Şu an üzerinde çalıştığım davayla ilgili, tehlikede olduğuna dair içimde bir his var bu yüzden onunla konuşmalıyım. | Open Subtitles | , و القضية التي أعمل عليها الآن , اظن انه متورط في شئ خطير و عليّ أن أتحدث إليه |
Şu an üzerinde çalıştığım davayla ilgili, tehlikede olduğuna dair içimde bir his var bu yüzden onunla konuşmalıyım. | Open Subtitles | , و القضية التي أعمل عليها الآن , اظن انه متورط في شئ خطير و عليّ أن أتحدث إليه |
Bu yüzden, bugün sosyal medya gölgesinde genç insanlar hakkında konuşmak istiyorum. | TED | لذا اليوم أريد أن أتحدث عن الشباب من خلال وسائل الاعلام الاجتماعية. |
Bu konuda daha fazla konuşamam, soru sormayı kes artık. | Open Subtitles | لايمكنني أن أتحدث في ذلك لذا هلاّ أوقفت تحقيقك ؟ |
Doktorlar bir mucize olduğunu düşünüyorlar. Bir şey hakkında sizinle konuşabilir miyim? | Open Subtitles | الأطباء يعتقدون أنها معجزة هل أستطيع أن أتحدث معك عن أمر ؟ |
Hapishane müdürüyle konuşabilirim. seni daha ferah bir yere getirebilmek için. | Open Subtitles | يمكنني أن أتحدث إلى المراقب لكي ينقلك لإحدى الزنزانات الأكثر إنارة |
Gelecek hakkında konuşmalıyım, öyle değil mi? | TED | من المفترض أن أتحدث عن المستقبل، أليس كذلك؟ |
Ama politik kimya hakkında konuşmadan önce, aslında petrolün kimyası hakkında konuşmalıyım . | TED | لكن قبل أن أتحدث عن الكيمياء السياسية أنا في الحقيقة بحاجة أن أتحدث عن كيمياء النفط |
Michael nerede? Onunla konuşmalıyım ve sırada da bekleyemem. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث معه لمناقشة بعض الأمور ولا يمكنني الانتظار |
Lord Davenwood'la konuşmalıyım. | Open Subtitles | لكنني يجب أن أتحدث مع اللورد كرافينوود. الأمر بالغ الأهميه. |
Seninle konuşmalıyım, Sam, çünkü başka bir olay var. | Open Subtitles | يجب أن أتحدث إليك يا سام لأن لدى حلقه مسلسله أخرى |
İstediğim sadece Johnny Favorite ve Evangeline Proudfoot hakkında konuşmak. | Open Subtitles | أردت فقط أن أتحدث عن جونى فافوريت و إيفانجلين برودفوت |
- Aslında ben de seninle bunu konuşmak istiyordum. - Sümüklüböcekleri mi? | Open Subtitles | في الواقع , لقد أردت أن أتحدث إليكِ بشأن ذلك الحلزون ؟ |
Bunu burada konuşamam, konuşmamalıyım, ve yasa... | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتحدث فيه هنا, حقا لا يجب على ذلك |
Ben Bree Van de Kamp. Trip ile konuşabilir miyim lütfen. | Open Subtitles | مرحبا.انا بري فان دي كامب هل يمكنني أن أتحدث مع تريب؟ |
Beni başka insanlarla bir odaya koy... onlarla ne hakkında konuşabilirim ki? | Open Subtitles | ..ضعني بغرفة مع أشخاص آخرين، حسناً ماذا يفترض بي أن أتحدث معهم؟ |
Birisiyle konuşmam gerekiyor yoksa içimdeki öfke patlayacak. | Open Subtitles | كنت أريد أن أتحدث لشخص ما وألا ستنفجر رأسي |
Yukarı çık. Ben bu adamla daha iyi konuşurum. | Open Subtitles | إصعدى إلى أعلى . من الأفضل أن أتحدث مع هذا الشاب |
Tamam, dur bi' saniye. Seninle şurada biraz konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | حسناً, تمهلي لحظة, هل يمكن أن أتحدث معكِ على إنفراد؟ |
Ayrıca bu konuda sizinle ne şimdi ne de daha sonra konuşacağım. | Open Subtitles | ولا أريد أن أتحدث عن الأمر معكما الآن أو في أي وقت |
Bir 8 yılı daha bu şekilde geçiremem. konuşmam gerek. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع قضاء ثمانى سنوات أخرى هكذا.أريد أن أتحدث. |
Daha yavaş mı konuşayım yoksa akıcı moronca konuşabilen bir hemşire mi getirteyim? | Open Subtitles | هل يجب أن أتحدث أبطأ أم أحضر ممرضة تتكلم للأغبياء بطلاقة؟ |
Nedeni bunun konuşmak istemediğim bir konu olması! | Open Subtitles | هذا ليس من الأمور التي أريد أن أتحدث عنها |
Anne, bütün gün seninle sohbet etmek hoşuma giderdi ama ödevim var. | Open Subtitles | أمي أحب أن أتحدث معك طول اليوم و لكن لدي واجب مدرسي |