geldim çünkü kaderimin dünyanın fatihinin yanında yaşamak olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا هنا لأنى أعرف قدري لأعيش إلى جانب الفاتح للعالم. |
Kendimi ele vermeye geldim. Bagajımda parçalara ayrılmış bir fahişe cesedi var. | Open Subtitles | أنا هنا لكي أسلم نفسي لدي في سيارتي عاهرة مقطعة الى اشلاء |
Hepinizin bildiği gibi Buraya psikoloji hakkında konuşmak için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للتحدث عن علم النفس وهو كما تعرفون جميعاً |
Ben Burada olduğum sürece kimse bir çocuğun özgürlüğünü elinden alamaz. | Open Subtitles | لا أحد سيأخذ حرية الطفل بينما أنا هنا لا أحد أتسمعوني؟ |
Şu an gerçekleşmekte olan inanılmaz dördüncü üretim devrimini size söylemek için buradayım. | TED | أنا هنا لأخبركم عن ثورة التصنيع الرابعة المذهلة والتي هي قيد التنفيذ الآن |
İşte ben bugün size ekranda ne gördüğümüzü değiştirmenin mümkün olduğunu söylemek için burdayım ve oraya ulaşmamız için sabırsızlanıyorum. | TED | حسنًا أنا هنا اليوم لأخبركم أنه ليس من الممكن فقط تغيير ما نراه على الشاشة لكنني أتوق لوصولها إلى ذلك. |
- Buradayım, Woody. Bu sefer kırmızı benim. | Open Subtitles | أنا هنا يا وودى و سآخذ اللون الأحمر هذه المرة |
Buraya sadece şu film gecesinin Joe'nun evinde olacağını söylemeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فقط لإخباركم ليلة الفيلم تم نقلها إلى منزل جو |
Buraya son takıntınızla ilgili olarak geldim. Size şunu göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل آخر هوس لك أود أن أريك هذه |
Evet ama ben yemek için Buraya geldim. Tamam işte yemek sensin. | Open Subtitles | ــ أنا هنا من أجل الطبخ ــ لا، لا، هذا هو الطبخ |
Ben bir hayaletin sana mesajı olduğunu söylemek için geldim.İstersen kafana göre takılabilirsin. | Open Subtitles | أنا هنا بسبب شبح لديه رسالة لك يمكنك أن تفعل ما تشاء بهذا |
Bay Montague daha iyi bir yer için size yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | أيها اللورد مونتيجو أنا هنا لمساعدتك ، كي تذهب إلى مكان أفضل |
Buraya aileme yiyecek bulmak için gelmedim. Mürekkep yapmak için tohum bulmaya geldim. | Open Subtitles | لست هنا من أجل الطعام أنا هنا لأجمع مثل تلك الحبات لصنع الحبر |
- Sokağın karşısındayım ahbap. - Tamam, ben geldim görüşürüz. | Open Subtitles | أنا على الطرف الآخر من الشارع حسنا أنا هنا وداعا |
Ben Burada senin pisliğini temizlerken sen orada parti veriyorsun. | Open Subtitles | أنا هنا أعاني لتخليصك من هذا الأمر وأنت تحتفل ؟ |
Her şey başladığından beri Burada, yeryüzünde her işe burnumu sokuyorum! | Open Subtitles | أنا هنا على الأرض بأنفي فيها منذ أن بدأ كل شىء |
Geçen gece Burada olan cinayet hakkında neler bildiğinin öğrenmek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لأكتشف ما تعرفه عن الجريمة التي حدثت هنا ليلة الأمس |
Size yaratıcı çözümlerin dünyayı kurtarabileceğini söylemek için buradayım, yaratıcı çözümler ve oyun. | TED | أنا هنا لأقول لكم أن التصرفات الخلاقة، بإمكانها إنقاذ العالم السلوك الخلاق واللعب |
Yürütücü işlev ile ilgili böyle düşünmenin tamamen yanlış olduğunu söylemek için buradayım. | TED | حسنًا، أنا هنا لأخبركم أن هذه الطريقة في التفكير بالوظيفة التنفيذية خاطئة تمامًا. |
Ben burdayım, Tanrının evinde, önceki gün tam olarak olanları size anlatmak için | Open Subtitles | أنا هنا في بيت الله لأشرح لكم الحقيقة عما حدث بالضبط يوم أمس |
Buraya son çare olarak gelmiş olduğumu hemen belirtmek isterim. | Open Subtitles | أريد فقط أن أكون واضحاً، أنا هنا لأنه الملاذ الأخير |
- Buradayım, Woody. Bu sefer kırmızı benim. | Open Subtitles | أنا هنا يا وودى و سآخذ اللون الأحمر هذه المرة |
Bir saattir buradayım ve bana işime yarayabilecek hiçbir şey vermedin. | Open Subtitles | أنا هنا منذ ساعة وأنت لم تعطيني شيئًا واحدًا بوسعي إستخدامه |
Hadi ben buradayım! Yeter ki pencereye gel! Bu duayı bende biliyorum. | Open Subtitles | تعال ، أنا هنا ـ تعال فقط إلى النافذه أعرف هذه الصلاة |
Hâl böyle iken işte buradayım, onlarla savaşıp kendimi küçültmeye mecbur bırakılıyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك، ها أنا هنا مضطر إلى التقليل من شأني لأتعارك معهم |
Sizlere şunu söylemek için buradayım, ben göz ardı edilemez bir istatistiğim. | TED | أنا هنا لأخبركم أنني إحصائية لا يمكن تجاهلها. |