İster tekrar otlatabilir, ister keser, isterse de başka canlıları getirebilir, mesela koyunları, veya kış için saman yapabilir. | TED | يستطيع الرعي ثانية يستطيع القص يستطيع إحضار فصائل أخرى كالحملان، أو يستطيع عمل تبن للشتاء |
Ölen bir kızı kiliseye getirmek geçmişten gelen bir kutsal ritüeldir. | Open Subtitles | .. إحضار فتاة ميتة إلى مذبح الكنيسة .أحضار جثة من الماضي |
Bir başka dişi sivrisinek getirir misin? Sesi A sivrisineğine mi yoksa B'ye mi benziyor? | TED | هل تستطيعين إحضار أنثى أخرى ونرى هل تشبه البعوضة أ أو البعوضة ب؟ |
Şimdi biraz daha güçlüyüm, olabildiğince çok yakıt almak istiyorum. | Open Subtitles | الأن لديّ قوة إضافية، لهذا اريد إحضار الوقود بقدر الأمكان. |
Sence tatlı için daha ilginç bir şey alabilir miyiz? | Open Subtitles | هل تظنين أنه بإمكاننا إحضار شيء لذيذ على سبيل التحلية؟ |
Ama sana bir bilgisayar alırsam satıştaki herkese Dwight'a, Stanley'e de almam gerekir. | Open Subtitles | سيتوجب علي إحضار كمبيوتر لكل شخص هنا لدوايت و ستانلي سيكون الوضع مجنوناً |
İstersen sana yardım etmesi için birkaç arkadaş da getirebilirsin, bu güzel olur. | Open Subtitles | وإسمع، إذا أردت إحضار بعض من أصدقائك للمساعدتك، ذلك سيكون جيداً أيضاً، إتفقنا؟ |
Size bir tavuk getirebilirim, ama köye inmek zorunda kalacaksınız. | Open Subtitles | أستطيع إحضار دجاجة لكم, ولكن سيتوجب عليكم الذهاب إلى القرية |
Köprü araçları taşıyamayacak kadar harap oldu. Adamları yayan getir. | Open Subtitles | الجسر لم يعد يصلح للمركبات يمكنك إحضار الرجال على اقدامهم |
Joe ile temasa geçebilirsek, Joe onu bir doktora götürebilir veya ona bir doktor getirebilir. | Open Subtitles | إذا تمكنا من الاتصال بجو فسيحضر طبيبا جو يستطيع إحضار الطبيب |
Eğer sorun olmayacaksa, nişanlımı da yanında getirebilir misin? | Open Subtitles | لو لم يكن هناك مشكله هل يمكنك إحضار خطيبى معك ؟ |
Öğrencileri derse geri getirmek zordur, ama mümkündür de. | TED | من الصعب إحضار الطلاب بعد الحصص ولكنه ممكن |
Bunu yapmanın tek yolu da veriyi uçakla geri getirmek. | TED | والطريقة الوحيدة لفعل ذلك هي إحضار البيانات باستخدام الطائرة. |
- Bir iyilik yapıp çayımı getirir misiniz? | Open Subtitles | مرحباً ، أيمكنك إحضار كوب من الشاي رجاءً؟ |
Başka bir deyişle, bir hastadan numune almak ve onu mikroskoba göndermek yerine mikroskobu hastaya getirebilirsiniz. | TED | ما يعنيه ذلك الآن هو أنه بدلاً من أخذ عينة من المريض وإرسالها إلى المجهر، تستطيع إحضار المجهر إلى المريض. |
John, yukarı çıkıp eşyalarını alabilir miyiz? | Open Subtitles | جون , هل يمكننا الصعود لأعلي و إحضار حاجياتها؟ |
Önce grup fotoğrafı çekmek istiyorum ama önce süpürgemi almam gerek. | Open Subtitles | أولاً، أريد التقاط صورة جماعيّة لنا، لكن عليّ إحضار مكنستي |
Başkasına devredilemez bir bilet alırsın ve bir konuk getirebilirsin, hepsi bu. | Open Subtitles | تحصل على تذكرة واحدة غيرِ قابلة للتحويل، ويمكنك إحضار ضيف واحد |
Burada tutulduğum süre içinde ne olduğuna bağlı olarak ben kolaylıkla savaşa 12 gemi getirebilirim. | Open Subtitles | بالنسبة لما يجري هنا منذ تم اسري هنا, أستطيع بكل سهولة إحضار 12سفينة إضافية للمعركة. |
Daha çok kendi işini yap kendi alkolünü getir tarzında düşünüyordum. | Open Subtitles | أعتقد بأني نوعاً ما سأقوم بهذا بنفسي إحضار الكحوليات الخاصة بك |
Monica nihayet annesini Meksika'dan buraya getirmeyi başarmıştı... ve annem bir parti veriyordu. | Open Subtitles | مونيكا تمكنت أخيراً من إحضار أمها من المكسيك و أمى كانت تعدّ حفلاً |
Davete o kadar şaşırdım ki bir şey getireyim mi diye sormayı unuttum. | Open Subtitles | أجل، لقد فاجئتني الدعوة للغاية ونسيت أن أسأل إن كان عليَّ إحضار شئ |
Yolda şarap almayı düşündüm, ama almadım. | Open Subtitles | كنتُ أنوي إحضار زجاجة نبيذ لكن لم تسنح لي الفرصة |
Belki de gidip, satın alıp, sonra başka bir yarışa katılmalıyız. | Open Subtitles | ربما علينا إحضار واحد والمشاركة في سباق آخر |
Bize bu şekilde yiyecek getirmen kanuna aykırı. | Open Subtitles | إحضار الطعام لنا بهذه الطريقة مخالف للقانون |
Maaşımı aynen eve getirmemi ve yıllık 20.000 dolar kazancımla mutlu olmamızı istiyor | Open Subtitles | إحضار الراتب إلى البيت أن أكون سعيدا ب20.000 دولار في السنة |