Öğrenci, mezun, ya da birini kaybetmiş aile üyesi olabilir. | Open Subtitles | طالب حالى، خريج احد افراد عائلة ممن فقدوا واحدا ؟ |
Ve süreçin bir noktasında bu davaya kendini öyle bir kaptırdı ki, kendisi de takımın bir üyesi oldu. | TED | وفي احدي المرات ، أصبح مشغولاً بهذا التحدي، لدرجه انه اصبح احد افراد هذا الفريق |
Bu sırada ailesinin bazı üyeleri yeni bir taze yiyecek bölgesi arıyor. | Open Subtitles | أبان هذا بعض افراد العائلة تحركوا بحثاً عن رقعة بها. طعام طازج. |
Çok iyi organize olmuşlardır ve grubun tüm üyeleri her hareketi dikkatle takip eder. | Open Subtitles | إن المجموعه منظمة جدا لذا افراد منهم يبقون يقضين لاي تحركات ضمن مجالهم |
O iyi bir keçiydi. Ona ailenin bir bireyi gibi davrandım. | Open Subtitles | انها كانت عنزه طيبه عاملتها كأحد افراد عائلتى |
Bu nedenle ailesinin tüm üyelerini topladı ve onlara dedi ki; | Open Subtitles | لذا فقد قام بجمع افراد عائلته كلها وقال لهم |
Sadece bir Loco ile konuşmuş olabilir diyorum. - Kahretsin, belki de onlardandır. | Open Subtitles | ما أقوله هو انه يمكن ان يكون قد تحدث لأحد افراد العصابة |
Bu sadece 4 kişilik... Taek Soo'nun payını ayırırsak size kalmıyor. | Open Subtitles | انها لثلاثة افراد فحسب لذا لا يوجد اى شئ متبقى لك |
İşin içindeki tüm askeri personeli ve sivil çalışanları araştırdım bile. | Open Subtitles | لقد تفقدت افراد الجيش بالإضافة إلى أن الموظفين المدنيين متورطين |
Biz de aile üyeleriyle görüşmelerini denetleyebiliriz. | Open Subtitles | ويمكن تأمين زيارة افراد اسرهم تحت اشرافنا |
Tarikat üyesi olmak için şans kartlarına inanın. | Open Subtitles | اشرب الماء المقدس لتصبح واحد من افراد طائفتنا كل افرادنا هم اخوة |
Ekibimin bir üyesi değilsin. Bir hükümet çalışanı değilsin. | Open Subtitles | انت لست من افراد فريقي ولا موظفة بهذه الحكومة |
Asi mürettebat üyesi tutuklandı. | Open Subtitles | اعص اي فرد من افراد الطاقم وسوف يمسكك من الفراء |
Çete üyesi olduğumu sandığı halde gitmeme izin verdi. | Open Subtitles | انه ظن انى فرد من افراد العصابة, و دعنى اذهب. |
Yani ne yaparsan yap, ...seni çete üyesi olarak görmeye devam edecekler. | Open Subtitles | لذا مهما فعلت مادمت بيننا الكل سيراك احد افراد العصابات |
Sekiz çete üyesi, çete liderleri Julio Benes'in ortadan kaybolması konusunda Peder Sam'i suçluyor. | Open Subtitles | شارع لوكس الثامن يعتبر الأخ سام مسؤول عن إختفاء أحد افراد العصابة والمدعو جوليو بينيز |
Bu harika haberlere yeni aile üyeleri de eklendi. | Open Subtitles | واضافة افراد جدد لعائلتنــا أيضاً خبران يستحقان الاحتفال فلنشرب نخباً |
Unuttun galiba çünkü sadece aile üyeleri yarışabilir. | Open Subtitles | تذكري لايمكن المنافسة الا من افراد العائلة |
Anlıyorum, ama eğer halkın daha az eğitimli üyeleri ortaya çıkarsa. | Open Subtitles | أتفهم هذا، لكن ماذا لو حضِر عدد أقل من افراد العامة المثقّفين؟ |
O iyi bir keçiydi. Ona ailenin bir bireyi gibi davrandım. | Open Subtitles | انها كانت عنزه طيبه عاملتها كأحد افراد عائلتى |
Bizler elebaşlarını, üyelerini ve mafya ortaklarını... teşhis etmek, suçlamak ve mahkum etmek konusunda her şeyi yapıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نفعل مابوسعنا لأتهام وادانة افراد وجنود ومساعدين المافيا |
Sadece bir Loco ile konuşmuş olabilir diyorum. | Open Subtitles | ما أقوله هو انه يمكن ان يكون قد تحدث لأحد افراد العصابة |
MEV, 5 kişilik ekip ile fırlatıldı. Düştükleri alanı görebiliyorum. | Open Subtitles | العربه ألأرضيه انطلقت ومعها طاقم مكون من خمسى افراد لدى رؤيه بصريه لموقع التصادم |
Okul personeli hala hayatta olabileceklerini düşünmüş, o yüzden hemen ipleri kesmişler. | Open Subtitles | افراد المدرسة ظنوا انهم قد يكونوا على قيد الحياة لذا اخرجوهم من الاشجار |
aile üyeleriyle irtibata geçebiliriz. | Open Subtitles | احد افراد العائله لنتواصل معه؟ |
Son iki saatimi insanlara aile üyelerinin öldüğünü söylemekle geçirdim bu yüzden biraz... | Open Subtitles | ان افراد عائلاتهم قد توفوا واحتجت ان حسنا, اردت ان اقول مرحبا فقط |