| Bunu içmeyi bitirdikten sonra, kendi dumanımla pasif içicilik de yapabilirim. | Open Subtitles | عندما أنتهي من تدخينِ هذه يُمكنني امتصاص الدخان المتصاعِد منها |
| Curtis, henüz Seninle konuşmayı bitirmedim. | Open Subtitles | كورتيس ، أنا لم أنتهي من الحديث معك بعد. |
| Ve bundan hemen sonra bir kadın bana bu küçük çanı getirdi, ve bu küçük notla bitirmek istiyorum. | TED | وبعد ذلك أحضرت لي إمرأة هذا الجرس الصغير، واريد أن أنتهي من هذه المذكرة. |
| Babanın kurduğu bir tuzak sayesinde. Burada işim biter bitmez, cevabını verecek. | Open Subtitles | فخ صنعه لنا والدكِ، وسيتم محاسبته بمجرد أن أنتهي من اجتماعنا هنا. |
| - Okul bitince şehre taşınabileceğime dair söz vermiştin bana. | Open Subtitles | لقد وعدتيني حالما أنتهي من المدرسة، سوف ننتقل إلى المدينة. |
| Biliyorum ama gelemem. Orion broşürünü bitirmem gerek. | Open Subtitles | أَعرف، لكن لابد أن أنتهي من الكتالوج الجديد |
| Telefonuna cevap vermiyormuşsun. Buradaki işimi bitireyim, hemen eve geleceğim. | Open Subtitles | أريد أن أنتهي من هنا، وعندها سأكون بالمنزل بأسرع مايمكنني |
| İşim çıktığı zaman emanet kiracıya bırakıyorum işim bittiğinde ise geri dönüyorum. | Open Subtitles | عندما أتلقى وظيفة ، أقوم بتأجيرها وعندما أنتهي من الوظيفة أعود إليها. |
| Evet, ben sütümü bitirip uyuyacağım. | Open Subtitles | انني سوف .. نعم، انني سوف أنتهي من اللبن واذهب للنوم |
| Demek istediğim bir kitabı aldığımda onun tamamını bitirene kadar bırakamıyorum. | TED | أقصد أنه ما أن أحمل احدى الكتب لا أستطيع أن أضعه حتى أنتهي من قراءته بأكمله |
| Anne olmak, benim kişiliğim ve daha kişiliğimle işim bitmedi. | Open Subtitles | كوني أُم هو شخصيتي، وأنا لم أنتهي من كوني على شخصيتي. |
| Doğru adam geldin. Seni düzelteceğim, şu birayı bitirdikten sonra. | Open Subtitles | أتيت للرجل المناسب ، سأقومك، بعد أن أنتهي من هذه الجعة مباشرة |
| Dersi bitirdikten sonra seni alırdım ve Chez Bouchard'a çay içmeye giderdik. | Open Subtitles | بعدما أنتهي من الحصة، أذهب لهناك لشرب الشاي |
| Yalan söylüyordum. Ödevlerimi bitirmedim. | Open Subtitles | لقد كنت أكذب انا لم أنتهي من الواجب حتى الان |
| Eve gitmek istemiyorum! Benimle konuşmayı bitirmedim! | Open Subtitles | لا أريد الذهاب للمنزل لم أنتهي من الحديث معي |
| Senin de sorunun da ben tahminlerimi bitirmeden, işleri bitirmek. | Open Subtitles | تنجز دائما الأمور قبل ان أنتهي من تصورها |
| Saçımla işim biter bitmez çıkıyorum. | Open Subtitles | سأخرج من الباب حالما أنتهي من تسريح شعري |
| Siznle işim bitince, gidebilirsiniz, bayım. Duydunuz mu? | Open Subtitles | ستنصرف من هُنا حينما أنتهي من كلامي، هل سمعتني؟ |
| Biliyorum ama gelemem. Orion broşürünü bitirmem gerek. | Open Subtitles | أَعرف، لكن لابد أن أنتهي من الكتالوج الجديد |
| Şunu bitireyim, sana yardım edeceğim. | Open Subtitles | دعيني أنتهي من هذه الكومة الكبيرة وسأوافيك مباشرة. |
| Burayla işim bittiğinde, ötekinden on kat daha güzel olacak. | Open Subtitles | ذلك حقيقي عندما أنتهي من هنا. هذا المكان سيكون 10 مرات أفضل من ذلك المكان. |
| Yalnızca bir an önce bu işi bitirip Michael'a ne istiyorsa onu verip önümüze bakmak istiyorum. | Open Subtitles | ليقوم بعمل الكمبيوتر الخيالي لاحقا أريد أن أنتهي من هذا العمل أعطي مايكل ما يريده ، وسأكون منتهية بذلك |
| Kitabı bitirene kadar biraz sıkıntı çekeceğim. | Open Subtitles | ستكون أحوالي المادية صعبة لحين أنتهي من كتابة الكتاب |
| En iyi ortaklarınızı, geleceğinizi aldım ve sizinle işim bitmedi. | Open Subtitles | حصلت على أفضل مساعديك و مستقبلك و لم أنتهي من عملي بعد |
| Ama burdaki işim bittikten sonra ne yapacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | بعدما أنتهي من هُنا، لا أعلم ماذا سوف أفعل. |
| Annemiz ve Francis gibisin. bitirmeme hiç izin vermiyorsun. | Open Subtitles | أنت مثل أمي وفرانسيز لا تدعني أنتهي من ذلك |
| Ama şöyle diyeyim şarkıyı bitirdiğimde hoş bir kutlama olacak.* | Open Subtitles | لكن لنقل إنني عندما أنتهي من عزفها سيكون الجو مليئاً بالاحتفال |