"إنه أكثر" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Daha çok
• çok daha
• öte
• En çok
• bile daha
• fazlası var
• en uzun soluklu
• fazlasıdır

Maalesef DiNozzo profile uymuyor. O Daha çok serseri tipli biri.
حسنا لسوء الحظ، العميل دينوزو لا يناسب الشخصية، إنه أكثر فسادا

Bu Daha çok, acele yapılmış hesaplamaya dayalı bir önsezi.
حسناً، إنه أكثر من حدس استناداً إلى بعض الحسابات السريعة

Bir emlaktan çok daha fazlası. Taş ve mermer yapım.
إنه أكثر من مجرد عقار كله من الرخام و من الحجارة

Böyle söylediğin için sağol, onun söylediğinden çok daha fazlası.
شكرا لقولك ذلك إنه أكثر مما قاله بنفسه أبدا

Söyledikleri iddiadan öte bir şey.
إنه أكثر من مجرد إدعاء ، الرجل الذى أنقذه

Demokratik Gezegenler Tarikatının En çok madalya almış kaptanıdır.
إنه أكثر ربّان مرصّع بالنياشين في كامل النظام الديمقراطي للكواكب.

Üstünde forması yokken bile daha seksi.
إنه أكثر إثارة حتى بدون الخوذة و المساند

Sabundan fazlası var Dick, bütün ürünleri aldım.
إنه أكثر من صابون ، إنه نظام كامل

Amerika'nın en uzun soluklu yarışma programı olarak... 33. yılımıza giriyoruz.
نصل لعامنا الثالث و الثلاثين من البث المباشر إنه أكثر برامج أمريكا للمسابقات استمراراً

Bu da kadınların salak gibi davranmalarına. Şunu da eklemeliyim ki, kadın yaptığında, Daha çok aldatmaya giriyor, çünkü kadınlar için seks daha beyinsel bir şeydir.
إنه أكثر من خيانة عندما تقوم النساء بالخداع, إنه عقلاني أكثر

Saçmalama Rohit ve ben çok iyi arkadaşızdır. Daha çok kardeşim gibidir.
أنا وروهيت أصدقاء جيدون جدا إنه أكثر من أخ

Daha çok arabamın arkasında bir şeyler yapmakla alakalı şeyler.
إنه أكثر من خدمات مقدمة في مقعد سيارتي الخلفي مثل هذا الشيء.

- Eğer doğruysa buraya gelip düzeltmem için Daha çok nedenim var demektir.
- حسناً لو كان ذلك صحيحاً إنه أكثر سبباً لأظهر هنا وأصلح الأمر

Daha çok, baş köşede duran ve adamlarıyla çevrelenmiş bir kraliçe tahtıydı.
إنه أكثر من عرش ملكه على رأس الطاوله محاطه بالبيادق

Önce kötü haberi seçseydiniz çok daha anlamlı olacaktı.
إنه أكثر واقعية إذا اخذت الاخبار السيئة أولاً

O bir vakum cihazından çok daha fazlası.
إنه أكثر من ذلك إن لديه أضواء حيث مكان عينيه

Hayır. Hayır, bu düşündüğümden çok daha acımasız ve zalimce ama hayatımda ilk kez faydalı oluyorum.
كلا، إنه أكثر وحشية وأكثر قسوة مما كنت أتخيله لكن

Sevimlilikten de öte... egzotik.
لأنّه كما تعلمين , إنه أكثر من رائع ويبدو جذاب

Şu ana kadar gördüğümüz Dünya'ya En çok benzeyen yer.
إنه أكثر الأماكن شبهاً بالأرض في النظام الشمسي كله

Bebek İsa'dan bile daha şişman.
إنه أكثر بدانـة من المسيح وهو رضيع

Öğle yemeği saatlerinden fazlası var, Joe.
إنه أكثر من ساعات الغداء يا جوى

İnanın bana, bir tur rehberinden fazlasıdır, bir toprakbükücüdür.
صدقيني , إنه أكثر من مرشد سياحي إنه مُخضع أرض