Bana ikinci bir... - İkinci şansı hak ettiğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | أعطني فرصة أخرى ـ هل تعتقد حقًا أنك تستحق فرصة ثانية؟ |
Ve açıkçası kaltak, onları hak ettiğini de düşünmüyorum. | Open Subtitles | بكل صراحة، الكلبة، أنا لا أعتقد أنك تستحق. |
Her şeyden sonra normal bir hayatı hak ettiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | ولكن بدا بعد كل شيء أنك تستحق حياة طبيعية. |
- Hayatta kalmaya değer olduğunu göster. | Open Subtitles | أريهم أنك تستحق الحياة ماذا إذا أصٍبت بالعدوى؟ |
Ya da birileri kurtarmaya değer olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أو أن أحداً من القادة يظن أنك تستحق الانقاذ. |
3 kutuyu altüst etmem gerekti ama evet demeden önce sana çektirdiklerimden sonra bir kahvaltıyı hak ettin. | Open Subtitles | لقد توجب علي سكب ثلاث علب لكن بعد جعلك تنتظر طوال النهار قبل أن أقول نعم أعتقدت أنك تستحق الفطور في السرير |
Tekrar ayaklarının üstünde durabilmek için sağlam bir şansı hak ediyorsun buna bir motelde yaşayarak başlamak gerçekten zor. | Open Subtitles | أنك تستحق بدايه جديده حتى تقف على قدميك مجددآ وأنه سيصبح صعب جدآ أن تبقى بمنتصف الطريق. |
Avukatının savunmasından etkilenmiş ve senin bir şansı daha hak ettiğine inanıyor. | Open Subtitles | لقد أبهره جدال محاميك و هو يظن أنك تستحق أكثر من فرصة |
Bence o kelimeyi söylemeyip, çekip gitmemenin sebebi burada olmayı hak ettiğini düşünmen. | Open Subtitles | أعتقد أنّ السبب لعدم إعطائي تلك الكلمة والخروج من هنا، هو لأنّك تعتقد أنك تستحق أن تكون هنا. |
Şık bir restoranda yemek yemeği hak ettiğini düşünmüştüm ama unut gitsin. | Open Subtitles | ...أتعلم أعتقد أنك تستحق غداءً في غرفة الطاعم الفاخرة لكن أنسى الأمر |
Muhtemelen inek altında buzağı arıyorumdur ama sen bana iyilik yaptın, ben de bir uyarıyı hak ettiğini düşündüm. | Open Subtitles | ..إنظر، ربما أنا بالغت في التفكير بذلك، لكن كما تعلم، لقد قدمت لي معروفاً ، وفكرت أنك تستحق أن تكون على علم بالمستجدات |
Belki de burada olmayı hak ettiğini düşünüyorsundur. | Open Subtitles | قد تشعر أنك تستحق أن تكون هُنا من أنا لأحكم بذلك ؟ |
Yaklaşan şeyden kurtulmayı reddediyorsun çünkü, başına gelenlere hak ettiğini düşünüyorsun ama etmiyorsun. | Open Subtitles | لأنك تظن أنك تستحق ما هو قادم لكنك لا تستحقه |
Ama ben neden olduğunu asla anlayamazdım, çünkü ben cehenneme gitmeyi hak ettiğini düşünürdüm zalimliğin canavarlığın yüzünden. | Open Subtitles | لم أفهم يوماً لماذا، لأني أعتقد أنك تستحق أن تذهب إلى الجحيم ...لوحشيتك ...وقسوتك |
Çünkü benim yaptığımı yaptığın bir günden sonra hep bir ödülü hak ettiğini düşünürsün. | Open Subtitles | ،التي كنت أقوم بها تظن أنك تستحق مكافأة |
Nikki'yi öldürüp beynini çıkararak Wilson'ın dikkatini çekmeye değer olduğunu gösterecek kadar mı? | Open Subtitles | بما يكفي لقتل (نيكي) وسرقت دماغها لإظهار ل(ويلسون) ما مدى أنك تستحق اهتمامه؟ |
- Kimse kurtarılmaya değer olduğunu düşünmedi. | Open Subtitles | لم يعتقد أحد آخر أنك تستحق الإنقاذ |
- Sponge'a değer olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | - إذا هل تعتقد أنك تستحق الاسفنج ؟ |
Yani diyorsun ki, bunu hak ettin, çünkü yardım istemedin. | Open Subtitles | تقصد، تعتقد أنك تستحق ذلك لأنك لم تطلب المساعدة؟ |
Evet, sanırım şeytani ikizini, Mars'ın güneş alan kısmına gönderdikten sonra birazcık olsun dinlenmeyi hak ettin. | Open Subtitles | نعم، أعتقد أنك تستحق قليلاً من السلام والهدوء... بعد إرسال توأمك الشرير... إلى الجانب المشمس من المريخ |
Bence sen bir spa ve veteriner gününü hak ediyorsun. | Open Subtitles | لا أعلم دائماً ما أراه هنا وحيداً أظن أنك تستحق الذهاب إلى الطبيب البيطرى، أليس كذلك؟ |
Sanırım bir yazı turayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد أنك تستحق ان ارمي العملة |
Başka türlüsünü hak ettiğine mi inanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنك تستحق ما هو غير ذلك؟ |