senin için yapabileceğim bir şey varsa da unut gitsin. | Open Subtitles | واذا كان هناك شىء استطيع ان افعلة من اجلك. انساة |
senin adına çok sevindim, ama artık şuraya otur. Lütfen. | Open Subtitles | انا سعيد من اجلك ولكن ممكن ان تجلسى من فضلك |
Hay hay, senin için Chapelle'i ararım. senin telefonu kullansam? | Open Subtitles | بالطبع سوف اقوم بهذا الاتصال من اجلك هل استخدم هاتفك |
Eğer ihtiyacın olursa yanında olacağıma dair hiçbir güvence vermedim Sana. | Open Subtitles | انني لم اعطك اي سبب لتصدقيني انني ساكون موجودا من اجلك |
E o zaman hayatta sevdiğin iki insanın, Sana olan sevgileri sonucu bir araya gelmelerinden daha güzel ne olabilir ki? | Open Subtitles | حسنا ما الذي يمكن ان يكون افضل من شخصين انت تحبينهما يأتينا معا مع الحب الذي يتشاركان به من اجلك ؟ |
Eğer Sizin için yapabileceğim herhangi bir şey olursa, yalnızca haberim olsun | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء يمكنني القيام به من اجلك فقط أعلمني |
Ya kendin yaparsın, ya da senin için ben yaparım. | Open Subtitles | من الاسهل ان تفعلها انت او افعلها انا من اجلك |
Bunu seve seve yaparım. Kızım için, senin için değil. | Open Subtitles | ساكون سعيداً لفعل هذا من اجل ابنتي وليس من اجلك |
Ben senin için acele etmiyorum, Nathan için acele ediyorum. | Open Subtitles | انا لا اسير من اجلك انا اسير من اجل نايثن |
Yoksa dışarıdaki insanlar kaldırıma senin için de çiçek ve mum koyarlar. | Open Subtitles | او سياتي هؤلاء الناس ويضعون الزهور والشمو ع في الشارع من اجلك. |
Beni Kara Büyü'ye götür ben de Sing'i senin için öldüreyim. | Open Subtitles | خذني لارى ذلك الساحر الاسود وعندها سوف اقتل سينج من اجلك |
Yoksa dışarıdaki insanlar kaldırıma senin için de çiçek ve mum koyarlar. | Open Subtitles | او سياتي هؤلاء الناس ويضعون الزهور والشمو ع في الشارع من اجلك. |
Endişelenme parasız babalık. senin için ücretli bir işim var. | Open Subtitles | لا تقلق سيد لا نقود فأنا لدى مبلغ من اجلك |
Ben senin için getiriyorum ama sen bana zaman ayırmıyorsun. | Open Subtitles | لقد أحضرتها من اجلك ولكن ليس لديك الوقت من اجلي |
senin yerine oynadığım ruletten dolayı bana hala borcun var. Doğru. | Open Subtitles | مازلت تدين لى مُقابل رهانات الروليت التى وضعتها من اجلك صحيح |
Bir yerlerde senin için yaratılmış birinin olması, sonsuza dek. | Open Subtitles | ان هنالك شخصاً ما بمكان ما صنع من اجلك للأبد |
Sana bir haberim var. Senden delicesine nefret ediyor. | Open Subtitles | لقد قمت بحوار معه من اجلك انه يكرهك من داخله |
Artık Sana inanmıyorum. Bunu hatırın için yapıyorum. | Open Subtitles | انا لم اعد اصدقك الاشياء التى صنعتها من اجلك |
Şu anda Sana ayıracak yeterince zamanımın olmaması ne yazık. | Open Subtitles | للأسف ليس لدي الوقت الكافي من اجلك حالياً |
66-Xray, kahveyi aklınızdan bile geçirmeyin. Sizin içinde bir işim var. | Open Subtitles | اكس راى لا تفكر حتى فى القهوة لدى استدعاء من اجلك |
seni önemsiyorum. Buraya geldim cünkü benimle evlenmeni ve eve dönmeni istiyorum. | Open Subtitles | انا اهتم بك لقد اتيت هنا من اجلك لتتزوجيني ونعود الى المنزل |
Bunun icin gercekten uzgunum. Sizin icin zor bir zaman oldugunu biliyorum. | Open Subtitles | انا آسف جداً من اجلك، انا متأكد انه وقت صعب من اجلك |