| ne zaman olursa olsun beni aramaya çekinme. Sabah numara değişimiyle ilgileneceğim. | Open Subtitles | . لا تترد في الإتصال بيّ في أي وقت سأتولى تغيير الرقم |
| Çünkü seni çok çekici buluyorum ve ne zaman istersen- | Open Subtitles | لأنني أَجِدُك جذّاب جداً و في أي وقت أن تريد |
| Küba'daki füzeler Amerikalıları her zaman olandan Daha saldırıya açık hale getirmişti. | Open Subtitles | جعلت الصواريخ في كوبا الأمريكيين أكثر عرضة للخطر من أي وقت مضى |
| Zenginle fakir arasındaki uçurum her zamankinden Daha da açık. | TED | الفجوة بين الفقراء والأغنياء هي أكبر من أي وقت مضى. |
| -El Paso'ya ilk tren kaçta? | Open Subtitles | في أي وقت يقلع القطار التالي الى ال باسو |
| Sen herkes değilsin Willie, istediğin zaman gelebilirsin. İçeri gel. | Open Subtitles | لست كأي أحد ياويلي أنت على الرحب في أي وقت |
| Sanırım bu her an geri dönebilir demek, öyle değil mi? | Open Subtitles | أفترض أن هذا يعنى أنه سيعود في أي وقت الآن ؟ |
| ne zaman istersen, zincir, nozh ya da britvayla dövüşelim. | Open Subtitles | لنصفي الأمر بالجنازير أو المدي أو الأمواس في أي وقت |
| Sen ne zaman öyle hissedersen, beni aradığında yalnızsam tamamen seninim.. | Open Subtitles | فى أي وقت تريدني إن لم أكن مرتبط, فأنا تحت أمرك |
| Onun da sonu gelmedi. ne zaman istersen bana güvenebilirsin. | Open Subtitles | ولكن لم ينتهي تماماً, يمكنك الإعتماد علي في أي وقت |
| ne zaman kızsam kendisini kötü hissetmesi için ne gerekiyorsa yaptım. | Open Subtitles | في أي وقت كنت غاضبه منه أجعله يشعر بالسوء بسبب ذلك |
| -sunu söylemek istedim. Lutfen, ne zaman istersen at bin. | Open Subtitles | كل ما أردتُ قوله هو اركبي في أي وقت تريدين |
| Fakat erkekler istiridye çıkartmak için her zaman ve heryerde gönüllü dalıyor. | Open Subtitles | لكن الفتيان مستعدون للغوص من أجل الدرر في أي وقت وأي مكان. |
| İnsanlara imza vermekten mutluluk duyarım her zaman her yerde: | Open Subtitles | بالطبع , يسعدني التوقيع لأي أحد في أي وقت ومكان |
| - her zaman, Mickey, sorun değil. - Çok teşekkürler. İşte bu. | Open Subtitles | فى أي وقت, مايكي, انت تعرف هذا أشكركم كثيراً , نعم, نعم |
| Şu an buna her zamankinden Daha çok ihtiyacımız var. | TED | ونحن بحاجة إلى هذا الآن أكثر من أي وقت مضى. |
| Eğlence için birçok harika seçeneğimiz var ve yine de sadece bu seçenekleri tek başımıza tüketmek her zamankinden Daha kolay. | TED | لدينا خيارات كثيرة مدهشة للتسلية، ومع ذلك فهو أسهل من أي وقت مضى بالنسبة لنا أن ينتهي بنا الحال مستمتعين لوحدنا. |
| Artık emin ellerdesin, dostum. Ameliyat saat kaçta? | Open Subtitles | أنت الآن في أيدٍ أمينة يا صديقي، في أي وقت ستجرى العملية؟ |
| Eğittiğim en iyi hemşiresin ve istediğin zaman geri dönebilirsin. | Open Subtitles | أنت أفضل ممرضةِ تَدرّبتُ أبداً، ومرحبا بكم يَدْعمُ أي وقت. |
| Bu tip yapılanmalarda hata yapan insanlarla her an karşılaşmak mümkün. | Open Subtitles | في مثل هذه المؤسسات، الأخطاء ممكن أن تظهر في أي وقت |
| Kamera tüm bu sahneleri Hiç olmadığı kadar ulaşılabilir hale getirmiş olabilir; ama bu sadece kamerayla ilgili değil. | TED | ربما جعلت الكاميرا الحصول على هذه المشاهد أكثر سهولة من أي وقت مضى، ولكن لا يتعلق الأمر بالكاميرا فقط. |
| Ve bu, şimdiye kadar geçmiş yıllarda dünyada yaşayan... ...tüm türlerin küçük bir kısmıdır. | TED | وهذا هو جزء صغير من جميع الأنواع التي عاشت في أي وقت على الكوكب في العصور الماضية. |
| Bu arada, beyin dalgalarıma istediğiniz zaman bakabilirsiniz. | TED | بالمناسبة، لا تترددوا في النظر إلى ما في رأسي في أي وقت. |
| Bilgisayarlar gelmiş geçmiş her bir şeyden Daha hızlı şekilde ileriye gidiyor. | TED | تتحسن أجهزة الكمبيوتر أسرع من أي شيء آخر من أي وقت مضى. |
| Cezası da, herhangi bir anda ve yerde beş tokat yiyecek olmasıydı. | Open Subtitles | و العقوبة كانت خمسة صفعات، في أي مكان و في أي وقت |