Bunu izleyen aylarda, Batı Afrika, Ebola virüsü hastalığından binlerce kişiyi kaybedecekti. | TED | خلال الأشهر التالية ستفقد إفريقيا الغربية الآلاف من الناس بسبب فيروس إيبولا. |
Yani on binlerce, yüz binlerce molekül daha önce var olmayan bir yapı oluşturmak üzere bir araya geliyorlar. | TED | إذن ففي تنظيمٍ من عشرات الآلاف، ستقوم مئات الآلاف من الجزيئات بالتجمع لتكوين بنية أكبر لم تكن توجد سابقاً. |
On bin ila yüz binlerce yıllık sürelerde meydana gelen Dünya'nın yörüngesindeki küçük değişimler güneş ışığının Dünya'daki dağılımını değiştiriyor. | TED | تغيرات بسيطة في مدار الأرض تحدث على مدى العشرات إلى مئات الآلاف من السنين تغير توزيع ضوء الشمس على الأرض. |
Ve ben bin diğer şeytanlar var aynı hatayı yapmaz. | Open Subtitles | و لن أفعل الأخطاء نفسها التي فعلها الآلاف من المشعوذين |
binler üzerine binlerce pound'u temsil eden bir anahtar. Anahtar şeklinde. | Open Subtitles | الشيء الذي يساوي الآلاف و الآلاف من الباوندات على شكل مفتاح |
Kabileler, insan ırkının nasıl yönetileceğine yönelik binlerce doğal deney oluşturur. | TED | القبائل تحتوي على الآلاف من التجارب الطبيعية لكيفية إدارة مجتمع بشري. |
binlerce kullanıcının oylarına dayanarak, nerede bir görüş birliğinin oluştuğunu görme imkanımız oldu. | TED | وبناء على الآلاف من أصوات المشاركين، نكون قادرين على رؤية ما يتفقون فيه. |
Son yirmi yılda, astronomlar, güneş sistemi dışında binlerce gezegen buldu. | TED | وفي العقدين الأخيرين وقد وجد علماء الفلك الآلاف من الكواكب الخارجية |
binlerce insanın konferanslarıma geldiği Pakistan'dan henüz döndüm, çünkü her şeyden önce dostça bir Batılı ses duymaya özlem duyuyorlardı. | TED | لقد عدت لتوي من باكستان حيث جاء الآلاف فعلياً إلى محاضراتي لأنهم كانوا يرغبون أولاً في سماع صوت غربي صديق. |
912 metrelik tırmanış binlerce el ve ayak hareketi demek, hatırlaması oldukça güç. | TED | يمثل تسلق 3000 قدم الآلاف من الحركات المختلفة باليد والقدم، وهذا كثير لأتذكره. |
Sırf bu eyalette her yıl kaç bin kişi kayboluyor, biliyor musun? | Open Subtitles | تعلم كم من الآلاف من الناس تختفي كل عام؟ وكم يستغرق ذلك؟ |
Geçen hafta itibarı ile o şey yüz bin tıklamaya vurdu. | Open Subtitles | لحد الاسبوع الماضي ذلك وصل معجبوا ذلك الفيديو الى مئات الآلاف |
Niye sana yeni ayakkabı alman için 10 bin maaş ödüyorum ki şöför? | Open Subtitles | لماذا يجب علي ان ادفع لك عشرات الآلاف كراتب وانت تشتري الاحذية الجلدية |
Bu seni 10 bin yıldır iyi giden her şeyi mahveden kişi yapacak. | Open Subtitles | أنه فقط يجعلك خائنا لكل شيء جيد الذي حدث لعشرة الآلاف سنة الماضية |
Bizi bugün öldürmek isteyen bin Buz Ulusu savaşçısı var sokakta. | Open Subtitles | هناك الآلاف من مقاتلي أمة الجليد في الشارع يريدون قتلنا اليوم |
Mesela, şu an dünyanın farklı yerlerinden bin insanın genom dizilerinin incelendiği devam etmekte olan bir proje var. | TED | هناك على سبيل المثال مشروع يجري لسلسلة جينات الآلاف الافراد الجينوم الخاص بهم من مختلف أنحاء العالم |
Detektör dünyanın mesken edilmiş yerlerindeki elektriksel parazite maruz kalmadan binler metre karelik buzda tarama yapacak. | Open Subtitles | سوف تكشف فاحصة الآلاف من الكيلو مترات المربعة من الجليد دون مواجهة الاضطرابات الكهربائية من العالم المأهول بالسكان. |
Füzenin şehri vurması halinde, ölü sayısının binleri bulabileceği belirtiliyor. | Open Subtitles | لو إستهدفت المدينة، قد تصل خسائر الأرواح إلى الآلاف |
Aranızdan binlercesinin yeni yetenekleri var, ve zamanla, hepiniz bu Hareket'e katkıda bulunacaksınız, | Open Subtitles | آلاف على الآلاف منكم لهم قدرات جديدة وبمرور الوقت جميعكم سيساهم لهذه الحركة |
Ve asıl mesele şu, bu insanlardan binlercesi çoktandır orada. | TED | والشيء هو، انه يوجد الآلاف من هؤلاء الناس بالفعل هناك. |
Dünya genelinde, yangın alarmları belki de yüzbinlerce hayatı kurtardı. | TED | جرس الدخان ربما حفظ مئات الآلاف من الأرواح ، عالمياً. |
Ben yüzlerce insanın katılmasını beklemiştim, bilirsiniz, fakat binlerce insan başvurmaya başladı. | TED | وتوقعت أن ينضم للمشروع بضع مئات فقط لكن سجل الآلاف ضمن المشروع. |
Ta ki bir yaz, binlerce belki milyonlarca yusufçuk, aniden ortaya çıkana kadar. | Open Subtitles | إلى أن جاء ذلك الصيف حيث ظهر فيه الآلاف ربما الملايين من اليعاسيب |
Bunlara uçucu organik bileşenler denir ve yüzlerce hatta binlercesini her nefes verişimizde serbest bırakıyoruz. | TED | وتسمى بالمركبات العضوية المتطايرة ونقوم بإخراج المئات بل الآلاف منها في كل مرة نقوم بعملية الزفير |