Hala fırsatın varken Vazgeç, George. | Open Subtitles | إستسلم طالما يمكنك ذلك يا جورج ، إنتهى الأمر |
Vazgeç Eddie, bu kale yok olmak üzere. | Open Subtitles | إستسلم قلعة البخار على وشك الإنفجار |
Galya'da 30 şehri ele geçirdi. Bazıları teslim oldu, bazıları yıkıldı. | Open Subtitles | لقد إجتاح ثلاثين قريه فى بلاد الغول بعضهم إستسلم والأخري دُمرت |
Aracı derhal sağ şeride çek. teslim ol yoksa ateş açarız. | Open Subtitles | .إركن مركبتك بجانب الطريق فوراً إستسلم و إلا سنتخذ إجراءاً عنيفاً |
Hadi Pes et ama ben daha bitirmedim. | Open Subtitles | هيا ، إستسلم لليأس لأني لم أفرغ بعد |
O zaman Bırak da mahkeme buna karar versin! teslim ol ve bizimle gel! | Open Subtitles | إذا لندع المحكمة تقرر ذلك، إستسلم وعد معنا |
Vazgeç! #Buradan kurtulmam lazım, atamıyorum bu fikri kafamdan.# | Open Subtitles | لذا، إستسلم، إستسلم إستسلم، إستسلم |
Amy'den Vazgeç Ron. Seninle ilgilenmiyor. | Open Subtitles | إستسلم بشأن أيمي , إنها ليست معجبة بك |
Bak, Vazgeç Ryan, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع, فقط إستسلم, رايان, حسنا؟ |
Vazgeç Wolowitz. Yenemeyeceğin üstün bir zeka ile savaşmayı seçtin. | Open Subtitles | إستسلم "ولوويتز" أنت إخترت أن تتنافس مع شخص أذكي منك لا يمكنك هزيمته |
Vazgeç profesör. | Open Subtitles | إستسلم أيها الأستاذ لا تملك أي شيء |
Vazgeç dostum. İçeri girmek imkânsız. | Open Subtitles | إستسلم ياصاح, من المستحيل الدخول |
Nezaretteki iki adam kaçmaya çalıştıktan sonra teslim oldular. | Open Subtitles | إستسلم الرجلان المعتقلان بعد محاولة قصيرة للهرب من خفر السواحل |
Mussolini, İngilizler'le Amerikalılar'a teslim oldu Almanlar'a değil. | Open Subtitles | ميسوليني إستسلم إلى البريطانيين والأمريكان ليس للألمان. |
Eğer barış için geldiysen, teslim ol. Savaş için geldiysen, teslim oluyoruz. | Open Subtitles | إن كنت جئت في سلام, إستسلم إن كنت هنا لشن حرب, نحن نستسلم |
teslim olmak için son şansın, seni sümüklü Kylothialı. | Open Subtitles | .سأعطيك فرصة أخيره إستسلم أيها المخلوق الفقارى القذر |
Bildiğiniz gibi Bay Sark geçen hafta bize teslim oldu. | Open Subtitles | كما تعرف، السّيد سارك إستسلم إلينا الأسبوع الماضي. |
Pes et yoksa yok edileceksin. | Open Subtitles | إستسلم أو سـتُـبـاد |
Bu kıza iyi bak, Bırak kendini ona. | Open Subtitles | إنظر مباشرة الي هذه الفتاة دعها تاخذك إستسلم لها، |
Sanırım lisedeki başarısızlığımdan sonra benimle ilgili hayal kurmaktan vazgeçti. | Open Subtitles | أعتقد أنه إستسلم عن أحلامه بي مبكراً جداً منذ فشلتُ في المرحلة الثانوية |
Herif çabuk pes etti değil mi? | Open Subtitles | الزنجي إستسلم بسرعة ، أليس كذلك ؟ |
O pes etmişti, ama ben etmemiştim. | Open Subtitles | لقد إستسلم للامر الواقع, لكني لَم أستسلم, |