| - Oraya gidebilecek tek kişi sensin. - Onu kurtaracağım. | Open Subtitles | ــ و أنت الوحيد الذي يمكنه الوصول لها ــ سأحررها |
| Şifreyi bilen tek kişi sensin. Herşey sana bağlı, Weps. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يعلم أرقام الخزانة الأمر بيدك يا ويبس |
| Bak, eğer bir şey yapılması gerekiyorsa, ailem için güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | انظر , إذا حدث أي شيء أنت الوحيد الذي أثق به للإهتمام بعائلتي |
| Bana sadece sen yardım edebilirsin. | Open Subtitles | لا تتخلى عني أنت الوحيد الذي يستطيع مساعدتي ، أعلم ذلك |
| Bana iğrenç, dolandırıcı ve üç kuruşa her şeyi yapacak vicdansız bir muhasebeci lazım ve sen bildiğim tek kişisin. | Open Subtitles | أحتاج إلى محاسب لا يراعي الأنظمة و بلا ضمير والذي سيفعل المستحيل ليربح ولسوء الحظ ، أنت الوحيد الذي أعرفه |
| Bunu anlamaya yetecek bilgeliği ve nezaketi olan bir tek sen varsın. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يتمتع بالحكمة والطيبة لفهم هذا |
| Bunu bilen tek kişisin ve güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يعلم بهذا الشأن الوحيد الذي أثق به |
| Bunu söyleyebileceğim tek kişi sensin. Bu casus avı bir dolap. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي استطيع اخباره عملية صيد الجاسوس هذه خدعة |
| Seni öldürmenin bir yararı olmaz. Şifreyi bilen tek kişi sensin. | Open Subtitles | لا يفيدني قتلك أنت الوحيد الذي يعلم أرقام الخزانة |
| Yapma. Yeteneklisin. Bana yardım edebilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | هيا، أنت موهوب، أنت الوحيد الذي يستطيع مساعدتي. |
| Bugünlerde Nick'i güldürebilen tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يستطيع أن يجعل نك يضحك هذه الأيام |
| Bu şehirde büyük davalara bakan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يدير قضايا كبيرة في هذه البلدة |
| Liderimiz olacak tek kişi sensin baba. | Open Subtitles | كقائدنا أنت الوحيد الذي يجب أن يجلس على العرش |
| Gördün mü? Bu yüzden, bu tür işlerde güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | لهذا أنت الوحيد الذي يمكنني أن أئتمنه بهذه الأعمال |
| Gördün mü? Bu yüzden, bu tür işlerde güvenebileceğim tek kişi sensin. | Open Subtitles | لهذا أنت الوحيد الذي يمكنني أن أئتمنه بهذه الأعمال |
| Akash, ne yapman gerektiğini sadece sen biliyorsun. | Open Subtitles | أكاش , أنت الوحيد الذي تعلم ما عليك أن تفعله |
| Şu ana kadar, ona bıçak çektiğini bildiğimiz tek kişisin. | Open Subtitles | وحتى الآن أنت الوحيد الذي نعرف أنه حمل سكين عليها |
| İkinci kopyanın kimliğini bir tek sen biliyorsun. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يعرف بأنّ الوكيل الثاني. |
| Evet ama dün neredeyse bir çocuğu öldüren tek sen varsın. | Open Subtitles | نعم , لكن أنت الوحيد الذي كاد أن يقتل طفل البارحة |
| Konuşmak istediğimiz kişi o, ama şu anki durumundan dolayı ona ulaşabilmemizi sağlayacak tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | نريد الحديث معه هو ، ولكن نظرا لحالته الحالية.. أنت الوحيد الذي يمكنه عقد هذا اللقاء |
| Sana şunu söyleyeyim, katlanabildiğim tek insan sensin. | Open Subtitles | ها أنا أخبرك، أنت الوحيد الذي يمكنني أن أتحمّله. |
| İki düzine adamımı aradım. Hâlâ çalışan bir tek sensin. | Open Subtitles | حاولت الوصول إلى أكثر من 24 شخص أنت الوحيد الذي مازال نشيطاَ |
| Bunu yapabilen sadece sendin. Hmm... seninle çok gurur duyuyordu. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي كان قادراً أن تجعله يشعر بذلك كان فخوراً بك |
| İblis kanın sayesinde onları ancak sen durdurabilirsin. | Open Subtitles | ومع دماء الشيطان لديك، أنت الوحيد الذي يستطيع إيقافهم. |
| yalnızca sen beni ona götürebilirsin. | Open Subtitles | الآن أنت الوحيد الذي يمكنك أن تأخذني إليه |
| Palavrayı bırak baba. Senden başka canıma okumak isteyen yok. | Open Subtitles | دع عنك الهراء أبتاه، أنت الوحيد الذي ستضرّ نفسك لكي تضرّني |
| Konuşmaya istekli olan tek kişi sen olduğuna göre liderlerinin sen olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | أترى، انا افكر بأنه أنت الوحيد الذي يتكلم والذي يعني أنك القائد |
| Neden dans kursuna katıldığını söylemeyen bir tek sen kaldın. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي لم يصرح عن سبب تعلمه الرقص . |
| Beni bu suç mahaline bağlayan tek şey sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يربطني بمسرح الجريمة ذاك |