Şehrimizde ihmal edilmiş acil ilgimize ihtiyaç duyan bölgeler var. | Open Subtitles | هناك مناطق في مدينتنا تحتاج اهتمامنا الفوري , مناطق إهمال |
Bu iğrenç bir ihmal ve bir dava açmaya hazırım. | Open Subtitles | هذا إهمال جسيم وأنا على إستعداد تام لرفع دعوى قضائيه |
Ve Dünya'daki insanların tehditini görmezden gelmeye devam edemezsiniz. | Open Subtitles | وأنت لا تستطيع مواصلة إهمال تهديد البشر الموجودين على الأرض |
All Saints'in bir ihmali ya da suistimali olmadığını gösterecek bir belge imzalamayı düşünür müydünüz? | Open Subtitles | هل تعتبر أن توقيع شيء يطهّر القديسين من أي إهمال أو سوء تصرف؟ |
Yani eğer onu öldürecek bir şey yaptılarsa ihmalkârlık, her neyse sorumlu tutulmaları lâzım. | Open Subtitles | لذا إن كانوا فعلوا شيئاً تسبب بقتله إهمال أو أياً يكن، فيجب أن يُحاسبوا |
Müvekkilimce Emily'e yardım amacıyla tıbbın dışında yapılacak bir başka müdahalenin uygunsuz olmakla kalmadığını, ihmalkarlık suçunu oluşturduğunu da ileri sürmüştür. | Open Subtitles | صرح بأن أي محاولة عن طريق موكلي لمساعدة إيميلي عن طرق أخرى غير طبية بأنها غير مناسبة وأنها إهمال إجرامي |
Kötü haber şu ki, insanların performansını göz ardı etmek çabalarını gözlerinin önünde imha etmek kadar kötü. | TED | الأخبار السيئة أنّ إهمال إنجازات الأفراد هي تقريباُ بسوء تقطيع جهودهم أمام أعينهم . |
Yarımekansal ihmal olarak bilinen P.S.in durumu beynin bilgiyi işleme ve bizim bu bilgiyi işleme deneyimimiz arasındaki önemli bir ayrımı açıklar. | TED | إنّ حالة بي.إس، تدعى إهمال حيزي نصفي، والتي تكشف عن فارق هام بين معالجة الدماغ للمعلومات وخبرتنا في هذه المعالجة. |
P.S. gibi yarımekansal ihmal hastaları genelde bu ağın belirli bir kısmında hasara sahiptirler. | TED | إنّ المرضى الذين يعانون من إهمال حيزي نصفي، مثل بي.إس، عادة ما يكون لديهم تلف في جزء معين من هذه الشبكة. |
Ve bu zaman yorgunluğa, strese ve bir kere daha, gerçek hastaların problemlerinin ihmal edilmesine neden olur. | TED | ويترتب على هذا الوقت التعب، والتوتر، ومرةً أخرى، إهمال مشاكل المرضى الحقيقيين. |
Düşünüyorsun ki hayallerinde bile yaşanabilecek somut bir şeyler var diye ve hayatı ihmal ediyorsun. | Open Subtitles | .أن هناك شيئاً حقيقياً وملموساً في أحلامك .وربما إهمال الحياة والواقع |
İşini ihmal etmek istememişti. Sadece bana nazik davranmak istemişti. | Open Subtitles | . لم يكن يقصد إهمال عمله حاول فحسب أن يبدو لطيفاً فـي نظريّ |
Bariz bir suç teşkil eden ihmal olayını ihbar etmek için geldik. Tamam, beyler, bunun halledebilirim. | Open Subtitles | جئنا لنبلغ ّعن قضّية ًمهمة تتعلق بجريمة إهمال |
Benim için sonuçlanmamış Kurul raporunu görmezden gelmek benim inandırıcılığımı sarsabilirdi bu yüzden son konuşmamda soruşturmadan ve hatta Kurul'un bize karşı olası eyleminden söz etmeye karar verdim. | Open Subtitles | بالنسبة لي كان إهمال تقرير لجنة الأوراق الماليّة والتبادل ,كان سيهدّد مصداقيّتي ,لذا في خطابي النهائي |
Bizi görmezden gelmek senin karşı koyamadığın bir şey, kendin pişir kendin ye yeri gibi yada deve güreşi | Open Subtitles | ان إهمال الأشياء شيء لايمكنك تركه مثل الجلوس في البار أو مصارعة الأقزام |
Chad'in velayeti konusunda Bay Burton'ın, Bayan Burton'ın çocuk ihmali konusunda sağlam deliller bulamadığını görüyorum. | Open Subtitles | في موضوع حضانة تشاد لا أجد أن مستر بيرتون قد قدم أي دليل مقنع بخصوص موضوع إهمال مسز بيرتون للطفل |
Sağlıkları başkanın ihmali yüzünden bozulmaya başlayanlar onun kişisel olarak sorumluluk almamasından dolayı. | Open Subtitles | من كانوا بصحة جيدة وانكشفوا بشكل سيء بسبب إهمال المحافظ والتغطية التي هندسها لتجنب المسؤولية الشخصية |
Senin yaptığın şey, sabotaj, beceriksizlik ve hatta ihmalkârlık ile eşdeğer. | Open Subtitles | الذي فعلته إما يكون تخريب،عدمكفاءة، أَو على أقل تقدير، إهمال. |
Durumu öyle de adlandırabilirsin ihmalkârlık da diyebilirsin. | Open Subtitles | هذه طريقة واحدة من أجل تقيم الوضع، هذا إهمال آخر |
Bu yaptığı İhmalkarlık. Kabul edemem. | Open Subtitles | ،هذا إهمال كامل منها لا يمكنني تقبُل ذلك |
Onun anti-sosyal davranışlarını göz ardı edemeyiz | Open Subtitles | نحن لا نستطيع إهمال سلوكها اللاإجتماعي |
Ama aslında, bir baba olarak ağır ihmalden suçluyum | Open Subtitles | لكن الذنب الذي أقترفته حقاً هو إهمال واجبي كأب |
Hükümdarınızı bu kadar uzun süre ihmâl etmeniz çok gafil bir davranış. | Open Subtitles | من التقصير أن إهمال سيدك المفدى لفترة طويلة |
Büyük ihmâlkarlık, usule aykırı işleme tekzip. | Open Subtitles | إهمال جسيم، الحرمان من محاكمة عادلة، |
Birilerinin ihmalkârlığı yüzünden siz veya sevdiğiniz birinin başına bir şekilde bir kaza mı geldi? | Open Subtitles | وقد أصيب أنت أو أي شخص تحبه في حادث... عن إهمال شخص آخر؟ |
Mahkemenin bunu ebeveyn ihmalkarlığı olarak göreceğinden şüpheliyim. | Open Subtitles | أشك أن المحكمة ستعتبر ذلك إهمال من الوالدين |