Aslında buradaki varoluş biçimidir ve bu yaratıcı olan her şey için geçerlidir. | TED | إنه في الواقع أسلوب حياة، موجود هنا، وهذا صحيح بالنسبة لكل شيء إبداعي. |
Bir görüntü üzerinden iletişim kuracaksanız her yaratıcı seçim önemlidir. | TED | عندما تتواصلون من خلال صورة، فإن كل اختيار إبداعي مهم. |
Ve bu yeni yaklaşım yaratıcı bir şekilde yaptığımız her yeni şey için geçerlidir. | TED | وبالتالي هذه المقاربة تبقى صالحة لأي شيء جديد نقوم به بشكل إبداعي. |
Ve anladım ki; eğer yaratıcılığımı geri istiyorsam, farklı şeyler yapmak için kendimi zorlamaktan vazgeçip eskiye geri dönmeliyim. | TED | وأدركت أنني إن أردت أن أستعيد إبداعي علي الإقلاع عن محاولة التفكير خارج المألوف و العودة إليه. |
- Bu benim için çok zor adamım. Yani, bu benim eserim. Sahip olduğum her şey. | Open Subtitles | إن هذا الأمر قد حطمني فهذا إبداعي وقد سلبوه مني |
Lütfen eserimi değerlendirin. | Open Subtitles | رجاءً قيّمي إبداعي. |
Çünkü sanatsal bir ifadeyi yaratıcı bir diyaloğa dönüştüren şey bu. | TED | لأن ذلك يحول اللمسة الفنية إلى حوار إبداعي حقيقي. |
Evde çalıştığım zaman kendimi hep daha yaratıcı hissediyorum. | TED | دائمًا كنت أشعر أن إبداعي يزداد عندما أعمل من منزلي. |
Peki bu gerçekten yaratıcı şeylere ilişkin sezgimizi tatmin ediyor mu? | TED | لكن هل يرضي هذا فطرتنا لما هو إبداعي حقاً؟ |
İşim yaratıcı, mekanik, yorucu aynı zamanda heyecan verici. İşim harika aynı zamanda rahatsız edici klinik ve aynı zamanda anaç bir iştir. Acımasız ve aynı zamanda adaletli bir iş. Aslında her şeyi çok iyi yapan şey uğultudur. | TED | إذ أنه إبداعي وآلي ومرهق ومبهج ومفرح ومثير للقلق والمرض والأمومة وهو قاسي وحكيم، وكل ما يجعل ذلك رائعاً هو الطنين. |
Bu, yaratıcı bir projeyle insanlara mühendisliği öğretebileceğimizin bir çeşit teyit edilmesiydi. | TED | لذلك هذا الأمر أكد فكرتي أنه ومن خلال مشروع إبداعي يمكننا تعليم الناس عن الهندسة. |
Bence para yaratıcı faaliyetlerde kararı belirleyen bir şey olmamalı. | Open Subtitles | لا أريد للمال أن يكون العامل الحاسم في أي قرار إبداعي |
Sanatsal düşüncelerin çığır açan saptamalarıyla dolu olan yaratıcı ve hesap kabiliyeti yüksek bir zihnim var. | Open Subtitles | أملك عقل ذكياً وخلاّق ذو سُمُوّ إبداعي لإبتكار أفضل الأفكار. |
yaratıcı ve orjinal ... eğer beğenmezseniz tamam, Bu bizim değil, sizin sorununuz. | Open Subtitles | إنه إبداعي وأمر خارج عن العادة وإن لم تفهموا ذلك فلا أظنها مشكلتنا إنها مشكلتك |
Çocukların yaratıcı bir şeyler yapmayacağını söyleyeceksin. | Open Subtitles | ستقولين أنك كنتِ مخطأه ، وانكِ لن تدعي الأطفال يقوموا بصنع أي شي إبداعي ، على الأطلاق |
Ama dedim ki... yaratıcı bir şeyler bulabiliriz. | Open Subtitles | .. لكنني اعتقدت . بأن بإمكاننا القيام بشيء إبداعي |
Boyalı, yaratıcı ve sanatsal bir şey. | Open Subtitles | ما أعنيه، يأتي معه ألوان، كما إنه نوعاً ما إبداعي و فني |
Kuzenim de yaratıcı bir envanter yönetimi uyguladı. | Open Subtitles | إبن عمي قام بعمل إدارة المخزونات بشكل إبداعي |
Sentetik elyafın ne yaratıcı bir kullanımı. | Open Subtitles | استخدام إبداعي للألياف الصناعية |
Bu tarz yazılar, yaratıcılığımı açığa çıkarıyor, üzgünüm. | Open Subtitles | أعتذرُ لكَ إن كان إبداعي في الكتابه يُضايقكَ.. |
Bir sonraki eserim sen olacaktın. Seni onurlandıracaktım. | Open Subtitles | سوف تكونين إبداعي التالي وسوف أشرفك |
Alessandra'yla FigOlive'de buluşup sonraki eserimi konuşacağım, neyse sana iyi bir gece dilerim. | Open Subtitles | سأقابل (آليساندرا) في مطعم "فيغ أند أوليف"... لمناقشة إبداعي القادم، لذا طابت ليلتكِ. |