| dostlar arasında prensibin lafı mı olurmuş, tabii eğer dostsak? | Open Subtitles | مبادئ بين الأصدقاء ؟ نحن أصدقاء ، أليس كذلك ؟ |
| İnsan, arkadaşı ne kadar aptalca davransa da ona kızar mı? | Open Subtitles | الأصدقاء لا يغضبون من بعضهم البعض مهما كانت غبيةٌ هيَ تصرفاتهم. |
| Dışarı çıkacağım... ..ve eski tenis kulübünden arkadaşları ziyaret edeceğim. | Open Subtitles | سأخرج لعدة ساعات لزيارة بعض الأصدقاء القدامى من نادي التّنس |
| Bir sürü dostum vardı ama yine de kimse ailenin yerini tutamıyor | Open Subtitles | كان لي العديد من الأصدقاء الهنود كنت أذهب للكنيسة في نفس المكان |
| Nasıl olur da, Teksas'ta yaşarsın ve yüzlerce Meksikalı arkadaşın olmaz? | Open Subtitles | كيف تعيش في تكساس وليس لديك المئات من الأصدقاء المكسيكيين ؟ |
| Evet, dikkatli ol. Böyle arkadaşlarım vardı. Bunlara düşman deniyor. | Open Subtitles | نعم، احذري كان لدي مثل هؤلاء الأصدقاء وكانوا يدعون أعداء |
| Bir akşam, Lagos'ta Louis ve ben arkadaşlarla dışarı çıktık. | TED | وفي ليلة في لاغوس خرجت أنا ولويس مع بعض الأصدقاء. |
| Ama bugün kendi adıma yaptırdım çünkü dostlar böyle yapar. | Open Subtitles | ولكن اليوم, وضعت اسمي لأن هذا هو ما يفعله الأصدقاء |
| Ben de bütün bunlar olurken yanında olacağım. Çünkü gerçek dostlar böyle yapar. | Open Subtitles | وجئت هنا لأقف إلى جانبك بينما يحدث ذلك لأن هذا ما يفعله الأصدقاء. |
| Ben de bütün bunlar olurken yanında olacağım. Çünkü gerçek dostlar böyle yapar. | Open Subtitles | وجئت هنا لأقف إلى جانبك بينما يحدث ذلك لأن هذا ما يفعله الأصدقاء. |
| Bak, kuzen olmanız birbirinizin en iyi arkadaşı olacaksınız demek değil. | Open Subtitles | اسمعي , فقط لأنكم أقارب لا يعني ان تكونوا أعز الأصدقاء |
| Bu biraz zaman alacak. Charlie'nin bir sürü arkadaşı var. | Open Subtitles | هذا سوف يأخذ وقتا تشارلى كان لديه الكثير من الأصدقاء |
| Ve sahip olduğumuz güzel arkadaşları kaybettiğimiz zaman bile, tepki göstermedim sana, hiç bir şey söylemedim ve biliyorum ki hata yaptım. | Open Subtitles | حتى عندما خسرنا أفضل الأصدقاء الذين لم يكن لدينا خيرا منهم، لم أقل شيئاً أبداً، كنت أعرف أنه خطأ حول هذا الأمر. |
| Yani siz de onun sözde arkadaşları gibi onu yolmak için buradasınız. | Open Subtitles | اذن انتم هنا للاستفادة من مال إبنتي مثل الآخرين تمثلون دور الأصدقاء |
| Martin'in tanışmasını istediğim bir iki eski dostum. | Open Subtitles | فقط بَعْض الأصدقاء القُدامى أَمُوتُ من أجل مارتي للإجتِماع. |
| Kafanı kullanmalısın, dostum. | Open Subtitles | أنت أذكى من هذا العمل حماقة. يجب أن تستخدم رأسك، الأصدقاء. |
| Biliyorum alışman zaman alacak tatlım, ama orada bir sürü yeni arkadaşın olacak. | Open Subtitles | سوف تحتاجين إلى الوقت لتتأقلمي هناك و سيكون لديك الكثير من الأصدقاء الجدد. |
| arkadaşlarım bu kadar iyi eğitim alan birinin ekonomik olarak nasıl çökebildiğini merak ediyorlar. | TED | يستغرب الأصدقاء من داخلهم كيف يمكن لشخص ذي تعليم جيد أن ينحدر مستواه الاقتصادي. |
| Aklıma gelmişken, yarın gece arkadaşlarla içeceğiz. | Open Subtitles | بالمناسبة، سنحظى ببعض الأصدقاء ليلة الغد |
| Bu hafıza ayrıca neresi dost neresi düşman bölgesi bilmeye ek, üreme bölgeleri ve doğum alanlarını da kapsar. | TED | وتمتد هذه الذاكرة أيضًا لتشمل مواقع التزاوج ومناطق الولادة، إضافة إلى معرفة من هم الأصدقاء ومن الأعداء من الجيران. |
| Ama sahip olduğu o arkadaşlara samimiyetle ve cömertçe yaklaşıyordu. | Open Subtitles | لكن هؤلاء الأصدقاء الذين تملكهم كانت تعاملهم بقلب ويد مفتوحة. |
| dostlarım Arkansaslı hemşehrilerim, Amerikalı hemşehrilerim. | Open Subtitles | أيها الأصدقاء يا رجال آركانساس يا رجال أمريكا |
| Büyükler içinse, mahallede ne olup bittiğini öğrendikleri ve arkadaşlarıyla görüştükleri bir yer. | TED | وأما الكبار، فإنهم يذهبون إلى هناك لمعرفة آخر المستجدات في الحي وللقاء الأصدقاء. |
| Yarın akşam bir ziyafet vereceğim ve onu arkadaşlarımla paylaşacağım. | Open Subtitles | لذلك مساء الغد سنتناول الغداء في حفلتي ونتشارك مع الأصدقاء |
| Her neyse onu bu gece birkaç arkadaşla birlikte kulübe götürmek istediğimi söyledim. | Open Subtitles | على كل حال, لقد أخبرتها بأني رغبت بأخذها للملهى الليلة مع بعض الأصدقاء, |
| Hayatının sonuna kadar arkadaşlarınla yaşayamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع العيش بقية حياتك مع الأصدقاء. |
| Bazılarının vergiden düşülebilen kayıpları riske edebilen birçok zengin dostları vardır. | Open Subtitles | واحد له عدد كبير من الأصدقاء الأغنياء الذي سيخاطر بخسائر الاستقطاعات الضريبية. |