Vurgun için başka bir anlaşma daha varsa, duymayı çok isterim. | Open Subtitles | إذا كان هناك صفقة أخرى جاهزة، فأنا أودّ أن أسمع عنها. |
Asabi ve alıngan olduğumda ayın o üç gününü pas geçmek isterim. | Open Subtitles | أودّ أن أستغني عن الثلاثة أيام الشهرية التي أكون فيها عصبية ومتوترة |
Sizi gurur günahından kurtarmak isterdim Rahibe, ama korkarım bunu yapamam. | Open Subtitles | أودّ أن أحميكِ من خطيئة الكبرياء يا أختاه، لكن لا أستطيع. |
Evet, biberli pizza sipariş etmek istiyorum, lütfen. Evet büyük boy. | Open Subtitles | نعم، أودّ أن أطلب، بيتزا بالبيبروني واحدة، من فضلك، نعم، كبيرة |
Tamam. Eğer kötü bir şey varsa, her halükarda onu görmek istemiyorum. | Open Subtitles | حسنًا، إذا كان شيئًا شيّئًا، لا أودّ أن اراه على ايّ حال. |
Ona yapmak istediğim bir sürü uygunsuz düşünceyi aklımdan geçirdim. | Open Subtitles | لقد فكرتُ في أشياء مختلفة وكريهة أودّ أن أفعلها به |
Bir terapist olarak, hastalarımın ayık kalmasına yardım edebildiğimi düşünmek isterim. | Open Subtitles | كمُعالجة، أودّ أن أعتقد أنّ بإمكاني مُساعدة مرضاي ليتخلّصوا من الإدمان. |
Bilmenizi isterim bence kocanızın, yanında sizi de getirmesine hiçbir hakkı yoktu. | Open Subtitles | أودّ أن أشير إليكِ، أن زوجكِ ما كان عليه أن يصطحبكِ معه |
Buna dikkatinizi çekerek, dinlediğiniz için teşekkür etmek isterim. | TED | ومع هذه الملاحظة، أودّ أن أشكركم على الاستماع. |
Yeri gelmişken... Amerikan halkından da özür dilemek isterim. | Open Subtitles | وبينما نتحدث في هذا الموضوع أودّ أن أعتذر من الشعب الأميركي |
Kardeşlerimin hayatlarının tamamını yaşayabilmelerine yardım etmek isterim. | Open Subtitles | أودّ أن أساعد أخوتي أن يعيشوا حياة كاملة |
Yaptığınız şeyi neden üç savunmasız çaresiz genç kıza yaptığınızı bilmek isterdim. | Open Subtitles | أودّ أن أعرف لم فعلت ما فعلت.. لل 3 فتيات الضعيفات والوحيدات. |
İnsanları cezp etmek isterdim etkilemek sımsıkı kendime bağlamak. | Open Subtitles | كم أودّ أن أأسِر الناس, أتمسّك بهم أرتبط بهم بعمق. |
Size depoların envanterlerindeki eşyaların yönetimiyle ilgili çığır açıcı bir yaklaşımdan söz etmek istiyorum. | TED | أودّ أن أحدّثكم عن، بل أشارككم أسلوبًا جديدًا ومبتكرًا لإدارة أصناف مخزّنة داخل أحد المستودعات. |
Böylece burada olduğunuz için teşekkür etmek istiyorum. ve bunu beş saniyelik sessizlikle bitirmek istiyorum. | TED | لذا أودّ أن أشكركم لحضوركم هنا و أودّ أن أختم بخمس ثوان من الصمت. |
Onu öldürmek zorunda kalmak istemiyorum ama bana aynen bunu yaptıracaksın. | Open Subtitles | لا أودّ أن أضطرّ لقتلها، لكن هذا تحديدًا ما ستجبرني عليه. |
Son birkaç gündür hayatımı öyle çok savundum ki daha fazla yargılanmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولكنّي كنتُ أذود عن نفسي بصعوبة في الأيّام القليلة الفائتة ولم أعد أودّ أن يحكَم عليّ بعد الآن. |
Ayrıca, yapmanı istediğim diğer bazı işleri de yazma cesareti gösterdim. | Open Subtitles | أخذتُ الحريّة أيضاً في الإشارة لأعمالٍ اخرى أودّ أن تقوم بها |
Kendime dünyayı istediğim şekilde değil, olduğu gibi görmemi görmememi söylüyorum. | Open Subtitles | أخبر نفسي برؤية العالم على طبيعته وليس كما أودّ أن أراه. |
Saygısızlık etmek istemem, ama dediklerinizden bir şey anlamadım. | Open Subtitles | لا أودّ أن أكون فظة معك ولكننى لا أفهم ما تقولينه |
Eğer mümkünse George Sims ile görüşmek istiyordum. | Open Subtitles | في واشنطن دي سي، أنا أودّ أن أتكلّم مع جورج سيمس إذا كان بالإمكان |
İç kanama olmadığından emin olmak için birkaç test yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أودّ أن أقوم ببعض الفحوصات لأتأكد من عدم وجود نزيف داخلي |
Mükemmel olduğunuzu söylemek istedim sadece. | Open Subtitles | على أي حال، أودّ أن أقول لك إنك تبدين رائعة |
Görüş çok kötü o yüzden herkesin dikkatli olmasını istiyorum, böylece hızı arttırabiliriz. | Open Subtitles | الرؤية مُزرية، لذا أودّ أن يقوم الجميع بالمراقبة حتّى نزيد من السرعة مُجدداً. |
Bunu sana vermek istiyorum, Ajan Doggett. | Open Subtitles | أنا أودّ أن أعطي هذا إليك، الوكيل دوجيت. |