ويكيبيديا

    "اعتاد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • eskiden
        
    • derdi
        
    • hep
        
    • eski
        
    • Önceden
        
    • alışkın
        
    • sürekli
        
    • zamanlar
        
    • Küçükken
        
    • her zaman
        
    • eskisi
        
    • alışmış
        
    • kullandı
        
    • kullanmış
        
    Şu maskeli çocuk var ya, dediklerine göre eskiden çok yakışıklıymış. Open Subtitles انه يضع قناع ، انهم يقولون انه اعتاد ان يكون وسيما
    Ta ki eskiden burada hasta olan birini bulana dek. Open Subtitles حتّى أعثر على شخص اعتاد على أن يكون مريضاً هنا
    eski babam öyleydi eskiden ama babam hastalandığında onu yakmak zorunda kaldılar. Open Subtitles اعتاد ابي ان يكون الاب لكن يتوجب علي حرق ابي عندما يمرض
    derdi ki ona bir şey anlattığımda kendi gözleriyle görüyor gibi oluyormuş. Open Subtitles اعتاد قول ذلك عندما اصف الامور له كانت بمثابة رؤيته للأشياء بعينيه
    Babam da tuz madeninde çalışırken hep böyle insanların üstesinden gelirdi. Open Subtitles لقد اعتاد ابي التعامل مع مثل هذا الشي في منجم الملح
    Bu bölge eskiden yahudilerin elindeydi, sonra Japonlar sonra da Meksikalılar geldi. Open Subtitles هذا الحي اعتاد ان يكون يهودي ، ثم ياباني ، ثم مكسيكي
    İçeri gelip babanın eskiden çalıştığı yeri görmek ister misin? Open Subtitles هل تريد الدخول لترى اين كان والدك اعتاد على العمل
    Tamam, özür dilerim. Ben babamı arıyorum, eskiden orada yaşıyormuş. Open Subtitles أجل، آسف أنا أبحث عن أبي هو اعتاد العيش هناك
    eskiden büyükbabamın dediği gibi "Ucube gösterisini bir gördün mü görmezden gelemezsin." Open Subtitles كما اعتاد جدى ان يقول لا يمكنك ان تمحو رؤيتك للعرض الشاذ
    eskiden kanepesinde oturup dünyanın her yerinde net değeri yüksek hesapları hack'lermış. Open Subtitles من الواضح انه اعتاد الجلوس على اريكته ويخترق اعلى الحسابات المصرفية مركزاً
    eskiden olduğu gibi bir aşağılama sebebi veya bazılarının dediği gibi kutlama sebebi değil. TED ليس سبب للإذلال ، كما اعتاد ان يكون في الماضي, أو سبب للاحتفال ، كما يقول بعض الناس.
    İnsanlar eskiden etrafa çöplük atarlardı, emniyet kemeri takmazlardı, kamusal binalarda sigara içerlerdi. TED اعتاد الناس رمي النفايات في الشوارع، اعتادوا ألا يلبسوا أحزمة الأمان، اعتادوا التدخين في الأماكن العامة.
    Başka bir şirketteki bir yetkili hedef takibinde eskiden nasıl uzmanlaştığını anlatmayı sever. TED مدير تنفيذي في شركة أخرى يحب أن يشرح كيف اعتاد أن يكون خبيرًا في متابعة مراحل العمل.
    Bu, eskiden hedef takibinde uzmanlaşmış birisi için radikal bir değişim. TED هذا هو التغيير الجذري لشخص اعتاد أن يكون خبيرًا في متابعة مراحل العمل.
    Babam derdi ki Tanrı tam zamanlı çalışma ekonomisi yürütüyor. TED اعتاد أبي قول أن الإله يُدير اقتصاد التوظيف الكامل.
    "Hepimiz kendimizi, kayan kumların üzerinde yürürken bulacağız" derdi. TED اعتاد أن يقول بأننا جميعًا سنسير على رمال متحركة.
    O hep buraya gelirdi. Cesetleri görmeye. Gözlerinin içine bakar, bazen onlarla konuşurdu. Open Subtitles اعتاد ان يأتي الى هنا ويخلع ملابس الجثث وينظر اليهم ويفعل اشياء اخري
    Şu işe aldığın Önceden cam silen çocuğa iş verdik mi? Open Subtitles ذلك الطفل الذي عينته الذي اعتاد تنظيف النوافذ ألم نستأجره ؟
    Bunu değiştirmek istemedik çünkü yıllar boyunca optimize edilegelmiş bir standart bu ve çoğu sağlık çalışanı bu tip kullanıma alışkın. TED لم نرد تغيير هذا، لأنه هذا المعيار الذي تم تحسينه على مدار السنين، وقد اعتاد عليه العديد من العاملين في مجال الصحة.
    sürekli düşüyorum diye abim bir ton laf ederdi hep. Open Subtitles اعتاد أخي السخرية منّي طيلة الوقت لأنّي كنت أقع دومًا.
    Şimdi, ayakta duruyorum açık bir havada sahilde bir palmiye ağacının altında, tam sahnenizin bir zamanlar olduğu yerde. TED أقف الان في الهواء الطلق، على الشاطئ تحت شجرة النخيل، في نفس الموقع الذي اعتاد المسرح أن يكون فيه.
    Bu ormanı seviyorum. Babam ben Küçükken beni buraya avlanmaya getirirdi. Open Subtitles أحبّ هذه الغابة، اعتاد أبي اصطحابي للصيد هُنا عندما كنتُ صبياً.
    her zaman yanlış şeyler söyleyen bir adam için hiç de fena değil. Open Subtitles ليس سيئاً بالنسبة لشخص اعتاد قَوْل الخطأ
    Yaşlandı biçare, artık eskisi gibi yetişemiyor. Open Subtitles لقد كبر المسكين، ولا يستطيع العمل كما اعتاد في السابق
    Güçlü bir adam, istediği her şeyi, istediği zaman elde etmeye alışmış. Open Subtitles الرجل ذو السلطة اعتاد على ان ينال مايريده فى الوقت الذى يريده
    Birisini mülk almak için kullandı ve başka... ...birisinin adına olan diğerini de mekanı işletmek için... ...mal olan yüksek faturaları ödemek için kullandı. TED اعتاد أحد لشراء الممتلكات، وآخر، الذي كان باسم شخص آخر، لدفع فواتير ضخمة هي تكلفة لتشغيل المركز.
    O ikisini kullanmış ve her seferinde ortalama 2,5 saat kalmış. Open Subtitles اعتاد تلك مترين وبقي بمتوسط ساعات سنتين ونصف في كل مرة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد