية عائلتى