Perdeleri çek, iğneleri topla, ışıkları kapat ve kapıyı kilitle. | Open Subtitles | ، أنزلي الستائر، ارفعي الدبابيس نعم أطفئي النور واغلقي الأبواب |
İncelediğimiz suçların yüzde doksanında insanlar kapıyı açıp suçluları içeri davet etmiş oluyorlar. | Open Subtitles | تسعون بالمئة من الجرائم التي نحقق بها يفتح الناس الأبواب و يدخلون المجرمين |
Şu kapılardan geçip, koridorun aşşağısına gidersen, orada da revir var. | Open Subtitles | وإذا أستمريت بالمشي لتلك الأبواب ستجد قاعة بالأسفل ستأخذ مباشرة للمستشفى |
İlk hastalar kapıdan içeri girdiğinde Aralık 2007 idi ve o zamandan beri hastane yaklaşık bir milyon hasta kabul etti. | TED | دخل أوائل المرضى من الأبواب في ديسمبر 2007، و من وقتها استقبلت المستشفي ما يقرب من مليون زيارة. |
Bir kapının önüne geldiklerinde mağrur bir şekilde poz verirler. | Open Subtitles | يتوقفون عند الأبواب, بوضع الوقوف في جو من الازدراء المتغطرس. |
Çocuklar kapılara Bengal dilinde isimlerini yazdılar, yalnızca isim yazmakla kalmayıp okulun inşasına yardım da ettiler. | TED | وقّع الأطفال أسماءهم بالبنغالية على الأبواب لم يقوموا بالتوقيع فقط، لقد ساعدوا أيضاً في بناء المدرسة. |
Birkaç saat sonra ün ve servet kapılarını tekrar açacağız. | Open Subtitles | خلال ساعتين.. سوف تُفتح الأبواب السحرية أمام الثروة والمجد، |
kapıyı kilitlerler ama hala içerideysen işlerini bitirmek için ekstra 15 dakikan vardır. | Open Subtitles | أغلقوا الأبواب ولكن إذا كنت لاتزال بالداخل فسيكون لديك 15 دقيقة كى تتنهى. |
İstediğin kadar kapıyı kilitleyebilirsin ihtiyacın olduğunda her zaman bir kapı daha olacak. | Open Subtitles | تغلق العديد من الأبواب كما تشاء هنالك دائما باب لفيلورى عندما تحتاج واحد |
Pekala, şimdi kapalı bir kaç kapıyı açalım. | Open Subtitles | دعنا نبدأ .. دعنا نفتح بعض الأبواب المغلقة |
Onun anahtarlarıyla kapıyı açarız ve diğer nöbetçilere sürpriz yaparız, ...onları öldürür, daha sonra Remington'lardan bir kaçını vururuz. | Open Subtitles | نفتح الأبواب بمفاتيحه ونأخذ النواب الآخرين على حين غرة نقتلهم, ونسرق عدة اسلحه ونهرب |
Sekizinciden sonra kapıyı açmazlar artık diye bekliyordum. | Open Subtitles | يا إلهي ، هل تعتقد أن بعد مقتل ثمانية منهن سيتوقفن عن فتح الأبواب |
En sonunda kapıyı, kırarak açtıklarında at alevler içerisinde kendisini dışarı atmış. | Open Subtitles | حينها كسروا الأبواب والحصان ظل يركض وهو مشتعل بالنيران |
O kapılardan geçmesini biraz daha zorlaştıracak bir şey yapabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك فعل أي شئ لتصعب عليه عبور تلك الأبواب ؟ |
5 dakika sonra, polis bu kapılardan içeriye sökün edecek. | Open Subtitles | ويل: في غضون 5 دقائق الشرطة ستقوم بتفجير تلك الأبواب |
Bir kapıdan nasıl girilir, gerçekten biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تعرفون بالفعل كيف تدخلون من أحد الأبواب ماذا تحاولون إثباته؟ |
Pencereden onu gördüm ve hareket etmediği için kapının camını kırdım. | Open Subtitles | شاهدته عبر النافذة فقمت بتحطيم الأبواب الزجاجية لأنه لم يكن يتحرك |
Çok garip. Burada kapılara genelde çok dikkat ederler. | Open Subtitles | هذا مضحك ، عادة إنهم حذرون فيما يخص الأبواب |
Onlara, insanları sokaklardan uzaklaştırmalarını ve kapılarını kilitlemelerini söyleyin. | Open Subtitles | أخبرهم أن يحذّروا الناس فى الشوارع والمختبئين خلف الأبواب |
Eve gidip linç çetesi için kapıya barikat kursam iyi olur. | Open Subtitles | أظنّ بأنّه عليّ أن أتّجه للمنزِل وأوصِد الأبواب ضِدّ قُنبلة غاضِبة |
Yanına tabanca alamaz çünkü kapıda metal dedektörü var... bu yüzden sinirli olacak. | Open Subtitles | هو لن يأخذ سلاحه لأن الأبواب فيها كاشفاتُ للمعدن وسيكون عصبيا جدا |
Bunlardan her biri önünüzdeki kapılarda bekliyor. | Open Subtitles | كل واحد منهم ينتظرك خلف الأبواب التى ستراها قبل ذلك |
kapısı da bir parmak darbesiyle kapanabiliyor. | Open Subtitles | لاحظ الأبواب من فضلك تستطيع قفلها بإصبع واحد فقط |
Bir John ve bir minibüs. Eyaletteki tüm evlerin kapısını çalacaksın herhalde. | Open Subtitles | هل سيكون يطرق على الأبواب في جميع أنحاء الدولة. |
Üniversiteden sonraki ilk işimde böyle bir gizli kapı arkasında çalıştım. | TED | وبعد التخرج، كان أول عمل لي خلف احد هذه الأبواب السرية. |
Kurban ve evdeki köpek saldırıya uğradığında tüm kapılar kapalıymış. | Open Subtitles | أعني، ضحيّة وكلبه مهاجم داخل من البيت بكلّ الأبواب أغلقت. |
Ve, orjinal hikayemize geri dönersek, anne babalar panikledi. Tüm kapıları kilitlediler. | TED | حسناً .. لنعد للقصة الأصلية ، الأبوان .. أصيبا بالذعر وأغلقوا الأبواب. |
Zaten kaza falan olursa, kapıların o kadar inceki, hemencecik keserler. | Open Subtitles | لأنك لو أصطدمت بها، الأبواب رفيعة سيقومون بقصها لإخراجك في لحظة. |