| İşimle Avrupa ve Amerika Birleşik Devleti'nde seyahat ettiğimde, her zaman aynı soru karşıma çıkıyor: Filistinli Gandi nerede? | TED | عندما أسافر لعملي في جميع أنحاء أوروبا والولايات المتحدة ، سؤال واحد يأتي دائما : أين هو غاندي الفلسطيني؟ |
| Hayatım boyunca aradığım o o göz kamaştırıcı dilber nerede? | Open Subtitles | أين هو الجمال الباهر الذي كنت أبحث عنه طِوال حياتي؟ |
| Çünkü burada Leydi Litton'ı sorgulamayı deneyip kocasının nerede olduğunu öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لأنني أحاول هنا أن أستجوب السيده ليتون. أحاول إكتشاف أين هو زوجها. |
| Çok başarılı oldu. O adam bugün nerede biliyor musun? | Open Subtitles | لقد كانت ناجحة بقوّة أتعلم أين هو ذلك الرّجل الآن؟ |
| Hidetora'yı nasıl teslim edeceğiz, daha nerede olduğunu bile bilmiyoruz? | Open Subtitles | ،حتى لو أردنا تسليم والدك نحن لا نعلم أين هو |
| -İlgilenirsen bu kötü başlangıç bitebilir. - Ben nerede olduğunu biliyorum! | Open Subtitles | ـ تدبّر أمرك، ولا تجعل البداية سيّئة ـ أعلم أين هو |
| -Onu gördün mü? nerede olduğunu biliyorum, daha doğrusu nerede olacağını. | Open Subtitles | انا أعرف أين هو، أو ينبغي أن أقول، أين هو سيكون |
| Şimdi nerede olduğunu bilmeliyiz. Tarayıcıları kullanmak için gücü açmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج أن نعرف أين هو سنعيد تشغيل الطاقة من جديد |
| Onu nasıl bulduğunu bilmek istiyorum... ve o nerede, şimdi! | Open Subtitles | أريد أن أعرف كيف وصلت إليه و أين هو الآن |
| Onu nasıl bulduğunu bilmek istiyorum... ve o nerede, şimdi! | Open Subtitles | أريد أن أعرف كيف وصلت إليه و أين هو الآن |
| Ama şu anda nerede olduğunu bile bildiğine emin değilim. | Open Subtitles | لكني غير متأكد إذا ما كان يعرف أين هو الآن |
| Normalde, eğer iyi olsaydık abime sorardım ama onun nerede olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | عادةً أسأل أخي إن كان سؤالي عادياً لكني لا أعلم أين هو |
| nerede olduğunu bize söyleyin ya da köydeki bütün yüzükleri alırız. | Open Subtitles | أخبرونا أين هو أو نحن سنأخذ كلّ خاتم في هذه القرية |
| Kapının nerede olduğunu biliyor musun, yoksa kovulmak mı istersin? | Open Subtitles | هل تعرف أين هو الباب أو تفضل أن يتم طردك؟ |
| Vince, acil durum hava basınçlı vakum tüpü iletişim sistemi zımbırtısı nerede? | Open Subtitles | فينس، أين هو نظام الاتصالات الأنبوبي المفرّغ للهواء لحالات الطوارئ خاصتك ؟ |
| Öğlende kaçtı ve sen de bana nerede olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | لقد تمكن من الهرب عصر اليوم. وان ستخبرني أين هو. |
| Ve en azından birinizin onun nerede olduğunu bildiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | و أعتقد أنه على الأقل واحد منكما يعلم أين هو. |
| Böylece, kızım aklıma geldiğinde katilinin nerede olduğunu ve ona neler yapıldığını bileceğim. | Open Subtitles | بهذه الطريقة في كل مرة أفكر بأبنتي سأعرف أين هو وماذا يحدث له |
| Onunla buluşup konuşmama gerek kalmadı. nerede olduğunu bile bilmiyorum ya. | Open Subtitles | لم أحتج لأن أقابله، أو أحدثه حتى لا أعرف أين هو |
| Ona LoJack gibi kelepçe taktılar. Nereye giderse gitsin her zaman yerini biliyorlar. | Open Subtitles | وكان هذا يضايقها وكأنها رهن الإعتقال وهم يعرفون أين هو في جميع الأوقات |
| Çocuklar ne öğreniyor? nerde ailenin birlikte geçirdiği zaman? | TED | ماذا يتعلم الأطفال ؟ أين هو الوقت العائلي ؟ |
| Onu arayıp Neredeymiş diye soracağım. | Open Subtitles | أتعلمين ماذا ؟ سأتصلُ بـالفي و أرى أين هو إذهب لـنبدأ بالامر |