ويكيبيديا

    "افترض" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Sanırım
        
    • varsayıyorum
        
    • herhalde
        
    • farz
        
    • Sanıyorum
        
    • Diyelim
        
    • Galiba
        
    • tahmin
        
    • düşünüyorum
        
    • varsay
        
    • düşündü
        
    • varsayalım
        
    • olarak
        
    • farzediyorum
        
    Ve insanlar.. Sanırım onların da hiçbir zaman bu şansları olmadı. Open Subtitles كما أن الناس , كما افترض لم تتح لهم الفرصة أيضا
    Ama Sanırım sen benim hislerime karşılık vereceğini hiç düşünmedin. Open Subtitles و لكن افترض انك لا ترى نفسك ابدا تبادلني المشاعر؟
    Ama ruh halini düzeltmeye çalışıyorsan, Sanırım benim seninle gelmem bu amacını engelleyebilir. Open Subtitles إلا أني افترض أنك تحاول تحسين نفسيتك ومع قدومي معك سيتدحض تلك الغاية.
    Dokuzunca sembolün bilinmeyen bir uzaklık denklemini temsil ettiğini varsayıyorum. Open Subtitles افترض ان الرمز التاسع يمثل المعامل س في معادلة المسافة
    herhalde bunun kafana iyi gelmeyeceğini biliyorsundur. Open Subtitles افترض بانك تعرف بان ذلك سيجعل راسك تتاذى
    Mesela şu an elinde bir silah olduğunu farz edelim. Open Subtitles مثل .. افترض الان ان معك سلاحاً الان في يدك
    Sanıyorum ki Yahudiler'in kusursuz bir gizli servisi vardı. Open Subtitles افترض ان لليهود جواسيسهم الجيدين في تقصي الاخبار
    Ona ilaç verdiğine göre hastanın nörolojik bulgusu olduğuna Sanırım hiç şüphen yok. Open Subtitles انا افترض انكَ قٌمت باعطاء جرعة ما للمريض لأنكَ مُتأكد انها حالة عصبية؟
    - Hiç nostaljik yapıda olmadım. - Sanırım buralarda böyle oluyor. Open Subtitles لم أكن أبداً أحن إلى الماضي افترض أنها تأتي مع الأرض
    O halde emin olmak için hasta kayıtlarınızı incelememde bir sakınca görmezsiniz Sanırım. Open Subtitles إذاً افترض أنك لن تمانعي إن ألقيت نظرة على سجلات مرضاك فقط للتأكد
    Şey, Sanırım şov için bir fikriniz varsa içeri girmenize izin verilebilir. Open Subtitles حسنا انا افترض انك تستطيع الدخول اذا كانت لديك فكرة عن مسلسل
    Oradayken, Sanırım, birçok insan gibi, bunun zihin için bir aspirin niteliğinde olduğunu düşündüm. TED الآن كما كنت حينها، مثل كثير من الناس، أنا افترض أن التأمل هو مثل أسبرين للعقل.
    Sanırım bu seçimde önemli olan tat ve sağlık açısından uygunluk. TED افترض أن المهم بشأن الخيار هو حلاوة الطعم والفائدة الصحية.
    Şimdiki zamanla konuştuğuna göre aşkınızın hâlâ devam ettiğini varsayıyorum. Open Subtitles أنتِ تستخدمين الفعل المضارع لذا افترض ان العلاقة لا زالت
    Şimdi, dinozorları hatırladığımızı varsayıyorum. TED أنا الاَن افترض اننا نتذكر الديناصورات.
    herhalde Andrea Stavros'u yardıma çağırmak için çok geç. Open Subtitles انا افترض ان الوقت متأخر لا حضار اندريا ستفاروس لكي يعاونني
    herhalde buralarda bir kadınlar tuvaleti bilmiyorsunuzdur. Open Subtitles حسنا ، أنا لا افترض أنك تعرف من غرفة السيدات في هذه الناحية ؟
    farz edin ki bir bozuk parayı defalarca atıyoruz. TED إذاً افترض أننا نرمي قطعة النقد مع التكرار.
    Diğer hastane yönetimleriyle iyi ilişkiler içinde olduğunuzu Sanıyorum. Open Subtitles افترض انه لديك علاقة جيدة مع مدراء المشافي الاخرى؟
    Ama bir şekilde işe yaradı ve adayı taşıdık Diyelim. Open Subtitles لكن افترض بطريقة ما ان العملية نجحت وقمنا بنقل الجزيرة
    İnsanın bunu meslek olarak seçmesi farklı bir şey Galiba. Open Subtitles افترض انه مختلف عندما يتخذ منه الرجل مهنة
    Futbol antrenmanı çıkışında dağıtılan el ilanında gördün diye tahmin ediyorum. Open Subtitles افترض أنّه كانت هنالك مطويّة متطايرة خارج ملعب تدريب كرة القدم
    Hiç anaokulu polisi görmedim ama onun gibi bir şey olacağını düşünüyorum. Open Subtitles لم ارى من قبل شرطي الروضة، لكني افترض بأنه هكذا كان يبدو.
    Bak, varsay ki ben doğru Ve mantıklıyım, tamam mı? Open Subtitles انظر ، افترض أني صادق وأني سليم العقل حسناً ؟
    Arkeologlar önce bu silahların sadece erkek savaşçılara ait olabileceğini düşündü. TED افترض علماء الآثار سابقًا بأن الأسلحة هي للمحاربين الذكور فقط
    Şimdi, varsayalım ki, katil onun Bay Baxendale olduğunu bilmiyordu. Open Subtitles والآن افترض ان القاتل لم يكن يعرف انه السيد باكسيندال
    Nükleer fizikte uzman birisi olarak her biri kendi Dünya'sını barındıran farklı boyutlar olduğuna dair bir hipotezim vardı. Open Subtitles كخبير في مجال الفيزياء النووية، لقد افترض منذ فترة طويلة بأن هناك عدد لا حصر له من أبعاد متوازية،
    Ben de Kaptan olarak, ...diğer denizaltıların Akulalar tarafından vurulmuş olabileceğini farzediyorum. Open Subtitles وبصفتي كابتن , علي ان افترض ان الغواصات الاخرى هوجمت بواسطة غواصات العدو

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد