Daha iyi bir şeyiniz yoksa bunlarla idare etmek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | ، إذا لم يكن لديك أفضل من ذلك هذه ستفي بالغرض |
Yasadışı olabilir, ama tanık yoksa suç da yoktur, değil mi? Zararsız. | Open Subtitles | قد تكون غير شرعية لكن أين الجريمة إذا لم يكن هناك ضحايا |
Bu yüzden bunu söylüyorum. Söylüyorum çünkü, tekrarlayayım, iyi bir neden için değilse hiçbir şey var olamaz. Güzel rüyamızın, bu uygarlığın nedeni. | TED | لهذا السبب أنا أقول ذلك. أقول ذلك ، لأنه، وأكرر، لا شيء موجود إذا لم يكن لسبب وجيه، سبب حلمنا الجميل، لهذه الحضارة. |
Bu sana uygun değilse, emekli olup emekli maaşını alabilirsin. | Open Subtitles | إذا لم يكن هذا ملائما بإمكانك التقاعد مع الاحتفاظ براتبك |
Yaptığı işte bu kadar iyi olmasaydı, bu adamı kovardım. | Open Subtitles | إذا لم يكن ذلك الرجل مجدّاً في عمله، لكنتُ طردتُهُ. |
Hiçbir şey olmasa da alkış vardır. | Open Subtitles | لماذا، إذا لم يكن هناك شيء اخر، هناك تصفيق. |
Lancelot, biz şövalyeyiz, böyle bir amaç olmazsa varlığımızın anlamı ne? | Open Subtitles | لانسيلوت، نحن فرسان ما غاية أننا نخدم إذا لم يكن لسبب؟ |
Eğer anahtar yoksa boş yere bu hale geldiğimi düşüneceğim. | Open Subtitles | سأكون مثل شبح الأوبرا إذا لم يكن هناك أي مفتاح. |
Pekâlâ, uzaktan kumanda yoksa, yine de kalkabilir ve kanalı değiştirebilirim. | Open Subtitles | حسنا , إذا لم يكن بحوذتى جهاز التحكم سأغير القناه بنفسى |
Eğer başka bir şey yoksa, sanırım ikimiz konuşsak iyi olur. | Open Subtitles | حسناً ، إذا لم يكن ثمة شئ آخر فيجب أن نتحدث |
Dur, o zaman Brett'de Skype yoksa, sen hiç onun fotoğrafını gördün mü? | Open Subtitles | الانتظار، حتى إذا لم يكن لديك بريت سكايب، هل حتى رأيت صورة له؟ |
Biftek getirmek gibi bir niyetin yoksa neden defolup gitmiyorsun? | Open Subtitles | إذا لم يكن لديك أي نية لتقديم شريحة اللحم لي |
Eğer yanında yedek kıyafetin yoksa, giyebileceğin bir çadırım var. | Open Subtitles | إذا لم يكن لديك ملابس لتغييري، لدي خيمة تستطيعن إرتدائها. |
Eğer bu şey bir insan veya hayvan değilse nedir? | Open Subtitles | إذاً, إذا لم يكن رجلاً ولا حيواناً, ما عساه يكون؟ |
Eğer bu şey bir iblis değilse, ne olabilir bilmiyorum. | Open Subtitles | إذا لم يكن ذلك الشيء شيطاناً، فلا أعلم ماذا يكون |
Eğer gerçek bir dizi değilse, neden bana yapmam gerekenleri söylüyorsun? | Open Subtitles | إذا لم يكن مسلسلا حقيقيًا، فلِمَ تملي عليّ ما يجب فعله؟ |
Bekle bir saniye. Alkolün içinde değilse, o halde neyin içinde? | Open Subtitles | إنتظري لحظة إذا لم يكن موجوداً بالكحول , فأين يكون ؟ |
Babası da olmasaydı ve tamamen yalnız kalsaydı kızın ne hissederdi? | Open Subtitles | كيف ستشعر ابنتك إذا لم يكن لديها الأب وكانت كل وحده؟ |
Sen ve kardeşin olmasaydı, hayatım boyunca bu boktan yerde olmazdım, tamam mı? | Open Subtitles | إذا لم يكن انت وأخيك لم أكن في هذا الهراء مدى الحياة، حسنا؟ |
Tanrı diye bir şey olmasa bile ben onlara tapınırdım. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك آلهة على الإطلاق كنت سأتخيلهم |
- Gidemezler. - Eğer Mercedes olmazsa diğer arabaları çalmanın bir anlamı olmaz. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك سيارات مرسيدس فإنه ليس هناك سرقة لأي سيارات أخرى |
Bu... Mercedes'ler olmadan öteki arabaları çalmanın anlamı yok. | Open Subtitles | إذا لم يكن هناك سيارات مرسيدس فإنه ليس هناك سرقة لأي سيارات أخرى |
Onlara hayatımı sundum... ve dedim ki "Sezar olmam Roma için eğer iyi olmayacaksa... o zaman öleyim." | Open Subtitles | لقد وهبت لهم حياتى و قلت لهم ، إذا لم يكن لصالح روما أن أصبح قيصراً |
Eski bir atasözü der ki; karanlık bir odada siyah bir kedi bulmak çok zordur, özellikle odada kedi yokken. | TED | هناك مثل قديم يقول أنه من الصعب العثور على قط أسود في غرفة مظلمة، خصوصا إذا لم يكن هناك أي قط |
İkincisi, eğer oynamak hissine artık sahip değilseniz bunu yeniden keşfetmeniz gerekiyor. | TED | ثانيا ، إذا لم يكن لديكم ذلك الشعور بالرغبة في اللعب و التسلية، عليكم إعادة اكتشافهما. |