Hayır. Profesörün söyledikleri tamamen yanlış aktarıldı. | Open Subtitles | كلا , لقد تم تزييف تصريحات الأستاذ بشكل كبير |
Üzgünüm, ben gerçekten, Profesörün bunu yapabileceğine inanmamıştım. Bakın, ben... | Open Subtitles | آسف,ولكن إعتقدت أن . الأستاذ لن يستطع أن يفعلها |
profesörü neden bu şekilde onurlandırdığınızı sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكن أن أسألك لماذا تكرم الأستاذ بهذة الطريقة ؟ |
- Bir sürü de yiyecek varmış. - Bekle de profesörü çağırayım. | Open Subtitles | يوم عطلة الطباخ أيضاً دعنى أستدعى الأستاذ |
Çünkü her şey çok hızlı gelişiyor Bay kendi pantolonunu kendi alan. | Open Subtitles | فقط لأن الأمور تسير بسرعة أيها الأستاذ الكبير الذي يشتري بنطاله لنفسه |
Aniden, usta dans zamanının geldiğini söyler ve çırak postalanır. | Open Subtitles | فجأة يقرّر الأستاذ وقف الرقص ويتمّ طرد التلميذ |
Americalı Grace Atwood, Professor Linley'e olan düşkünlüğünden dolayı ilk defa ateş püskürmüyor. CCTV kameraları Bayan Atwood'u karısının tekerleklerini parçalarken yakaladı. | Open Subtitles | هذه ليست المرة الأولى التي تعاني فيها الفتاة الأمريكية غريس أتوود من المنافسة حيث أرتبط أسمها مع الأستاذ لينلي |
Önemli olan, Profesörün iç çamaşırlarının artık güvende olması. | Open Subtitles | ما المهم فى أن حقيبة الأستاذ . التى بها ملابسه الداخليه أصبحت فى أمان |
Basit. Profesörün yanına gidemezsin çalışmak için. | Open Subtitles | بسيطة لا يمكنك العودة للإشتغال مع الأستاذ |
Profesörün bana önerdiği işlerden biriydi. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى ماك نيل. إنها واحدة من الأعمال التى أعدها لى الأستاذ |
Ve kendi iyiliği için, profesörü de kurtarmalıyız. | Open Subtitles | ويجب علينا أن ننقذ الأستاذ بالرغم من نفسه |
Ve tek başına profesörü Yuma'dan çıkaramazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع الحصول على الأستاذ خارج الحصن يوما لوحدك |
Birkaç adam topla. Gidip profesörü bulacağım. | Open Subtitles | أحضر بعض الرجال سأذهب للعثور على الأستاذ |
Bay Gürültü, Bay Benzin Tüketimi, Bay Çatışmayı Önleyici Özellikler'iniz var. | TED | لديك الأستاذ. الضجيج، الأستاذ. استهلاك الوقود، الأستاذ. الخواص المضادة للاصطدام. |
Eğer onarılabilirlik yeni bir gereksinim ise, çözüm yeni bir fonksiyon yaratmak, Bay Onarılabilirlik. | TED | إن كانت القابلية للتصليح هي المتطلب الجديد، فإذاً الحل هو بخلق دور جديد، الأستاذ. القابلية للتصليح. |
Büyük usta seviyesindedir. Ben de onun gibi olacağım. | Open Subtitles | مستوى الأستاذ المحترف سأصبح مثله |
Aylar önce Professor Linley'in evli olduğunu öğrendiğimde onu terkettim. | Open Subtitles | كلا, لقد تركت الأستاذ لينلي منـُـذ أشهر عندما عرفت بأنه متزوج |
Bir profesörle birlikte çalışır ve sorularını Profesöre cevaplatabilirler. | TED | يمكنهم العمل مع الأستاذ الجامعي والحصول على أجوبهم لأسئلتهم. |
profesörden seni tekrar görmek için izin istedim. | Open Subtitles | طلبت من الأستاذ إذا كان ممكناُ أن أراك مرة آخرى |
Evet, ama daha önce Profesör Moriarity'den kurtulmamız gerekmez miydi? | Open Subtitles | نعم,ولكن ألا يجب ان نتخلص اولا من الأستاذ مورياتى ؟ |
Babam nüfuzlu bir adamdı, O yüzden de Hoca, müdüre gitmeden, babama gelmiş. | Open Subtitles | بسبب ثراء والدي إرتأى الأستاذ أن يخبره أولاً قبل أن يخبر المدير |
Hocam, lütfen sınavda çıkacak soruları bana söyleyin. | Open Subtitles | أيها الأستاذ ارجوك أخبرني ماهو الإجابة على السؤال فى الامتحان ؟ |
Koçum profesörle özel bir ayarlama yaptı. Model sen olacaksın. | Open Subtitles | مدربى قام بعمل ترتيبات مع الأستاذ ، وأنت ستكون النموذج. |
Diğer taraftan, Şili'de bir öğretmen onları destekleyen, bir personelden de azına, 0,3 personele sahip. | TED | على كل حال، الأستاذ في تشيلي، لديه أقل من نصف شخص، ما نسبته 0.3 شخص، يدعمونهم. |
Ben Öğretmenim. Sınıftaki en zeki kişi olmalıyım. | Open Subtitles | أنا الأستاذ , يجب أن أكون أذكى من في الفصل |
Saçmalık bu. Seninle bir anlaşma yaptık ve buna göre öğretmenin söylediğini yapacaktın. | Open Subtitles | لقد اتفَقنا، و كانَ جزءً من الاتفاق أن تفعَلَ ما يطلبُهُ منكَ الأستاذ |